medya sektorunde 3 yildir calisiyorum sektorun "sozde" en iyi yerlerinden birindeyim. burada calismak midemi bulandiriyor ve asil mezun oldugun yabanci dil ogretmenligi alaninda su an ek atamaya basvuruyorum. kontenjandayim tercih yapacagim ama tercihlerim disinda da 41i acmak dedigimiz seyi de isaretleyecegim. bilmeyenler icin "yazdigim yerlerden hicbiri cikmazsa devletin atadigi yere gidip gorev yapacagim" demektir. 40 secenekten hicbiri siralamama yetmezse herhangi bir yere atanabilirim.
28 yasina kadar istanbuldan ayrilmadim. en fazla yurt disinda vakit gecirdim tr icini pek tanimadim. butun cevrem istanbulda oldu bu sayede. ilkokul, lise ve uniden arkadaslarimla gorusen biriyim. su an ailemin evi var hali hazirda ve ekstradan butun masraflarini ailemin karsiladigi ikinci bir evim daha var. canim isterse ailemde, yalniz kalmak istersem kendi evimde kaliyorum. burda kazandigim para bana tamamen harclik olarak kaliyor fakat sektor cok duzensiz gece gunduzumuz yok ve burda ilerlemek icin yapmam gereken seyler bana aykiri oldugu icin iyice isten sogumus durumdayim.
atama seceneginde baska sehire gitmek beni inanilmaz korkutuyor. hem ogretmen maasinin dusuklugu, kira vermem gerekecek ve yapayalniz kalacagim. diger yandan izin konusunda daha belirli olacak ve yazin yurt disindaki akrabalarimda kalabilirim istedigim kadar. ya da istanbulda kalirim yazlari.
muzikle cok ilgiliyim istanbul hayrani biri olmasam da cogu katildigim etkinlik burada gerceklesiyor ve katilim gosteriyordum. sozun ozu bu konforu yasarken sektor degistirdigim anda aradigim "kendine zaman ayirma, kendi meslegini yapma" isine kavusacagim. muzikte gelismeye calisirim bu sayede. ama kendimi bes yasindaki cocuktan farksiz hissediyorum sorumluluktan korkarim:( hayat tecrubesi anlaminda. belki de bir basima gitmek beni olgunlastirir mi?
ilk kez kontenjana girebildim puanimla ve bu yuzden 41i acmak istiyorum. cesaretlendirebilir misiniz? gercekten sehir disina gitmek o kadar korkunc bir sey mi? istifadan once cok sey icin cabaladim ama karsiligini alamadim. sektorel anlamda en iyisi oldugu icin de baska is geriye ogretmenlik kaldi.
Doğrudan konuşmak gerekirse aykut kocaman ın dediği gibi bazı çiçekler bazı topraklarda olmuyor, sen de şimdiye kadar kültürünü çevreni batıda kurmuşsun, o yüzden 41i açtırma, doğuya atandığında ilk sene dolmadan istifa eder istanbula dönersin, tek başına uzakta yaşamak insanı olgunlaştırır fakat bu yaştan sonra doğuda bir kaç yılı kaldıramazsın
Ben bir ara sizin ülkenin doğusu ile ilgili ayrımcı/ otekilestirici bir dille yazdığınız asla orda yaşayamam temalı bir duyurunuzu okumuştum. Onları yazan kişinin 41'i actirmasina şaşırdım. Kendiniz zaten İstanbul dışına çikmadiginizi yazmışsınız. @freebird5406_2 gibi düşünüyorum ben de bu yüzden.
25 yasinda Antebe gittim. 2 sene kaldim. Isteyerek gitmedim. Ankara'dan oteye gecmemistim. Istanbul'u cok seviyordum. Ailemi kirmamak adina atandim. Istanbul'da keyfim yerindeydi cunku. Ogretmenligi seviyor musunuz? Cocuklarla olmayi, ogretmeyi? Cevabiniz evetse 41'i acin. Antepteki senelerim cok yogundu, yorucuydu, yasarken cogu zaman cok zordu. Ilk aylar ruh gibiydim, mutsuz ve her seyden bir haber. Suan bakiyorum da iyi ki hayatimda o 2 sene var. Inanilmaz guzel arkadasliklar kurdum, cok keyifli anilarim var hala gulumseyerek hatirladigim, anlattigim. 2 sene kaldim, belki 10 sene olgunlastim. Dogu zordur, idareler genelde sıkıntılıdır, anlayissizdir fakat hayatin size hangi suprizleri hazirladigini bilemezsiniz. Ogretmenligi seviyorsaniz 41'i acin. Benim icin hayatimin en dogru kararlarindan biri atanmakti cunku.
