Ben ikimizin de fikri bu ikna etmeye çalışmamak zamana bırakmamız lazım diyorum. O yok böyle olmaz çocuk yapılacak diyor. Bu sağlıksız ilişki bile çocuk işini ertelemeye yeter gibi duruyor bana göre.
benim beynim bitti dün itibariyle, fikrinizi yazar mısınız?
merak ettiğiniz sorun, sağlıklı tavsiyeye ihtiyacım var.
edit: kaybedilen miktar geçen sene bu zamanlar 110 bin lira gibi, servetimiz gitmedi evimiz ve arabamız mevcut
Sorulara edt: Eskiden de kırıcıydı ama bu kadar şiddetli ve sık olmazdı
Terapi alınmadı ama alınacak, geçen ay duvara kafa atmışlığım var
Her iki oğlumuz da planlı ve konuşarak yapıldı.
Başsağlığı dileyen ve cevap veren herkese ayrı ayrı müteşekkirim, sağolun her neredeyseniz iyi varsınız
öncelikle başınız sağ olsun.
normal şartlarda böyle bir kayıptan sonra zaten çift olarak psikolojik destek almanız gerekirdi.
üstüne bir de birikimler kaybedilmiş, bu da bir ilişki için büyük travmadır.
siz biraz tek taraflı bakıyor olabilirsiniz gibi geldi bana ama çok karışık anlatmışsınız, çok da emin olamadım.
birikimleri yerine koyup hedefinize ulaşınca güveni de sağlamış olmuyorsunuz maalesef.
kendi hislerinizi düşünüyorsunuz ama sanki biraz daha empati yapmaya ihtiyacınız var.
bunun dışında, sizin çocuk istememe nedeninizin dünyanın hali falan değil, yaşadığınız travma olduğunu düşünüyorum.
mesela eşiniz bu travmayı atlatmak için tekrar bir doğum yapmak istiyor, buna ihtiyaç duyuyor da olabilir.
yani aynı travmanın ikiniz üzerinde farklı etkileri var muhtemelen.
belki o da aileyi genişletmek değil, sadece bu sebeple çocuk istiyor.
karşılıklı olarak birbirinizi tetiklemişsiniz.
kadınlar bu süreçleri daha ağır geçirseler de, bunu hem bedensel, hem ruhsal olarak yaşadıklarından işin daha içinde olarak yaşıyorlar.
erkekler uzak ve dışarıda kalıyor, dolayısıyla travma katılaşıp kalıyor ve erkeği hareketsiz bırakabiliyor.
sizin çift olarak almanız gereken terapi dışında önce bu travmanızı çözmek için de profesyonel desteğe ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum.
özellikle evliliklerde meseleler olay sürecinde çözülüp geride bırakılabilmeli.
ama travmaları çözmediğinizde çuval gibi taşımaya devam edersiniz, temcit pilavı gibi her tartışmada aynı şeyler konuşulur, konular dallanıp budaklanır ve kişiselleşir.
bence burada mesele "onu dedi, böyle dedi" falan değil, sözler yeri geldiğinde ilişkinizin durumuna göre unutulabilir.
sizin önce travmalarınızı aşmanız lazım.
ondan sonra hâlâ çocuk istemiyorsanız, onu o zaman konuşursunuz.
Bu iki yetişkin hem kendileriyle hem hayatla ilgili problemlerini çözmeden gelecek çocuk için bir felaket olur
çok fazla karışık konu var.
öncelikle sadece 1 tarafın çocuk istememesi bile hafife alınacak bir tercih değil, tek taraflı yapılacak şey değil cocuk.
bu arada kendi fikrim; zaten planlara göre anladığım kadarıyla ikinci olduğunda abisi 8-9 yaşına gelecek, artık o saatten sonra yalnız büyümüş olacak o cocuk, hatta bir noktadan sonra kardeşi istemyebilir bile. yani yalnız büyümesin diye o yaştan sonra kardeş yapmak gereksiz olur.
sizin durumunuza gelirsek; birikim ne kadar büyük bilmiyorum ama servetinizi kaybettiyseniz kadının karşısında muhtemelen itibar kaybettiniz. kötü tarafından bakıyorum belki bunu ayrılmak için bahane olarak bile yapıyor olabilir. sizin çocuk istemediğiniz bildiği için o konudan zorlayıp işi bitirmek istiyor olabilir.
söylediği laflar yenilir yutulur değil, maalesef durum bu.
Kesinlikle çocuk yapmamalısın. Evlendiğinizden beri çalışmamış. Bir de üstüne ağır şeyler söyleyip çocuk istiyor. Kendini kurtar bence.
Hanımın bu konudaki tavrı -söyledi oradan biliyorum- ben çok kızınca ağzıma ne gelse söylerim, sen gelip sarılcaksın, sinirliliğime vereceksin, sonra geçer.
