Mesela bir bizim Türklerin, Türk mimari eseri olan geniş arazide ki villalara bakıyorum, bir de Amerika'da ki villalara. Bilenler bilir YouTube'da Enes Yılmazer'in tanıttığı harika ötesi Amerikan villaları var. Adamlar çokta geniş olmayan arazilere bile çok kullanışlı, çok gösterişli ve bir o kadar da farklı tasarımlar yapıyorken bizimkiler tam tersi. Bunun sebebi nedir? Maliyetse altın varaklı, sözde şatafatlı, apartman boyutunda avizeler eminim ki daha maliyetlidir.
Örnek olması açısından şu linki de bırakıyorum. youtu.be
ben bunu mimar arkadaşlarıma sordum. ne biçim bina çiziyorsunuz bunlar nedir ya diye. onlarda biz çizmiyoruz müteahid ne getirirse onaylıyoruz sadece dediler.
yani tüm mimari varyasyonlar asla o lokasyonda oturmayacak, umrunda olmayan ilkokul mezunu insanların elinde.
@duyurukullanıcısı bence tam olarak tüm sebep müteahhitler değildir. Hadi hali hazırda müteahhitlerin yap sat şeklindeki evleri sizin dediğiniz gibi olabilir anladık ama ya diğerleri? Çünkü parası karşılığında direkt olarak kendi evini kendisinin seçtiği mimar, mühendis ve müteahhite yaptıran da yüzlerce insan var.
Sebebi halkta para olmaması. Nüfus az olsaydı, bir şehre 10 milyon kişi doluşmasaydı çok daha iyi evler çıkardı. Evlere kocaman salon yaparsan millet burayı nasıl ısıtacağız deyip kiralamaz bile. Akdeniz ülkesi olsak da iklim genel olarak soğuk. Yılın 6 7 ayı kombi açık, büyük evin faturasıyla baş edemezsin.
neyle neyi kıyasladığın önemli. los angeles'taki mimari neden istanbul'da yok demek istanbul'la Aşağıkarafakılı köyünü kıyaslamaya benziyor. köyden hallice istanbul.
birde özellikle türkiye'de kimin ne yaptığı belli değil. normal siteler bile 3 metre duvar örüyor sen yani bir zenginin nasıl ev tasarlattığını bilmiyorsun ki kimbilir nasıl bir zevksizlik abidesidir.
netflix'te güzel bir belgesel var bununla ilgili. video ya 10 basar.
@duyurukullanıcısı belgesel ismi alabilir miyim gece izleyeyim. Merak ettim.
tamamen parayla alakali degil. mimari, sanat, tasarim bunlari takdir edebilmek toplumun o kesimindeki genel egitim ve kulturle alakali. turkiye'de cok zenginglerin bile yaptirdiklari evler rezalet (amerika'da da cok kotu ornekler var)
@hot potato aslında tam olarak sormak istediğim şey sizin bahsettiğiniz. Yani evet para etken ama bireysel olarak tasarlanıp, kendisine özel ev yaptıran insanların o evleri de nasıl desem çok çirkin ve gerçekten diğerlerinden farksız. Bizim zenginimiz bile zevkten yoksun. Mimari yönü haricinde benim bu duruma (kendimce) bulduğum en mantıklı cevap işin bir de sosyolojik boyutu olduğu yönünde.
The World's Most Extraordinary Homes 'tan başlayabilirsin sonra o danimarkalı bir adam var oradan güzel yürüyorlar.
bizimkilerde para yok +1.
İşin elbette sosyolojik boyutu var. Diyelim ki sen bir müteahhit olarak veya müstakil ev yaptıracak arsa sahibi olarak daha fazla masrafı sırf estetik için göze alan nadide bir insansın ve yaptıracağın binanın özel bir mimarisi olsun istiyorsun. Bak bakalım belediyesinden yönetmeliğine, mahallelisinden mimarına kaç kişi seni ortalamaya çekmek için uğraşıp önüne set üstüne set diziyor. Sonuçta pes etmez de binayı yasalara uygun dikebilirsen benden sana özel bir ev hediyesi.
