Oturmuş hayaller kurarken birden bunu hissettim. Kimse kimseyi anlamıyor ergenliği değil bahsettiğim müsaadenizle açıklayayım:

Eşinizle birbirinizi anlayabilirsiniz, seneleri devirmiş olabilirsiniz, artık ifadeleriniz tepkileriniz birbirine benziyor bile olabilir vesaire vesaire ama yine de diğeri çok öngörülemez bir şey değil mi? Birine aşık olması ya da ayrılmak istemesi değil mesele, bunlar vakit ve zaman isteyen bir anda olmayan şeyler çoğu zaman, benim bahsettiğim mesela eşinizin bir sabah kalkıp intihar etmesi ya da uçağa atlayıp bambaşka bir hayat kurmaya yola çıkması.

Bunlar bana olmayacak şeyler gibi gelmiyor. Bence kimse bunu yapmayacağının taahhütünü de veremez. Başıma gelse çok üzülürdüm ama bir şey diyemezdim mesela, böyle bir şeyi asla yapmam da diyemiyorum kendi adıma. Çok düşük ama düşük olduğu kadar boktan bir ihtimal ama araba kazası gibi bir şey de değil; muallak var, boşluk var, kopukluk var ve suç yok.

Hiç böyle bir olay duydunuz mu daha önce?
Siz ne düşünüyorsunuz, benzer bir şeyi hissettiğiniz oldu mu?
İç bayan bir fransız filmi tadı da veriyor bu hissiyat, filmi çekilmiştir kesin, aklına gelen?

 

Birisyile sevgili olunca, hel hele evlikik olunca, karşı kişiye aslında bşr taahhüt vermek oluyor bennce. Sevgililik sözlü, evlilik ise resmi bildiğimiz kanunda karşılığı olan. Ben böyle bakıyorum bu duruma.

İntihar etmek psikolojik bir durum olduğu için onu geçiyorum. Ama eşinizin bir sabah uçağa atlayıp gitmesi ve sizi terketmesi durumunda üzülmekten başka şeyler de yapmak lazım bence. Çünkü olrtada resmi bir anlaşma bir karı koca olma durumu var. Sevgiliktw yapamayız ama evlilik başka.

Bunun haricinde sizin düşünceniz bana biraz sağlıksız geldi. Paranoyaklık gibi. Hayatta 5 dk sonra bile ne olacağını bilmiyoruz. Ama sırf bu yüzden 'ya bunlar olursa' korkusuyla nasıl yaşanır ki.

Bu soruya bunkadar uzun cvp yazma sebebim ise, bugun bunu yaşamam. İstersen özel msjdan ispatlayabilirim. kız arkadaşım bi msj ile benden ayrıldı. Durup duruken. Ergen de değiliz. Kendisi 30 yaşında. Şimdi beni düşün. Ne haldeyim tarif edemem.

saturn

Evet hayatın gerçekleri bunlar. Anne babalar var çocuklarını terk edip arayıp sormayan.

Bir tek kendi kendimizi terk edemiyoruz. "İnsanlar hiçbir şeye değmez" ya da "tek özel olan benim" veya "herkes kendini bana ispatlamalı" gibi insanların meseleyi tersinden anladığı popüler ruh hallerine girmeden nihayetinde kendiniz dışında herkesin geçici olabileceği gerçeğini aklınızın bir köşesinde tutup kafanızdaki gerçeklik algısını buna göre şekillendirmek faydanıza olacaktır.

Yalnız şu da bir gerçek ki eğer çizgiyi aşıp "zaten herkes bir gün terk edecek" şeklinde hatalı bir fikre saplanırsanız fark etmeden davranışlarınız da bununla senkronize olacağından gerçekten de herkes bir gün sizi terk eder.

Aslında en iyisi insanın bu kadar derinlere hiç el sürmemesi. Bazı şeyler otopilotta kalmalı.

İnsanların size verdiği sözler o sözü verdikleri zamanki samimi temennileri olarak değerlendirildiğinde güzeldir. Aynı zamanda bu sözler bağları da sıkılaştırır. Kişi sizin aleyhinize karar verecekse bunu iki, üç kez düşünür belki sizin için bir şeylerden feragat eder, bilemeyiz.

Neticede sözlere söz olmalarından öte ilahi bir anlam yüklemek hatalı, söz vermek değil.

akhenaten
1

mobil görünümden çık