Sizler nasılsınız ?
Hayatı kaçırma korkusunun üzerine giderek, ekran sürelerini azaltarak
Burada nihilizmden her şeye kayıtsızlıktan bahsetmiyorum, örneğin amerikada tren raydan çıksa insanlar ölse üzücü bir olay fakat bunu öğrenince elimizden bir şey gelmiyor
Bu kadar şeyi takip edebiliyorsan çok boş zamanın var demektir. İşten fazla zamanın kalıyorsa bunu kişisel hedeflerin için harca. Yabancı dil öğrenmek olabilir, mesleki bir program olabilir. Spor, müzik çok basit ama hayatını değiştirebilecek tavsiyeler. Ben uzun süredir Türkçe haber okumuyorum. Bir de insanlık tarihi çok uzun. Bundan 1000 yıl önce de çok büyük olaylar oluyordu. Yani bu bilgi akışı, siyaset hiçbir zaman bitmez, bitmeyecek. Bunu bilerek her şeye yetişmeye gerek olmadığını fark edersen rahat edersin.
Ben dediğiniz şeylerin hiçbirini görmüyorum. Tv kanallarını izlemiyorum. Bbc ve diken dışında haber sitesi takip etmiyorum. Reklam engelleyici kullanıyorum. İnstagramda sadece kendi ilgilendiğim konuları görüyor gerisini takip etmiyor engelliyor, silemiyorsam da susturuyorum. YouTube’daki Türkçe içerikleri olabildiğince az tüketiyorum. Zaten çok büyük kısmı taklit ve bana göre çöp. Diğer sosyal medyalarla da pek işim olmuyor. Böyle olunca bombardıman falan görmüyorum, kendi dünyamda hayet mutlu ve mesudum.
bilgi, haber ve magazin bombardımanından uzak durup, kendimi keyif alacağım ve/veya para kazanacağım aktivitelere yoğunlaştırarak rahat yaşıyorum. tv izlemiyorum mesela, tv'mizde hiç kanal yok. sadece netflix, dizi film vs var. haberleri görebileceğim iki yer var biri ekşi sözlük, diğeri de twitter, oralarda da hoşuma gitmeyen şeyleri genelde izlememe, atlama gibi bir lüksüm var.
haberler ve sosyal medya en uç sesleri öne çıkarıyor, yani ya "her şey kötü öldük bittik" diyenler var, ya da "her şey çok iyi; ülkemüz süper" diyenler önüne düşüyor. herkesin hayat koşulları bu iki genellemenin çok daha ötesinde kalabilecek seviyede genellikle. o yüzden haberleri ve sosyal medyayı takip etmek, özellikle siyaset ve haber amaçlı olarak, aşırı gereksiz, faydasız ve saçma.
arada sırada burada da görüyorum, işte sokağa çıkamıyorum bir afgan beni kesecek diye korkuyorum falan yazan insanlar görüyorum. bu şekilde bir psikolojik bozukluğa maruz kalmamak için bu bilgi bombardımanına kişisel bir limit koymak mecburidir, yoksa gerçekten kafayı yememek elden değil.
bunun dışında başkalarının yaşadığı lüks hayata nefretle bakmanın da hastalıklı bir düşünce olduğunu düşünüyorum ben açıkçası. instada influencer'ları falan takip ederim mesela, yeni yerler öğrenirim, ufkum açılır, gıcık olmam yani.
Peki insan sadece insan için midir? Bir adımımızı da toplum için atmayacak mıyız ? Cevaplardan anladığım kendi konfor alanını yarat, geliş ve izole ol. Hayatlarımız zaten bu şekilde gitmiyor mu uzun zamandır ? Zaman buna sürüklüyor bir şekilde tuzu daha kuru olanları. Benim de tuzumun görece kuru olduğunu belirteyim.
Evet yani sistemi oy vererek değiştiremiyorum ve ülkeden de şimdilik kaçamıyorum. O zamana kadar bana ne yani… olursa da fakir fukaraya garibana oluyor zaten olan… isteseler oy verip yeni parti getirebilirler ama umurlarında değil. O zaman ben napayım yani, ne olursa olsun, nasıl olsa ben rahatım, bana bir şey olduğu yok.
Siz haber izleyip kendinizi üzerek adım atmış mı oluyorsunuz? Her hafta eylemlerde gaz falan yiyor musunuz?
bombardımana kendinizi siz maruz bırakıyorsunuz.
gündemden ekşi sözlük başlıkları, youtube ve twitter aracılığıyla haberdar oluyorum.
sözlükte bazen içeriği bile okumuyorum, sadece başlık yetiyor çoğu zaman.
işime gücüme bakıyorum.
günlük alışkanlıklarım, sorumluluklarım, ilgi alanlarım vb. sayesinde hayatım devam ediyor, yani vah vah yapıp kendimi gündeme kaptırmıyorum.
gündemden haberdar olayım diye youtube'da her gün dinlediğim bazı gazeteciler var mesela, bazen onları bile dinlemiyorum çünkü bir "olay" olmadıkça hep aynı şeyler.
ekonominin durumu belli, aşağı ya da yukarı 20 kuruşluk oynama nedeniyle, "dolar ne olacak?" konusunu her gün dinlemenin anlamı olmuyor.
önümüzdeki 1-1,5 yıl bu şekilde devam edecek, sonrasının nasıl olacağına o süreç sonunda bakacağız.
bunu kabullenmek gerek, sürekli kaygıyla yaşamanın anlamı yok.
durum ortada.
toplumsal sorumluluğa inanan biriyim ama toplumsal sorumluluk her gün haber dinleyip içimi karartmak değil benim için.
toplumsal sorumluluğun içinde bireysel olarak kaygıya kapılmadan, olabildiğince sakin kalmaya çalışmak da var çünkü bence.
herkesin soğukkanlılığını koruyabilmesi gerekiyor şu süreçte.
hem kendileri için hem toplum için.
toplum için elimden geleni yapıyorum şahsen, etrafımdaki bilinçlendirmeye çalışıyorum, bağış yapıyorum, oy veriyorum. onun ötesinde haberlerdeki pornografik şiddeti falan izleyip kendimi mutsuz edince ve psikolojimi bozunca toplum için bir şey yapmış olmuyorum ki. geçtiğimiz 200 senede olduğu gibi önümüzdeki 200 sene de aynı kısır döngüdeki gereksiz siyasi polemikleri yaşamaya devam edeceğiz, bu ülkenin değil dünyanın düzeni bu. kafaya takmaya değmez, üstüne düşeni yap geç.
TV izlemiyorum, sosyal medya kullanımım oldukça sınırlı ve benim tercih ettiğim kanallardan ibaret(ekşi sözlük ve Reddit). Gündemi takip etmiyorum ya da çok geriden geliyorum. Şans eseri gördüysem ya da birileri attıysa. Kendim bireysel olarak elimden geleni yapıyorum. Ha çok mutlu muyum? Değilim. Ama daha kötü olmamak adına elimden geleni yapmaya çalışıyorum.