@osssy bildiğim kadarıyla binaların mimari yönden estetik ve imgesel kaygıları da olması gerektiği. Hatta mimar olan eski sevgilim bu minvalde bir şey söylemişti, üniversitede ilk öğrendikleri şeyin bu olduğu yönünde. Aslında bu soruda öğrendim ki, ülke ortalamamız (her ne kadar bütçe problemimiz olmasa da) kendisini, zevklerini yansıtan yapılar istemiyor. Zevki, lüksü süreklilik arz eden noktalarda (mesela duvarların yekpare olarak özel bir mermer çeşidinden kaplanması gibi) değil de daha çok evine gelecek insanların gözlerine sokarcasına büyük noktalarda istiyorlar gibi.
ben biraz genel konuşayım. içerisinde herkes istediği şeylerin cevabını bulacaktır.
öncelikle şu :" türkiye'de tek tip bina" lafını herkesten duyuyorum. işin ilginç yanı doğru da bulmuyorum. bunun doğru olduğu tek alan var o da devlet binaları. ben hastane mi yapıyorum. projeye hiç bakmadan yapayım. bitireyim sonra önüme mimariyi, mahal listesini, detay projesini koysunlar %80 oranında tutar. ki öyle de oluyor. bir binayı farklı kılacak olan şey bellidir;
1 amacı, neye hizmet edeceği
2 maliyeti
3 kullanışlılığı
sen gidip de 7'24 güneş alan ya da tam aksine soğuk olan yere full cam koyarsan olmaz. ha olmaz derken koyarsan olur. adam verir yakıt parasını karşılar. ancak bu doğru mu?
mühendislikte 3 şey var. ucuz, sağlam ve kullanışlı olması. en son olarak da güzellik gelir. bu güzellik ise bu üçünün olduğu yerde olmaz. zaten bunun için de ayrı olarak mimarklık diye ne olduğunu çözemediğim bir şey var.
mimar demişken türkiye'de mezun oranına bakılırsa düzgün mimar yok dersek kimse karşı çıkmaz. çıkamaz. ikincisi, ekonomi cidden faktör. para kazandıracak şeyler belli bunun için yapılan şeyler de belli, ha bu belirli kalıp içerisindeki farklı detaylar da belli ki kimselere yetmiyor "neden aynı tip mimari" sorusu geliyor. valla bir binayı ne kadar farklılaştıbilirsiniz? yani sonuçta çatısı olan kapısı olan duvarı olan bir şey. tek ayak üstünde duran hiçbir şeye benzemeyen yapılar mı olmalı?
almanya'daki gibi ya da avustralya'daki gibi onlar da hata dolu kimi göz alıyor kimisi yangın tehlikesi barındırıyor falan. böyle farklı olacağız derken tüy dikiyorlar. 7 metre konsol çiziyorlar sonra bekliyorlar ki inşaat mühendisi bu binayı ayakta tutsun. gel de sen tut. hadi tuttun onun maliyeti? ya onu yaparken bile kaç tane usta iş kazası geçiriyor saçma sapan işler. neyse konu kaymasın.
bizim ülke fakir arkadaşım. sen bizim ülkede böyle pahalı yapı inşaa edemezsin. zaten bizde parası olan da newyork'a bilmem nereye amerika'ya falan yerleşiyor bunu herkes biliyor. şu saatten sonra şehir içinde büyük arazi alamazsın. alan da konut dikiyor para kazanmak için.
çizdirirken detay yok dediniz doğru. biz de diyoruz ki fakir memleketiz. sefa pezevenkliği de bir yere kadar. bu arada şu videodaki yapı berbat.
o camlar çok büyük madem mimari konuşacağız. onun temizliği? kırıldığında değişimi? evin iç aydınlatması? ısıtması ve soğutması çok sorun.
ikincisi o yere döşenen ahşapların ömrü 10 yıl sonra cortluyor kalkıyor.
ücüncüsü de o beton nedir allah aşkına usta tahtayı sökmüş dekor diye onu kullanmışlar. brüt beton bile değil. keriz silkeleme işi. parapetlerdeki konik başlıklar bile duruyor brüt betondaki. boya bile atmamışlar. tierotlar aynen duruyor. haa güzel işçilik yaparsın o zaman o beton da kullanılır. kolon ve döşeme birleşimlerinde vibratör iyi atılmamış hatalar var. güzel kaba inşaat isteniyorsa, www.youtube.com
alın buraya bakın.
ek olarak o banyo var ya duşakabin. o normalde öyle olmuyor. onun bi tuşu var ona basınca ya da ipine asılınca o cam bir anda buzlu cam gibi oluyor :D o da eksik.
daha bir sürü detay.
bu yapının büyütülecek bir detayı yok. her tarafının cam olması ve su basman kotunda yapılması sizi büyülemiş.
bu ve benzeri yapıları üniversitedeki 20 yaşındaki arkadaş da çiziyor bitirme tezinde.
farklı yapılar derken dame zaha adid gelmesin aklınıza uçuk kaçık olmanın anlamı yok. hayat realistik.
