insanların kendisinden daha kötü durumda bir insanı gördüğünde mutlu olması'na ne denir?
edit: benim bildiğim, insan şükretmek için "öteki" nin varlığına ihtiyaç duymaz. yani bir kıyas söz konusu değildir. varlığa da şükreder, yeri gelir yokluğa da şükreder..
Konu daha geniş izah gerektiriyor ama kısaca söylemek gerekirse
eskiler:
bir şeyin şükrü kendi cinsindendir.
Örneğin insanın maddi durumu iyi olduğunda sadece çok şükür demesi değil ayrıca o maddi imkanla durumu zayıf olanları gözetmesi ve yardım etmesidir.. der
sahip olduklarımızın kıymetini onları kaybedince anladığımız gibi, sahip olmayanları gördüğümüzde de anlıyoruz. şükretmeyi kıymet bilmek gibi düşünebilirsiniz.
birisinin şükür etmek için daha kötü durumdaki birini "görmesi" gerekmez diye düşünüyorum. az biraz canlandırmayla veya geçmiş deneyimlere dayanarak da şükredilebilir.
aradığınız şey bir kelime veya tanım sanırım. şükretmek az çok karşılıyor bunu sanki. zira şükretmek minnet duymak gibi bir şey. çok kötü durumdaki biri görülüp de, "yatıp kalkıp haline şükret" dendiğinde aslında "bu halde olmamanın sebebi sensin, her ne yaptıysan buna minnet duy, kendine teşekkür et" anlamına geliyor. bence. yani bu bir mutluluk değil sizin dediğiniz gibi, ama bir "rahatlama", "iyi ki" deme durumu. mutlu olana göd derdim ben olsam.
bahsettigin sey icin turkce'de direk bir kelime yok sanirim. almanca'da meshur "Schadenfreude" sozcugu dedigin seyi karsiliyor.
en.wikipedia.org
katarsis denir.
aristoteles-poetika falan bakabilirsiniz.
edit: benim bildiğim, insan şükretmek için "öteki" nin varlığına ihtiyaç duymaz. yani bir kıyas söz konusu değildir. varlığa da şükreder, yeri gelir yokluğa da şükreder..
esasında şükür Allah'a yapılır, düşünmek; tefekkür etmek amaçlı
haline kalpten razı olmak, hoşnut olmak hayatın için
alıntı: Erva
"örneğin insanın maddi durumu iyi olduğunda sadece çok şükür demesi değil ayrıca o maddi imkanla durumu zayıf olanları gözetmesi ve yardım etmesidir.. der"
daha fazlası için emek vermek, insanlara yardım etmek bağlantılı emirler
kötü durumda bir insan görünce kendim için mutlu olmam
o kişi ahirette burdaki dezavantajların dikkate alındığı bir adalete tabi olur diye inanırım
kendim için de aynı şekilde, ahiretteki karşılığı mutlu eder
şükretmek, başına gelen şeyin iyi mi kötü mü olduğunun ölçülmesiyle başlayan bir şey. bir şeyi ölçebilmek için de birden fazla kere var olması gerekiyor, o yüzden ötekinin varlığı olmadan şükretme eylemini gerçekleştiremeezsin.
başkasının ya da kendi kötü haline bakarak şükretmekten ziyade sahip oldukları için mutlu ve müteşekkir olmak bence şükür. zorlayarak yapılacak şey değil, insan mutlu olacak ki içinden şükretmek gelsin.
bendeki tanım böyle.
Şimdi hatırlamıyorum nerde gördüm ama bir istatistik koymuştu bir sayfa:
-Eğer bu metni okuyabiliyorsan, dünyada okuma bilmeyen 1 milyar insandan daha şanslısın.
-Bugün sağlıklı uyandıysan ve 1 hastalığın yoksa, bu hafta bir hastalık yüzünden ölecek milyonlarca insandan şanslısın.
-Eğer iyi kötü bir sağlık güvencen varsa, hasta olsan bile doktor bulamayan milyonlardan şanslısın.
-Şu an bir savaş, kıtlık, susuzluk, esir düşme gibi riskin yoksa, özgürce gezebiliyorsan 500 milyon insandan şanslın
-İstediğin siyasi görüşü destekleyebiliyor, özgürce ibadet edebiliyor, istediğin tarzda yaşayabiliyorsan, dünyadaki 3 milyar insandan daha şanslısın.
