Ne kadar dustugunu tarif edebilir misinjz?
benim pek düşmedi. hala istediğimi alabiliyorum ancak ufak tefek şeyler, para etmeyen şeyler artık gündemimi o kadar meşgul etmeye başladı ki sıkılıyorum artık. benzinin 20-25 lira olması, markette x'e aldığın ürünün 3x olması canımı sıkıyor.
Maddi açıdan hala eskisi gibi yaşayabilecek olsam da bazı ürünlerde psikolojik sınırım aşıldığı için elim gitmiyor, hiç almıyorum ya da daha az alıyorum/tüketiyorum. Örneğin akaryakıt, kısa mesafeleri yürüyorum ya da bisikletle gidiyorum. Giyim kuşam alışverişi 2 senedir yapmadım diyebilirim, mevcut stoğum parçalanana kadar da almam herhalde. Dışarda yiyip içerken de eskisine kıyasla bariz daha az oturup daha az tüketiyoruz, %50 azalmıştır muhtemelen.
Tarifi biraz zor, pratikte daha az da olsa yine aynı şeyleri yapabilsek bile psikolojik olarak çok rahatsız ediyor, bunun yanında durumun daha da kötü olma ihtimali insanı geriyor. Bir nesilde strese bağlı rahatsızlıklarda bence çok dramatik artış görülecek.
pandemi sebebi ile eu müşterilerim ile ilişkilerim kesildi sadece tr'ye döndüm burada sadece sıfır noktasına kadar para kazanabiliyorsun yaşam kalitesi ise düştü cepten yemeğe başladım.
birikimleri harcıyorum yani.
Kenara 3-5 koyardım artık koyamıyorum.
Pek düşmedi. Niye? Kalitem yok çünkü(yeme içme hariç). Zaten alışveriş yapmayı seven bir adam değildim, gene yapmıyorum. Zaten gezmeyi tozmayı seven bir adam değildim, gene gezip tozmuyorum. Zatan arabam yoktu, gene yok. Hea bir ara araba alacaktım ikinci el arabalara bakıyordum, ama artık ona da bakmıyorum. Yeme içme konusunda da gene istediğimi yiyorum çok şükür, fakat bazı şeyklerde düşüş oldu. Mesela eskiden lüx kuruyemiş yerdik, şimdi daha düşük kalite yiyoruz.
İşe artık servisle gidiyorum.
Haftada 2 akşam dışarıda yerdik pazar bruncha giderdik ailecek. Haftada 1 dışarda yiyip havamızı aldık ok diyor evde oturuyoruz.
Psikolojik olarak etkilenip her şeyden elimi eteğimi o kadar çekmişim ki, geçen ay epeyce para arttırmışım.
düşmedi, çünkü harcayamıyorum. dün gücümün yettiği bugün sınırımı zorluyor, yarın ulaşılmaz olacak. ne heveslenip para biriktirebiliyorsun ne biriktirdiğinin artık değeri var. bi şey alırken mutlu olur dimi insan, yok, mümkün değil. stres oluyorsun bu ülkede alışveriş yaparken. fiyata bakıyorsun "ya bu daha geçen şu kadardı, abv... hemen alayım tekrar zam gelmeden.. ama bu kadar ediyor mu ki ya? etmiyor da işte yarın hiç etmeyecek.... allayım gitsin ya allah kahretsin..." ya da "almıyorum ya allah kahretsin.." bayağı kaliteli yani...
beni de psikoloji dışında pek etkilemedi. ancak geneli değerlendircek olursam insanların maaş zammı doğrudan artan kiralara gittiği için diğer gider kalemlerindeki artış ciddi hayat kalitesi düşüklüğüne yol açtı. bence kirada olanlar ve ev sahibi olanlar diye ikiye ayrılır bu sorunun etkisi.
Pandemiden önce on beş günde bir dışarda arkadaşlarımla buluşurdum, haftada bir kardeşimle kahve içmeye çıkardık. Pandemiyle beraber bu sosyal aktiviteler neredeyse sonlandı. Son üç ayda iki defa dışarı yemeğe çıktım orda da en ucuz neyse onu sipariş ettim. Eskiden canım ne isterse onu söylerdim. En son ne zaman üst baş aldım hatırlamıyorum. Hangi markette ne daha uygun diye araştırıyorum bişey almadan önce. Çok şükür marka tutkum yok. Gerçekten ihtiyacım varsa alıyorum yoksa almıyorum. Elime ne geçerse kenara atmaya çalışıyorum az çok demeden . Bütün bunlara rağmen masraflarım iki kat arttı.
Benim için takip etmesi çok zor 1 durum oldu bu.