@turbo sadık hocam öncelikle çok teşekkür ederim. İşin pratikliğine mühendislik olarak çok farklı ve de çok güzel bir bakış açısı eklemişsiniz. Sanırım sizin bakış açınız daha çok ekonomik ömür, sağlamlık ve maliyet üzerine endeksli. Ki mesleğinizin inşaat mühendisliği olduğunu tahmin edince bu bakış açısı çok normal.
Ama gelgelelim benim olayım, daha doğrusu sorum binanın mühendisliğinden ziyade daha çok görsellik ve detay üzerine. Yani mesela bahsetmişsiniz kocaman pencereler bu işin soğutması/ısıtması yani iklimlendirmesi varken nasıl olacak. Hatta cevabınıza genel anlamda baktığımda odak nokta tamamen duygusal (para/maliyet) taraf. Oysa benim esas bahsettiğim husus tamamen ince detayların ve bina genel yapısının diğerlerinden farklı (uç noktada farklılık değil, biraz daha karakteristik olması gibi) olması üzerine. Evet baktığımız zaman her ev yapı büyüklüğü ne olursa olsun dört duvar bir çatı temelinde şekillenir. Ama baktığımız zaman gecekonduda bu tarife uyuyor, Avrupa'nın bilmem ne sarayı da bu tarife uyuyor. Yukarıda bir önceki yorumumda da bahsetmiştim. Benim esas odak noktam 15 metre altın kaplama avize yerine neden daha minimalist hatta tavandan süzülerek gelecek doğal ışık kaynağı kullanılmaması (ki bu bile binaya ekstra karakteristik özellik çıkarır) yönünde. Ya da bina dış cephe kaplamasının oya gibi işlenmesi yerine neden daha farklı şeyler yapılmaması yönünde sorular.
Ki yine söylüyorum maliyetse, eminim ki ülkemizde benim attığım videodaki binadan daha maliyetli ama daha işlevsiz, daha yüzeysel, daha çirkin binalar da mevcuttur.
Fakirlik buyuk etken.
Zengin dedigin adam da kendi olceginde fakir aslinda.
Adam zekeriyakoy'den 20 milyona arsa almis ama ev yapacak 2 milyon ayiriyor.
O ev duzgun olmuyor haliyle.
50 milyon versen 48 milyona arsa alir yine eve 2 milyon kalir.
Ikinci sebebi de guzel mimari istemiyoruz. Umrumuzda degil, belki gocebe genleri engel oluyordur.
Yani paran,vizyonun olmasin herkes sana engel olsa bile evinin 1 odasini yada 1 balkonunu mukemmel hale getirebilirsin.
Ac pinteresti 3bin tl harca dunyanin en iyi balkonunu yaparsin.
Ama onu da yapmiyoruz.
1500 senedir ayni evdeyiz televizyonun yeri yanlis, evdeki prizler eksik, sigorta panosu rezalet.
Bizim akrabanin isyerinde giriste cukur var, 50 senedir var o cukur.
Parasi mi yok var iste, elinden de geliyor istese yaparlar.
Milyon tane duzeltilecek sey var ama kimse sallamiyor.
Ben evdeki yirtilan sinekligi ustunden diktim 10 sene oyle kaldi.
Arkadasim ev aldi tv taktirdi duvara.
Kablo sarkiyor diye kablo kanali koydurmus duvara.
Cok hassas kendisi.
Takilan kanal kablonun kendinden daha berbat.
Klima taktirdi onun da borusu ortadan geciyor :)
Bu dedigim kisi asiri mimari hassasiyeti olan birisi
Bu tarz evlerin minyaturleri bizim ulkede de, ege sahillerinde falan gorulmeye basladi, assos civarinda gizlemis sekilde birkac ev var mesela, arada tek tuk denk geliyorum.
ama neden bu noktaya yavas geliyoruz, benim aklima gelen sebepler:
1- bu evleri yaptirmak butce isi ve halkin geneli fakir. mimar ile calismak bir lukstur ve para gerektirir.
2- mimarlarimiz dandik cunku moda diye, aile baskisiyla falan mimarlik yaziliyor. Iyi mimar olabilecek cocuklar da "ac kalirsin" diye baska mesleklere yonlendiriliyor (ki ac kalirsin kismina kismen katiliyorum) Mimarlik ile ilgisi olmamasi gereken binlerce mezun veriliyor, onlarin da cogu cizim elemanindan oteye gidemiyor. Turkiye'de malesef cocuklarin hayalindeki meslegi yapmasi neredeyse imkansiz.
