ne diyorsunuz?
cinsiyetçi başlığına baktım, sözlükte bile kimse doğru düzgün tanımını yapamamış :)
bu tarz "x'ist, y'ci" gibi tanımlar kabaca "bizim kabileden değil" anlamına geliyor zaten.
demek ki insanlar, otisabi'yi cinsiyetçi olarak tanımlayanlara o kadar da sempati duymadıkları için, "x'ci bu" muhabbetini ciddiye almıyorlar.
ha ben sevmiyorum mesela, bayıyo beni çok. ama o da kişisel zevk işte.
Cinsiyetçi değil de aşırı eril sanki. Aynı dünyayı kadın gözüyle anlatan bir seri hayal edelim gözümüze cinsiyetçi gelecek miydi, sanmam.
Abi bu kurgusal bi karakter cinsiyetçi de olur her şey de olur, bu karakterin bu özelliği nedeniyle nefret edilmesini gerektirmez çünkü kurgusal bi karakter, senin mantık biraz "Erol Taş ne kadar kötü bi adam ya" demek gibi bi şey. Misal Otisabi babasına tecavüz eden bir karakter de olabilirdi ve o zaman da insanlar nefret etmeyebilirdi ama gerçekte böyle bir şey olsa hepimiz "tüü Allah belanı versin" derdik, öyle bi şey bu.
Ciddiye alinmayacak kadar gercek dışı. O yuzden uzerinde dusunmeye degmeyecek bi seri.
Şöyle diyelim, bir ara blogger kadınlar vardı. Şöyle bir adam düşürdüm, böyle bir adam attım eve falan diye yazılar yazarlardı. İşte onlar ne kadar cinsiyetçiyse bu da o kadar cinsiyetçi. Hiç farkı yok içerik olarak.
Cinsiyetçilik biraz daha sert bir tanım. Bir durumu cinsiyetçi olarak tanımlamak için orada ciddi bir önyargı ve ayrımcılık olması lazım.
Bir de yani kurgu karakterlerde de artık takılmayalım bunlara. O zaman bütün filmler kitaplar diziler çok sıkıcı bir noktaya gitmez mi?
Konunun içinde 'bu sadece bir kurgu'dan fazlası var. Çizgileri yaşam düşüncesini de yansıtıyor. Şöyle dile getirmiş bir röportajında;
''Seks benim köşemde sonuç olarak işleniyor, onlarda ise süreç. Mesela hocalardan birisi sırf erkek ereksiyonunu “muhteşem” yapan duaların olduğu kitap yazdı ve sattı, başka bir hoca cennette inmeyen penisten bahsetti. Oral seksin ne kadar olacağına karar veremediler hala. Bir de kutsal topraklardaki otel odasında “dik duruşla” giden de var. Cinselliğin sadece erkeğin hakkı olduğunu düşünüyorlar. Ama sadece o birkaç dakika ile sınırlı sürece odaklanmışlar. Bir kadını tanımak, ona ulaşmak için bir takım meziyetlerin olması gerektiği akıllarına gelmiyor. Çünkü rekabet olsun istemiyorlar. Parası neyse bastırıp alır ya da daha çocuk yaşta hiçbir şeyin farkında değilken kapatırsın yatak odasına, oh şahane. Oysa doğada seçen taraf dişidir hep. Ve bu da medeniyetin gelişmesini tetikler.
Sorunuzun cevabına gelince, kadını sosyal hayattan çekip dört duvar arasına koyduğunda ne resim yapılır ne edebiyat ne de sinema. Marketten poşetleri doldurup TOKİ binalarından birindeki dairenizde akşam oturup televizyon izlersiniz o kadar. İnternet yasaklanmamışsa tuvalet kağıdını masaya koyup porno sitelere dalarsınız. Çünkü kadını tanımayan, dışarıda görmeyen erkek onun sadece içine girilen canlı olarak hayal eder. Eh fokur fokur kaynayan testosteronu yatıştırmak için kendisinden daha az kıllı olanı hedef seçecektir. İnanmayan sinekkaydı tıraş olup Afganistan’a gitsin, uçak bileti benden.''
ikibinler başı mizah dergilerinin kültürünü yansıtıyor. sosyal adalet icat edilmeden önceki zamanları. o yüzden normal. kötü kedi şerafettin, kunteper canavarı, üzeyir vs şu anda okusan kanın donar. otisabi yine onların yanında soft kalıyor.