hali hazırla 12-13 yıllık bir çalışanım. 4600-4700 günlük primim olmuş, yaşım geldiğinde kısmi emeklilik hakkı kazanmışım yani.
ama geriye dönüp baktığımda genel anlamda iş hayatından,
git gel bir arpa boyu yol alamamaktan (hani yol almak nedir o da çok göreceli bir kavram ya!)
sistemin kuklası olmaktan
ne biliyim çok sıkıldım yahu. son zamanlarda iş hayatım için bir tükenmişlik yaşıyorum. onu yapıyorum olmuyor bunu yapıyorum olmuyor motivasyonel anlamda baya bir düştüm.
moral açısından iyiyim ama. hayatın birazcık da olsa anlamını bulma yolunda güzel insanlar tanıyorum, onlarla birlikteyken içgörü geliştiriyorum ama
iş hayatı anlamında hiiç ama hiç motivasyonum yok.
kaynak konusuna gelirsek, elbetteki bir kaynağım yok. işten çıksam 10 ay işsizlik maaşı alırım, sonrası meçhul. ailemle yaşıyorum. büyük bir sorumluluğum yok.
benzer şeyleri yaşayanlar var mı? ne düşünüyorsunuz? iş hayatı anlamında motivasyonumu toparlamaya bile motivasyonum yok. yani desem ki çıkıp biraz kafamı dinlesem ve sahalara tekrar dönsem.. ne olucak yani??
stresli iş hayatı olanlara bakıyorum, 40-50 arası ciddi rahatsızlıklar geçiriyorlar.
herşey bunun için mi ya?! diyip üzülüyorum. hayatın genel gidişatına. off çok kafam karışık.. bana bir akıl verin. benzer durumu yaşayanlar ne yaptınız?
sıkmayın kendinizi, pandemi sonrasında hemen herkesin derdi aynı bu aralar. işinizi hayatınızın odağına koymayın, boş vakitlerde yaptığınız bir şeymiş gibi görmeye çalışın. günün verimsiz zamanı olan sabahtan akşama kadar olan vakiti işinize ayırın gerisinde hayatınıza bakın. işyerinizi her gün gittiğiniz için size para veren bir atm gibi düşünün, duygusal bağ beslemeyin, beklenti içine girmeyin, ileriye dönük kariyer hedefleriniz yoksa işinizi yapın, yeter. günün sonunda yönetici dediğimiz bizim üstümüzde bulunan herkes bizim gibi o işin işçisi.
aldırmamaya çalışın, hayatınızın temeline işinizi koymayın, gerekirse profesyonel destek alın, yaşamaya bakın.
gezin, okuyun, insanlarla tanışın. sadece bu üçü bile hayatınızı renklendirir.
yoksa hayatın büyük bir amaç, araç vs olduğu yok. ne yaşıyorsanız hayatınız odur. o yüzden kendi hayatınızı kendiniz planlayın. ben öyle yapmaya çalışıyorum.
hayatınızı, iş özel hayat dengenizi ve stres yönetiminizi sağladığınızda çok keyif aldığınız bir boyuta dönebiliyor.
takmayın kafaya, rahat olun. :)
50'ye merdiven dayadım aynı şeyleri düşünüyorum. keşke aylaklığa övgü kitabında yazdığı gibi olsa her şey. günde 5-6 saat çalışsak, hayattan daha çok tat alabilsek, geçim kaygımız olmasa veya tüketim politikalarının esiri olmasak.
pratikte öyle olmuyor maalesef. emekliğe 2 sene kaldı ama sonrasında da çalışmak zorundayım.
şair bile zamanında "viran olası hanede evlad-ı iyal var" diye yazmış.
sonuç: dişlilerin arasında öğütülmeye devam. tek yapabildğim geç de olsa trading ve yatırım konusunda kendimi eğitmek oldu. yaklaşık 2-3 seneye daha ihtiyacım var. eğer başarabilirsem emekliliğin tadını böyle çıkarabilirim diye ümit ediyorum.
geçenlerde şunu düşündüm;
üniversite de dahil olmak üzere 20 yaşlarımdan beri hep dışardayım..
enerjimi biraz ev ortamında tutmak istiyorum.
bu da sanırım biraz fedakarlık gerektiriyor. fedakarlık dediğim, sistemin bize yamadığı alışkanlıklardan kurtulmak oluyor sanırım. yoksa büyük fedakarlıklardan bahsetmiyorum. işte gezip tozma alışkanlığı (ki artık burama kadar doydum gezmekten tozmaktan da, sinemadan tiyatrodan, tatillere de doydum. asla ve asla aklımda hiçbir yapamadığım şey kalmadı.. motor sürdüm, değişik sporlar denedim, güzel yerlerde yemekler yedim, istanbulu dibine kadar yaşadım bence.. her semtiyle.. ama artık havlu attım !!
artık biraz evde durmak istiyorum ya :( bir kadın olarak enerjimi evde yönetmek istiyorum. zaten totally ev insnıyımdır. yetti gari şimdi istifamı vermeye gidiyorum jdfhdjfh
iç dökmek için yazmıştım ama kendi kendime gaz vermeye başladım
bir sene önce aynı gerekçelerle istifa ettim ve freelance çalışmaya başladım. stressiz iş yok. bir sene önce sabah uyanıp işe gidecek motivasyon bulamıyordum, dün gece sabaha kadar iş yetişsin diye çalıştım. söylediğiniz kafa rahatlığına erişmek için insanın kendini sistemin tamamen dışına çıkartması gerekiyor ki bu da pek mümkün değil.
