Bi gün hava güneşli mehmet ile köyün dışındaki bi ağacın yanına gittik. ağaç arkut ağacıydı. ağaca çıktı 3-5 armut koparıp yere attık. sonra ağaçtan indik ve armutları yiye yiye köye geri döndük. köye döndükten sonra da meydanda biraz oyun oynayıp evlerimize dağıldık. eve geldiğimde annem nerdeydin diye sordu. dedim armut topladık ağaçtan. iyi çıkma dışarı baban gelecek yemek yiyeceğiz dedi. akşam babam geldi elinde gir sürü yiyecek vardı.
Psikolojik tahlil yapacaksan mesaj atabilirsin. ne için sorduğunu merak ettim.
akşam okuldan eve gelmişim. annem babam diyor ki artık okula gitmek zorunda değilsin bütün gün canının istediği herşeyi yapabilirsin. çok seviniyorum çantamı yere fırlatıyorum mutluluktan havaya zıplayarak dans ediyorum.
Kırmızı bisikletimden düştüğüm günü anlatırım. Sanki tüm çocukların bisikletten düşme anısı varmış gibi gelir bana. Elbet ben de düşmüşümdür herhalde ama aklımda böyle bir anı yok. Ama uyudurulacaksa enbasit ve inanılacak durum bu gibi.
Kuzenimin sünnet düğünündeyiz; varoş bir mahalle, evin önündeyiz.
Misafirlerin alması için koca bir sinide dökme sigara mevcut. Ataride tsubasa oynamak varken :/ cingen çocukları sigaraları alıp kaçmasın diye bizi sininin başına dikmişler, bekliyoruz başka bir kuzenimle birlikte. Ortalık curcuna davul zurna kombosu eşliğinde. Koca bir teneke varilin içine soğusun diye buzlu suya sallanan maden suyundan almak için sininin başından ayrıldığımızda resmen pusuda beklemiş cingen çocukları hapaz hapaz sigara alıp kaçıyorlar. Biz bir şey olmamış gibi buz gibi maden sularını hüpletip bir şey olmamış gibi beklemeye devam ediyoruz.