2019 Mart ayında yeni mezun olarak İstanbul'da çalışmaya başladığımda sadece hayatta kalmayı başarabiliyordum maaşımdan artanla. 20 ay sonra askere gittiğimde 1 daha İstanbul'a dönmemek ümidiyle ayrıldım işten, öyle de oldu. Askere gitmeden önceki maaşımın %50 fazlasına İzmir'de iş buldum, daha daha uygun kiralı 1 evde ev arkadaşı olmadan eve çıktım derken her şey fena değil gibiydi Eylül 2021'de. Sonrası yokuş aşağı malum.
Yılbaşında aldığım %50 zam ile toparlar gibi olduysam da 2 ay sonra kira yenilenecek orası tam 1 muamma olduğundan stres hakim.
Şu an İstanbul'da yeni mezun olduğum döneme kıyasla daha iyi standartlardayım ama aradaki makas iyice kapanmaya başladı ve hızla oraya doğru gidiyor.
Elden gelen 1 şey yok izliyorum öyle.
Ben Türkiye'de değilim ama ailemin dedigi;
Eskiden aman bir kahve içeyim surada ya da aman sunu alayim derken simdi yapmiyorum diyorlar. Yiyecek konusunda vs yok bir sıkıntı sonuçta ondan kesecek degiller ama dışarı cikma, bir şeyle alma vs sıkıntı.
Kuaför, spa, spor salonu, kozmetik, makyaj gibi lükslerimi tamamen kestim. Pandemi öncesinde ayda 1 boya bakım, 15de 1 manikür, pedikür ve haftada 2 kez fön, spa, özel spor dersi, en iyi markalardan kozmetik almak imkanım oluyordu. Pandemide evden çıkmadım. Şimdi ise pahalılık nedeni ile bunların hiçbirini yapamam. Yapmayı düşünmem bile.
Dışarıda yemek, içmek vs tamamen bitti. Dışarıdan eve bişi söylemek de çok pahalı görünüyor, evde pişiririm daha ucuz diyor insan.
Yine de çok şükür. Karnım doyuyor. Çok sıkı indirim takip ediyorum. Gıda dahil indirimsiz ürün asla almıyorum.
pandemiden önce görece düşük bir maaşla zaman geçirmek için bir yerde çalışıyordum. geçtiğimiz yaz istifa edip freelance çalışabileceğim bir yazılım öğrenmeye karar verdim. zaten biraz biliyordum altı ayda profesyonel olacak kadar öğrendim. şimdi dövizle iş yapıyorum, türk lirasının değer kaybedişi beni etkilemedi -hatta olumlu etkiledi diyebilirim- ama bir şey almaya elim gitmiyor. ister istemez iki-üç ay öncesiyle kıyaslıyorum. çok samimi söylüyorum geçen gün canım ice tea çekti 6 lira olan şişe 13 lira olmuş, almadım. hayatım boyunca bir şeye ederinden fazla para vermek aşırı canımı sıkardı, üç dört aydır cehennemi yaşıyorum diyebilirim.
Benim de psikolojik düştü. Önceki senelerde aman mezara mı götüreceğiz diyerek şak diye yaptığım harcalamaları buna gerek var mı iç hesaplaşması ile çoğunlukla yapmıyorum. Yapsam ayın geri kalanını makarna yiyerek geçirmem, borcum harcım da yok ama bir ay sonra ne olacağını kestiremiyorken fuzuli harcalamaları minimuma indirdim.
Onun dışında hafta sonu 150 km ötedeki ailemin yanına gidecektim arabayla gitsem 400-500 tl arası tutacak dedim otobüsle gittim. Çok da severim araba kullanmayı ama durduk yere üç kat pahalıya getirmek istemedim yolculuğumu.
Öncelikle alacağım en ufak şey için bile "ne kadar önemli" muhasebesi yapıyorum.
Eskiden düşünmeden yaptığım şeyleri artık banka hesabımı kontrol edip sonraki ayın da planlamasını düşünüp öyle yapıyor ya da yapmıyorum, birkaç örnek;
-Dışarıda yemek yemek
-Görüp beğendiğim bir kıyafeti satın almak
-Sinemaya/tiyatroya/konsere gitmek vs.(bitmedi ama çok azaldı)
-Bu ay mubi üyeliğimi uzatabilmek için iş yerindeki yemek paramı kenara atıp evde yiyorum.
Mesela şu an sadece maddi durumdan dolayı diyetisyene gidemiyorum. Doktorun parasından değil, eskiden kendi alışverişimi haftalık 150-200 liraya yapabiliyordum şu an bunu yapamayacağımı ve o diyet listesinin beni batıracağını biliyorum.
Kullandığım jiletin markasını değiştirmek zorunda kaldım.
Kullandığım şampuanın markasını değiştirmek zorunda kaldım.
Kullandığım duş jelinin markasını değiştirmek zorunda kaldım.
Kullandığım kahvenin markasını değiştirmek zorunda kaldım. Öyle kötü kahveler denemek durumunda kaldım ki ilk kahveme döndüm şu an tek büyük harcamam kahvem. İstediğim kahveyi bile içemeyeceksem de neden yaşıyorum ki diye avutuyorum kendimi.