Seni olgunlaştırmaktan çok gerçek hayatla tanıştırır. Ben anlattığınız kadarıyla mantıklı bulmadım. Yaşanacak yer var, yaşanmayacak yer var. Seçenek öğretmenlikse özel sektör düşünülebilir. Ama şöyle bir şey de var, insanlar gittikleri yerleri sevebiliyor. Eniştem polis. Kars'ta görev yapmıştı. Arkadaşları orayı beğenip orada biraz daha kalmıştı. Düşük de olsa böyle bir ihtimal de var.
istanbuldan ayrılmamış, başka şehre gitmekten korkan birinin sırf memur olmak için en alakasız şehirlere bile gitmeyi göze alması bana çok garip geldi. muhtemelen atandıktan 3 ay sonra istifa edip hayata baştan başlayacaksınız. ben yerinizde olsam mesela bir Antep, bir Hakkari, bir Rize, bir Sinop, bir mersin, ne bileyim bir konya bileti alıp bir tur atardım oralarda. etkinlik peşinde koşan biri için 3 büyük şehir ve tatil yerleri dışında yaşam alanı yok Türkiye'de.
bence konfor alanindan cikmak biraz overrated. maddi durum iyiyse ve istanbulda kira odemeden yasaniyorsa ben amacsiz bir sekilde doguya gitmezdim herhalde. istanbul'da sartlari suankinden daha iyi baska is bulursun belki. bir de dogu var dogu var. yukarida antep ornegi verilmis mesela, antebin merkeziyle iyi mahallesiyle tasrasi varosu arasinda dahi cok fark var. herkese gore olmayabilir.
Yapma derim, üzülürsün. Konfor alanında kal.
Alakasız yerlere tek başına gitmek seni olgunlaştırmaz, zorluklarla baş etmeyi öğrenirsin ama bundan güçlü çıkmazsın, aksine psikolojin bozulur travmatik olabilir. Balpolen'in dediği gibi öğretmenliğe tutunur, yaptığım iş tüm bunlara değer dersen belki dayanabilirsin ama onu da ciddi düşün cidden bu kadar tutunabilir misin öğretmenliğe diye.
Bi de illa şark görevi gibi bişi mi gelmek zorunda? Belki Muğla gelicek İzmir gelicek, yaşam tarzına uygun yerler olursa ortamını yaparsın orada. En kötü geri dönme ihtimalin olabilecekse o zamana kadar idare edersin. Mevcut işinden kurtulmana değer bu kadarı.
istanbul'da doğdum büyüdüm, ailem de aynı şekilde.
istanbul'da bile çok izole bir ortamda, izole bir arkadaş grubuyla, belli bir sosyal ve kültürel bir çevrede oldum.
geçen yıl ankara'ya taşındım durup dururken.
bana çok iyi geldi.
mesele kendini kanırtmak ve perişan edip sürünmek değil ama ben her zaman kendine meydan okumaya inanan biri oldum, kendi hayatımda da uyguladım.
deneyim, yaşamadan sahip olunamayacak bir şey.
bu hayatın dayattığı zorunlu bir değişim veya deneyim olsa elbette çok daha yıpratıcı olurdu.
ama burada en azından maddi kaygı yok, yani çok sıkışılsa aile destek çıkar anladığım kadarıyla.
ki bu zaten en önemli faktörlerden biri.
gerçi aile destek çıkmasa da, o da göze alınabilir bir şey bence.
mesele sadece olgunlaşmak değil.
insanın 40'ına, 50'sine geldiğinde anlatacak hikâyeleri olmalı.
sadece kendinle "yapamadım" diyecek kadar barışık olabilmen lazım, yani kompleks ve hırs yapmamalısın, yapamazsan kendini başarısız olarak görmemelisin.
herkesin yapabilecekleri ve yapamayacakları var.
sen de bunu öğrenmiş olursun.
yaşın müsaitken kendini tanımak ve sınırlarını öğrenmek için iyi bir şans bence.
dümdüz yaşamak anlamsız, dene gör derim ben.
kendini daha fazla geliştirmek istiyorsan ve bi kaç yıl sonra devlette/özelde batıya gelme imkanın olacaksa biraz da çile çekmeyi göze alabilirim diyorsan go
bence bu değişikliği esas yapma sebebini de göz önünde bulundur, listeyerek hepsini
gurbetin bir güzel yanı her tatilde istanbul'a dönebilmek, eğer makul bir uzaklıktaysa yolculuklar
diğer şehirlere ulaşımın daha yakın olması
Şu anki ekonomik koşullar nedeniyle İstanbul fazla tercih edilmiyor. Bu nedenle 41’i açıp İstanbul’a atanan da duydum, normalde tayin hakkı dolmadan İstanbul’a tayin hakkı verilip gelen de duydum bu günlerde.
Aynı şey size de olur diyemem ama başka yere atandığınızda da bir kaç yıl dişininizi sıkınca istanbul’a dönmek yine diğer şehirlere göre daha kolay oluyor.
41’i açmak bana göre bir tür survivor cesareti, o cesareti ne kadar kendinizde bulduğunuz önemli. Diğer yandan tercih ederek gittiğiniz yerden memnun olacağınızın da hiç garantisi yok. Şehir iyi olur, okul berbat olur, okul iyidir idare facia olur canınızdan bezdirir, hepsi iyidir arkadaş ortamı uymaz vs bir dolu bilinmezlik var. Ya da hiç ummazsınız ama acaip güzel olur her şey, nasip kısmet bu işler.
Hayırlısı olur inşallah, gönlünüze göre olsun