3- Zevginimiz inanilmaz vizyonsuz, bambaska seyleri dert ediniyorlar. Tasarim umurlarinda degil. Mimar cogunluk icin gereksiz bir teferruat, bas agrisi.
4- Betondan baska malzeme bilmiyoruz ve betonu da acaip primitif bir sekilde kullaniyoruz. Sene olmus 2022 hala asmolen doseme pesindeyiz. Boyle atraksiyonlu evlen icin celik, ahsap falan da kullanmak gerekiyor, o bilgi bizde pek yok.
5- elimizde boyle bir evi cikartacak kalifiye eleman, ekip sikintisi var. Yahu ustaligi gectim hala santiyelerde milletin kafasinda baret yok.
6- bina yonetmelikleri berbat. Avanta toplamak icin, delinecegini bile bile sacma sapan kurallar koymuslar, evler kopyala yapistir mantigiyla yapiliyor.
7- Insanimiz zevk degil rant pesinde, elinde arsaya maksimum ne yapilacabilecekse onu yapmak istiyor her seferinde. M2 yuksek olsun, max. kat cikalim da gerisi onemli degil.
Linkteki eve gelince, $55milyon dolar deger bicilmis, bu amerika standartlarida bile ciddi bir rakam, boyle bir evi 350 milyonluk ulkenin %99.999'u ruyasinda bile goremez. Ev yikiliyor, isini bilen bir ofisin isi oldugu belli. Beton berbat olmus yorumuna sesli guldum. Evdeki butun detaylarin bilincli yapildigi belli, bu seviyede hata kabul edilmez, madara olursun.
Bir mimar ve ülkenin en köklü mimarlık okulunun akademisyeni olarak bu soruya birkaç kelam edeyim. Öncelikle üstteki cevaplar genel olarak doğru ve hepsinin bir araya gelmesi ile ülkede niteliksiz mimarlık problemi ortaya çıkıyor. Fakat hepsinin başında da aslında @hot potato'nun açıkladığı mesele yatıyor. Toplumun mimarlık konusunda eğitilmesi ve bu doğrultudaki farkındalık eksiği.
Bu farkındalık ve eğitim gerçekleşirse eğer, nitelikli mimarlık için talep oluşur. Bu taleple birlikte gerekli kaynaklar ayrılmaya başlanır (hem özel hem kamu finansmanı, profesyonel hizmet, vs.). Ayrıca işverenler de buldukları bir bina görselini mimarın önüne koyup "bundan çiz" demekten vazgeçerek işi uzmanına bırakır. 3 hocayla iş yapan, Anadolu'nun ücra köşelerindeki kurumlarda bulunan veya büyük şehirlerde apartman üniversitelerinin bir parçası olan mimarlık bölümleri kapatılır. Senelerce sabahlayarak mimarlık okuyan öğrenciler de, parasıyla projesini çizdirip mezun olanlar da aynı diplomayı alıyor maalesef bu ülkede.
Peki bu farkındalık nasıl oluşacak? Yine özel veya kamu desteği ile çalışan kurumlar, STK'lar aracılığıyla. Meslek odaları, dernekler, vakıflar, mimarlık merkezleri, müzeler, medya, basın yayın, kısacası mimarlık kültürünü topluma kazandıracak tüm kurumların desteklenmesi gerekiyor. Bu anlamda çalışan kurumlar elbette var fakat bunlardan bazıları finansman eksiği çekiyor, bazıları toplumdan kopuk, bazıları da demokrasi talepleri nedeniyle (mimarlar odası gibi) hükümet tarafından senelerdir bastırılıyor.
Peki nitelikli mimarlık için gereken ortama erişebilir miyiz ülke olarak? Dediğim koşullar gerçekleşirse erişiriz. Fakat esasında bir demokratik hak olan (nitelikli mekanlarda yaşayabilmek temelde bir demokratik haktır) mimarlık kültürü eğitiminin gerçekleşmesi için, öncelikle demokrasiye değer veren politik aktörlerin etkin olması gerekiyor.
Bu arada genel bir mimari niteliksizlik ortamı hakim fakat nitelikli örnekler de yok değil. Arkitera gibi mimarlık sitelerini karıştırırsanız bu örnekleri de görebilirsiniz.