Benim stressiz olan bir is arkadaşım oldu; aksam 4 dedi mi cikardi, hiç umurunda olmazdi. Bana ben kariyer istemiyorum, sadece kazandığım para yapmak istediklerimi karşılasin diyordu. Ise bisikletle gelirdi, aksam is cikisinda eve gidip kosardi vs. Sürekli dagcilik vs islerindeydi. Harbiden adam bir gıdım bile ilerlemek istemiyordu.
Bu noktaya gelmeden rahat yok. Freelance de olsanız kendi is patronu da olsaniz çok acayip zengin olmadıkça stress free bir is hayatı zor.
10 yıl tecrübeniz varsa kendi işinizi kurmayı deneyebilirsiniz. Bunu yapmadığınız sürece maalesef her şey bir gün emekli olabilmek için... Ya da belki meslek değiştirebilirsiniz. Evden çalışma seçeneğini de değerlendirebilirsiniz. Ben daha yolun başındayım. Tavsiye veremem ama hissettiğiniz normal bir şey. Hele Türkiye'de çok normal. Tatile çıkabilirsiniz bir süre.
yazdıklarını biraz kışın başlangıcına bağladım. bergamot çayını alıp, sıcak evinde netflix'ten gilmore girls izleyip gofret gömmek varken iş yerinde stres içinde olmayı kim ister. hem de bu mevsimde.
iyice düşündükten sonra hormonlar, mevsim geçişi vs. değil de gerçekten ihtiyaç ise, 4-5 aylık bir ara verilebilir. erkekler askere gidiyor, onun gibi düşünün. kaçırdığın bir şey yok. gerekirse geri dönüp başlarsın.
ama bu arayı evde oturup dizi izlemekle harcama. ben olsam kimsesizlere, yoksullara, evsizlere destek olan derneklerde gönüllü çalışırdım.
geçen sene kırsalda bir okula yardıma gittim. oradaki insanların hayatlarına şahit oldum. fedakar öğretmenleri, öğrencilerin bir asır önceki hayatı nasıl yaşadıklarını gördüm. hala yol olmayan köylerin olması, okulda soba yakılması gibi. bunlar çok acı gerçekler. biraz da insanı hayatta neyin daha önemli, öncelikli olduğu konusunda düşünmeye zorluyor.
Gabe +1 olabilir.
Avrupa'da sabatical tarzi aralar alan insanlar çok. Denk geliyorum Avustralya'dan falan gelip Avrupa'da 1 sene kalmaya gelen aileler. Belki de böyle bir şey lazım ama para olmadan bunu yapmak da kolay değil.
logisticsmanager'in anlattigi calisan gibiyim. onceden cok stresli bi isim vardi simdi issizliktense bir seyler yapiyoruz kafasinda kendime daha uygun bir yere gectim az kazaniyorum ama kafa rahat. hatta bir tik sorumsuzluklar da cabasi tarafimdan :/
eger sevdigim ise baslamasaydim eski stresli isimden de cok kez dusundugum halde dan diye istifa etmedim. iyi secenek varsa ona zemin hazirlayip oyle vazgecmek lazim. burnout arada herkesi bi tokatlar. bombos 10 gun gecirecegine kendi kafani acacak bir sey olabilir illa aci gercekler de degil, scuba diving gibi dunyadan uzakta hissettiren seyler. hayatin sadece isle gecmedigini hissetmeniz lazim bence
Acı gerçekle yüzleşmişsiniz:)
Kariyer diye insanlara satılan hikaye aslında büyük firmaların ihtiyacı olan sadık iş gücünü oluşturmak için kurgulanmış ve pompalanan bir konu.
Günün sonunda "kariyer" kovalayanları çoğu 50'li yaşlarına yaklaştığında belki çok ufak bir birikimle kariyerini noktalıyor. Çok küçük bir bölümü üst düzey makamlara geliyor, gelirleri katlanıyor.
Zaten şu anda global ölçekte yaşanan sessiz istifa gibi kavramların çıkış noktası da bu. O yüzden şirketler çalışanlarını motive edecek yöntemler maddi manevi arıyor deniyor.
Belki bu kadar strese girmeyeceğiniz yeni bir meslek denemelisiniz.
yaptığınız iş sadece size para ve iş arkadaşları kazandırıyorsa, sizi tüketmeye başlıyor. yaş ortalara yaklaştığında bir bunalma geliyor bu yüzden.
ben de aynıydım, istifa ettim, işimle alakalı bir alana kaydım, kendimi geliştirmiştim zaten, şükür şu an çok daha iyiyim her açıdan. şu anki konumumun en güzel tarafı evden çalışıyorum. sorun şu ki, herkes işe gittiği için haftaiçi gündüz arkadaşlarla pek görüşemiyorum.
yazılmış zaten, stressiz iş yok. biraz da karakter meselesi. ben yaptığım şeyi mükemmel yapacağım diye titizlenenlerdendim. hâlâ öyleyim, ama işimi aşırı sevdiğim için daha az yoruyor stresi.
bir karar verirken iki türlü düşünürüm ben; üç yıl sonra ölsem ne olur, bu kararımdan memnun kalır mıyım? derim önce kendime. bir de 85 yaşında ölsem bu kararım beni nasıl etkileyebilir? derim. iki türlü en olumsuz senaryoda bile "amaaaann neydi o işyeri öyle yaa, iyi ki bırakmışım" diyeceksem salıyorum istifayı.
hakkınızda hayırlısı olsun. sevgiler.