Ayrıca Mirket +1
Kendimi her şeyden o kadar soyutlamışım ki "yapamam", "param yok" diye diye hayatımda ilk kez maaş günüm geldiğinde önceki maaşım bitmemiş oluyor. Ve bu öyle okunduğunda iyi bir şeymiş gibi gelebilir ama değil arkadaşlar çok üzücü, ben çok üzülüyorum.
düşünmeden harcama yapamıyorum.
sürekli onu bunu kıyaslayarak X bir ürün için ortalama bir değer bulmaya çalışıyorum, kafamda oluşturduğum bu ortalama değerin üzerindeki hiçbir şeyi almıyorum. örneğin gıda için bu ortalama değer oldukça yüksekken giyim, kaçamak tatil gibi ihtiyaçlar için gerçekten düşük kalıyor ve dolayısıyla giyim harcaması yapmıyorum. Öyle değişiklik olsun diye bir iki günlük bir yerlere de gitmiyorum. pandemiden beridir ama bulaşıcı hastalık ama durumlar ne olacak diye diye düz tatile bile gitmedik mesela. yakınlarımızdan ekonomik durumları çok bozulanlar oldu, onlara destek olduk. bu kıyaslar ve bunun yerine şunu yaparımlar çok yordu ve yaşam kalitemizi düşürdü.
çok değil bundan birkaç ay öncesine kadar dışarıda(n) yemek, kahve gibi minik şımarıklıklar yapıyordum. şu an inanamıyorum menülerdeki fiyatlara. arkadaşlar bir ufak su 15₺ nasıl olabilir ya, ulan kahvaltı ediyoruz neyse suyu da kalkınca içeriz diyoruz. bu gerçekten artık ayıptır.
eskiden zaruri olmayan şeylere çok para harcardık. ne bileyim eşimin oyuncak koleksiyonları var, ben kırtasiye ürünlerine bayılırım lazım değildir ama hoşuma giden bir şeyi alırım düşünmeden. yani bunlar artık geçmiş zamanda kalmış durumda. böyle bir şeye para harcasak vizdan azabından ölürüm.
yaşam kalitem düşmedi ama almak istediğim bazı şeyleri hâlâ alabilecek olsam bile lüzumsuz pahalı geldiği için almıyorum bazen.
duruma göre "neyse ne artık" diyerek alıyorum ama eskisi kadar sık olmuyor.
bir de araba almam lazım, alamıyorum, almıyorum, bilemiyorum.
yurtdışı arada bir giderdik tamamen iptal.
lüks bir otelde yılda 2 kere tatil yerine şimdi ortalama bi yerde yılda 1 kere.
kiyafet konusunda markalarda 1-2 segment düşüş + daha az kiyafet alıyoruz.
keyfi elektronik harcama v.s. tamamen bitirdik.
bir tek gıdadan kesmiyoruz şimdilik. (onda da mesela eskiden sık sık norveç somonu alırdık artık hamsi alıyoruz :) )
Yazilanlara bakıyorum ve "yasam kalitem dusmedi ama" diye cumleye başlayanların da hepsinin aslinda az cok yaşam kalitesi düşmüş.
Aslina bakarsan yasam kalitesi dusmesi demek sadece ihtiyacin olan seyleri alamamak degil.
En azından yuksrida cevap yazanların hepsinin yasam kalitesi dusmus gorunuse gore.
Araba alamiyorsun ornegin. Araba almanin ne kadar zor oldugunu düşünmek bile yasam kalitenin düşmesidir.
Mali almak ile mali "off bu fiyat ne ya" diyerek almak farkli mesela. Oflaysrak aliyorsan yasam kaliten eskisine gore dusuk demektir.
Buna ne gerek var diyip almaktan vazgeciyordan eskisine gore yasam kaliten düşüktür. Eskiden ne gerek var demiyordur, bulunsun diye atiyordun sepete ve kendini saglama aliyordun, kafan rahat hareket ediyordun.
Yani ac degilsiniz acikta değilsiniz, faturalarinizi oduyor, kiyafetlerinizi aliyor, bozulan cep telefonuzun yerine yenisini alabiliyorsunuz belki ama aslinda yasam kaliteniz bir nebze dusmus her halükarda. Yasam kalitem dustu demek icin gecim sıkıntısı cekecek noktaya gelmek gerekmez. Haftada bir viski + puro yapıyorken 2 haftada bir yapmaya basladiysan nispeten yasam kaliten dusmustur.
3 yıl önce "Şu kamerayı mı alsam bunu mu alsam" derken "Ulan aklımda kalmasın ikisini de al geç" deyip almıştım. İkisinin toplam parası kadar 3. bir kamerayı da "Ohaaa canavara bak" diyerek 3. olarak aldım. Şimdi GoPro Hero Black 10 alacağım. Sepete at, çıkar, sepete at çıkar modundayım 1 haftadır. "İlk ikisini satayım da öyle alırım" diyorum.