Yok artık. Kendinizi bu kadar ezdirmeyin.
silkinip kendine gelmen iyi olur. en iyisi yolları ayırmak. kavga dövüş etmeden. çocuğunuz da var. ayrılmak kesin, onu tartışmaya açmıyorum, sonrasını planlayalım, en az zararla ve çocuğumuz için en doğrusu olacak şekilde, bakış açısını kabul ettir.
Benim merak ettiğim iki nokta var
1- Eşiniz çocuğunuzu kaybetmeden önce de bu denli kırıcı mıydı yoksa bu olaydan sonra dramatik şekilde değişen davranışları var mı?
2- Çocuğunuzu kaybettikten sonra bir terapi sürecinden geçtiniz mi?
Birlikte zor bir durum yaşamışsınız. Bence bunun etkisi sandığınızdan daha büyük bir travmaya neden olmuş olabilir.
Şu dikkatimi çekti, daha önceki çocuğunuz planlı mıydı? Çünkü eğer öyleyse belli ki siz de artık eşinizi kaybetmeyi göze almak pahasına tamamen çocuk fikrini kafanızdan çıkarmışsınız.
Bence terapi almanızda fayda var. Hayatınızda sizi derinden etkilemeyen bir olay olmasaydı hiç uğraşmaya değmez derdim ama son derece travmatik bir olay yaşamışsınız. Kendi adıma kimse bir yabancının psikolojik sorunlarını çekmek zorunda değil, ama bu birlikte yaşadığınız bir süreç olduğu için ben öncelikle terapi yolunu seçip neler olduğunu anlamaya çalışırdım. Eğer bir sonuç alamazsam o zaman ayrılmayı düşünürdüm.
basiniz sagolsun. bence 1 gunluk bebegi kaybetmek yeniden cocuk istememek icin basli basina yeterli bir sebep ama ayni blatta'nin dedigi gibi esiniz 9 ay karninda tasidigi cocugu kucagina alalamis olmanin travmasini yasiyor olabilir.
ne evliyim ne cocuk sahibiyim, o yuzden daha fazla empati yapamiyorum.
kesinlikle terapi +1
Sebebi ne olursa olsun iki taraftan biri çocuk istemezse çocuk yapılmamalı. Kaldı ki sizin maddi manevi haklı gerekçeleriniz var. Zaten konu burada çocuk olmaktan çıkmış. Hatanızı sürekli yüzünüze vurması, bedel olarak çocuk istemesi, ağzına geleni sayıp sineye çek demesi, boşanmayla tehdit etmesi, bir dolu sıkıntılı davranış. Yaşadığı kaybı çocukla telafi etmeye çalışıyor ve kendini haklı görüyor olabilir, öyleyse psikolojik destek almalı. Hep bu karakterdeyse destek de fayda etmez. Bu şekilde davranılmaya tahammül etmek zorunda değilsiniz.
iki taraftan biri çocuk istemezse çocuk yapılmamalı +1
birbirinize daha fazla kirici olmadan terapiye gidin +1
bu arada hatun mumkunse biran once ise girsin, kafasini dagitmasina yardimci olur.
üstadım bence de sen haklısın. birikimleri kafaya takma artık, evin araban var, parayı da kendin çalışıp kazanmışsın, bi risk almışsındır kazanmak da vardır kaybetmek de, bunu artık geçmeniz ve unutmanız lazım mutlaka. eşinin parasını yemediysen hiç kimseye bir borcun yok, ha yediysen bile hayat müşterek, kumarda yemedin ya. çok da diyet vs tribine girme derim. bu seni suçlu psikolojisine soktuğu için zaten her türlü muhabbete 5-0 geriden başlıyorsun. onun dışındaki kısımlarda bence haklısın, özellikle eşinin pro destek alması lazım diye düşünüyorum. evet yaşam kolay değil, 1 çocuk yapmak zor 2. çocuğu yapmak çok daha zor eğer gelirin çok iyi değilse. yani evet bir şey yapmayın, çocuk da yapmayın, destek alın, her tartışmada boşanırım kartı oynayan biriyle kesinlikle çocuk yapılmaz. kadın tarafının işe girmesi de kolay değil, hayatı boyunca hiç çalışmamış birisinin çalışan anne olarak özellikle türkiye'de çalışma hayatına girmesi gerçekten zor, psikolojik açıdan daha da yorucu. parayı sen getirdiğin halde, kaybettiğin için diyet muamelesi yiyorsan, o da para getirdiğinde nasıl bir muhabbet olacağını tahmin bile edemiyorum.
bir de hep söylenir, sarhoşken ve sinirliyken söylenen şeyler önceden en azından 1 kere akıldan geçirilmiştir diye. rastgele kelimeler değil bunlar yani.
başınız sağolsun.
ben büyütülecek, boşanılacak kadar büyük bir olay görmüyorum. 2,5 yıl geçmiş bir olaydan sonra bence tüm bu konuşmaların altında tramva yatmıyordur. bayan tarafının 20 yıl sonra bile aynı konuyu gündeme getireceğini unutmadan yaşıyorum. 9 yıllık evliyim, hala düğünde yaşanan olaylar karşıma gelebiliyor. 11 yıl kaldı geriye diye kendimi avutuyorum :)
demem o ki o diyet konuşmaları devam edecek. karşılıklı olarak sizin de yenge hanımın yaptığı yanlışları söylemeniz devam edecek.
söyledi, oradan biliyorum dediğini bende yaşıyorum ama işte o öyle olmuyor, gidip sarılacakmışım felan. biraz zaman geçince birlikte sarılıyoruz o ayrı.
