Evet, kücüklükten beri icimde yasattigim bir tür kendimden tam memnun olamama ve sürekli onay görme istegi var bende. Ama nereden kaynaklandigini henüz cözemiyorum. Mükemmel olmasa da iyi oldugunu düsündügüm bir ailede büyüdüm. Ama bazi travmalar yasamis da olabilirim (ailenin en kücügü olma sebebiyle genelde fasulyeden sayilma, cok ciddiye alinmama, 11-18 yas arasini yatili okulda gecirme gibi).
Siz böyle bir sürecten gecip icinizdeki cocugun hangi sekillerde yarali kaldigini belirleyebildiniz mi? Eger evetse cocugu iyilestirme isini nasil hallettiniz?
dogan cuceloglu'nun bununla ilgili kitaplari var, onlara bakabilirisiniz.
genelde sorun, sizin cocukken ciddiye alinmamanizdan kaynaklaniyor. cocuklar, aileleriyle iletisim kurmaya calisir. bizim toplumdaki cocuklarin aglamalari da bununla ilgili, cocuklar iletisim kurmaya calisir. eger cocugu dinlemezsen, onun sevgi ya da benzeri ihtiyaclarini karsilamazsan, en sonunda cocuk artik kendi ihtiyaclarini gormezden gelmeye basliyor. kendisi disindaki insanlari ve onlarin beklentilerini birinci siraya oturtuyor. beynin derinliklerinde dusunuyor ki ailem beni onemsemedi, dinlemedi, demekki benim ihtiyaclarim, isteklerim onemli degil. bu da baskalarini surekli memnun etme, kendi mutlulugumuzdan vazgecme ya da hic dusunmeme durumunu doguruyor. ben bunu 36 yasimda ogrendim ve bayaga yipratici bir surec oldu. buna yonelik, icimizdeki cocukla konusma egzersizleri var. onunla konusuyorsun, onun ebeveynleri oluyorsun. tavsiye veriyorsun, destek oluyorsun. bu matrix'ten uyanmak gibi. "yarali cocuk" psikolojisinin, bize nasil zarar verdigini goruyoruz. zamanla insan, kendisinin cevresi tarafindan nasil kullanildigini fark ediyor. siz baskalarina evet dedikce, siz onlari mutlu etmeye calistikca onlar sizin sinirlarinizi gecmeye, sizin ego'nuza basarak kendilerini mutlu etmeye calistiklarini fark ediyorsunuz. insanlar bencildir, inanilmaz gaddardir. yatili okulda bunu cok iyi gozlemlemissinizdir.
kaynağını bulmaya çalışarak bilerek kendinizi oyalamaya çalışıyor olabilirsiniz. bunu kendi içinizde bir düşünün. kaldı ki kaynağını bulamıyor olmanız çözüm yolu bulmanıza her zaman engel değil. bazı durumlarda haklısınız, sorunun kaynağı olmadan çözüme gidilemiyor. ama misal onaylanma isteğinizle ilgili durumu tespit etmişsiniz. kaynağını bulamıyorsanız bile sorun somut bir yerde, bununla ilgili çalışmalara odaklanın, bu okumaları, araştırmaları yaparken belki de pat diye buluvereceksiniz kökeninde ne yattığını. yola çıkın yani, yolculuk esnasında da keşfedebilirsiniz pek çok şeyi.
bir süre önce bir söyleşide izledim yanlış hatırlamıyorsam, özetle diyordu ki çocukluk travmalarının ve diğer travmaların da bir son kullanım tarihi vardır, bu tarih sizde bir türlü gelmiyorsa bu sizin tercihiniz de olabilir, ayrımını yapabiliyor olmanız lazım.
iyileşmek gerekli, iyileşmek diye bir şey var çok doğru ama her travmayı bulup çözebilmemize de imkan yok. bazen de kendi gerçekliklerimizle yaşamayı öğretmek gerekiyor kendimize. misal yatılı okul, şu an kaç yaşındasınız bilmiyorum ama bu olayın olduğu yaşlarda değilsiniz artık, o dönemki polopan'la kendi içinizde konuşup bugüne getirin onu. ayrıca o dönemi değiştiremezsiniz, geçmiş geçmişte kaldı. bugüne etkileriyle başa çıkabiliyor olmanız için benim de hayatımın gerçeği bu, yatılı okulda kaldım, nokta diyebiliyor olmalı insan.
kendi yöntemlerimin bazılarından yola çıkarak örneklendirmeye çalıştım.
Berbat bi cocukluk yaşadım. Simdi once kendi cocuguma sonra tanidigim ya da tanimadigim tum cocuklara cok iyi davraniyorum. Oyun sohbet spor... onlarla her seyi yapiyorum. Kimseye berbat cocuklugumdan bahsetmiyorum. Anlattikca tazeleniyor çünkü.
Mantar gibi olmak lazım. Topraktaki zehirle beslenip vitamin saçmak.
Benim çözümüm bu oldu.
Çocukluk, gençlik dönemi travmaları olup da bugünkü hayatına bilinçsizce bunu yansıtmayan insan yoktur sanırım. Ben bu süreçlerde en son iyileşmek için dünü tamir etmek zorunda olmadığıma karar verdim. Bir yandan içimdeki çocuğu da iyileştirmeye odaklıyım ama başka şeyler de denemek lazım. Geçmişle ilgili süreçler zor ve sürekli geçmişi çağırıp duygu olarak aynı duruma sokuyoruz kendimizi iyi bir şey yaptığımızı düşünerek. Bir noktadan sonra fazla karanlıkta bulabiliyor insan kendini. Yani özetle tek çare değil içinizdeki çocuğu iyileştirmek, sadece bir yöntem olarak yaklaşmak lazım buna bence.