7 yıl evlilik ile 9 yıl arasındaki fark çok görünmeyebilir ama biz buna tecrübeli evlilik diyoruz.
bence bilmediğiniz bir gelecek için (senin maddi durum, yengenin çalışma durumu, çocuğun kardeş isteme durumu) birbirinizi kırmanın bir anlamı yok. karşılıklı oturun, geçmişi unutun, yeni bir konuşma metniyle hayatınıza devam edin.
"onun düşüncesi 3-3,5 yıl kadar çalışıp tekrar çocuk yapalım üzerine, yani birkaç yıl sonrası uğruna kavga edildi"
abi sen bir erkek olarak bu kadar süre varken söylemen gereken şey "bakarız"di, o zamana kadar belki senin, belki eşinin düşüncesi değişecek. yapmayabilirmissiniz yani bu kavgayı.
Anlattığıniz kadarıyla sorun maddi/geçim sorumluluğunun tamamen size yüklenmiş olması. Arkaplanı vardır tabi de evlendiginizden beri neden çalışmıyor? Sizin o kaybettiğiniz 110 bini riske atarken evin bütün maddi yükünün sizde olmasının da etkisi var mı?
Bence bunları da düşünün. Evet kadınların çalışması çocukları küçükken hele de öncesinde çalışmıyorsa daha zor çünkü piyasada böyle bakılıyor maalesef. Tamam ama "evlendiginizden beri" kısmını diyorum aslında.
Demek istediğim eşiniz gitsin iş bulsun çalışsın değil. Ama sanki o maddi sorumluluk size "yıkılmış" gibi bir hava sezdim.
Önceki başlıklarınıza göz attım ve parayı kaybettiğiniz yanlış tercih coin borsası diye tahmin yürüteceğim. Bu mikrardaki birikimimizi ben çalışmasam bile eşim bu şekilde kaybetmiş olsa, üstüne çocuk kaybımız olsa evliliğimiz ciddi bir darbe alırdı. İş yatırımında para kaybetmek farklı bir etki yapıyor, başımıza geldi işle ilgili ciddi aksaklıklar ama aynı şeyi hissettirmedi. Terapi almak şart gibi görünüyor. Karşı taraf haksız değil, fakat ifade ve iletişim şekli bozulmuş belli ki.
öncelikle başınız sağolsun.
eşinizin bu para meselesini ortaya getirmesindeki üslup yanlış olabilir ama haklı olup olmadığını bilemiyoruz zira yeterince done vermemişsiniz. mesela sizin bu yaptığınız yatırımdan haberi var mıydı? ondan habersiz mi yaptınız? ortak olma içim rahat değil dediği biriyle inat edip ortak mı oldunuz? onun da rızası olmadan birine kefil mi oldunuz? etrafımda gördüğüm evliliklerde maddi kayıpların nerdeyse %75 i kadının rıza göstermediği ve hatta çoğunlukla bilgisinin dahi olmadığı hamlelerle gerçekleştiği için ciddi krizlere neden oldu. sizinki de böyle bir durumsa zaten eşinizi ekarte eden sizsiniz gibi bir durum çıkar ortaya. öyleyse, eşinizin üslubuyla ilgili uzman desteği alırken siz de kendiniz uzman desteği almalısınız. hiç bir anlaşmazlık veya üslup sıkıntısı tek taraflı olmaz zira.
evlendiğinizden bu yana çalışmaması ortak bir karar mıydı? yoksa örnek veriyorum sizin işiniz nedeniyle şehir değiştirildi de kadın o şehirde mesleğini mi yapamıyor, yapamadı? çocuğa bakacak hiç kimse olmadığı için mi çalışmıyor?
editlerinizi de okudum. eşinizin üslup sorunu var kabul ama kimse durup dururken duvara kafa atmaz, şiddet ve üslupla ilgili birbirinizi tetikliyorsunuz gibi bir durum var. sadece eşiniz kırıcı ve sert olsa konuşup anlaşarak 2 çocuk yapmazdınız.
ben sadece şunu söyleyeceğim bu dünyaya 1 çocuk bile fazla.
çocuğa zaten eşiniz bakıyormuş. erkekler çocuk bakımında çok az sorumluluk alıyorlar. anladığım kadarıyla geleneksel bir görev paylaşımı yapmışsınız. bu durumda para kaybetmeniz sizi geriye atar, evet.
çocuk konusunda da bence eşiniz haklı. tamam, bir taraf istemiyor ama diğer taraf da istiyor? siz de ona haksızlık yapmıyor musunuz bu durumda?