-Buzdolabında yemeğin, dolabında giysilerin, ve başını sokabileceğin sıcak bir evin varsa dünyanın %75'inden daha zenginsin.
-Bankada biraz nakitin, yatırımın bile olsa dünyanın en varlıklı %8'lik dilimindesin.
O yüzden bu elindekiler için şükret, değerini bil ve bu imkanları olmayan insanlarla imkanlarını paylaş gibi bir metin. İstatistikler ne kadar doğru bilemem.
Bence kimse kendinden kötü durumda olanları görünce mutlu olmuyor. Yoktur böyle bir insan. Ama kendinden kötü durumda insanları görünce elindekinin değerini anlıyordur.
Şöyle düşünüyorum, daha büyük ev istiyorsun mesela, daha iyi araba istiyorsun. Alamayınca üzülüyorsun. Arkadaşların yurt dışına çıkıyor sen üzülüyorsun bu sene bütçen olmadığı için. Ya da herkes iphone 13 alıyor sen ortalama bi android kullanıyorsun memnun değilsin bundan içten içe.
Ama mesela evine internet bile bağlatamayan çocuğu görünce, diyorsun ki "yahu öyle böyle benim internet erişimim var". Ya bu da olmasaydı?
Arkadaşın yeni lüks bir araç almış. Senin 2. el mütevazı bir araban var. Özeniyorsun, ama başkasına bakmana bile gerek yok. 2 sene önce soğukta 45 dakika otobüs beklediğin günleri düşünüyorsun, şükürler olsun diyorsun. En azından sağa sola gidebilmeni sağlayan bir aracın var.
babam mesela vefat etmeden önce ömrünün son 1 senesini kısmi felçli geçirdi. Balkona kadar gitmek, orada 1 saat oturmak bile büyük olaydı onun için. Bu tarz durumları düşününce, bırak tatile gitmeyi şöyle sahilde bir oturmak, çay kahve içmek bile ne kadar değerli olabiliyor fark ediyorsun.
Şükretmek sanıldığı gibi aza tamah etmek değil. Elindekinin kıymetini değerini bilmek. Bir karikatür görmüştüm, senin normalin, başkasının hayali olabilir diye.
Yolda ortalama arabada giden bir adam, yandaki lüks 4x4'e bakıyor hayran hayran.
Hemen yanda da tekerlekli sandalyede bir adam o mütevazı arabadaki adamın arabasını kullanabildiğini hayal ediyor kafasında düşünce balonunda. Tam olarak bu durum.
Elindekinin kıymetini bilmek önemli. Elbette daha iyisi için mücadele etmeli insan. Hayal kurmalı. Ama son yıllarda o kadar materyalist bir yaşama geçtik ki, hayallerimize kavuşamayınca elimizdekinden bile nefret ediyoruz.
Çocuklarda çok olur bu, eğer değer bilmeyi öğrenmediyse görürsünüz. Oyuncak ister atıyorum. Evde var ya bir sürü oyuncağın dersin. Onları beğenmez. Öbürünü almadığın için gider onları da kırar falan...
evet, sizin bildiğiniz doğru.
"ben x'ten iyi durumdayım" diye şükredilmez.
şükür şartlara bağlı olmayan, içten gelen, bireysel bir şeydir.
yani olan hâle, dış koşullardan bağımsız olarak şükredilir.
sabah uyanırsın, bugün de uyandım diye şükredersin.
"başkası uyanamadı, aman ben uyandım çok şükür" dendiğinde o şükür olmuyor.
Şükür kelimesi benim islamiyetle öğrendiğim bir kavram. Allah diyor ki "şükredin ki size nimetimi artırayım". Demek ki şükür denen şey çoğaltıcı, artırıcı bir şey. Bu sebeple de içinden geçirerek veya telaffuz ederek yapılan bir şey olmadığını düşünüyorum.
Bir şeyi ne artırır diye düşününce de ilk aklıma gelen, o şeyi temiz kullanmak, iyi bakmak, onu sağlam/sağlıklı kılmak için gerekenleri yapmak gibi şeyler geliyor. Bildiğin "kıymet bilmek" hatta Doğan Cüceloğlu'nun tanımladığı haliyle "sevmek" yani.
Onun için bana göre şükretmenin Türkçesi kıymet bilmektir, sevmektir. Her konuya da uyarlanabilir diye düşünüyorum.
şükrettiklerimiz, kendi hakkımızda razı olduklarımızdır. etrafta hiç insan olmadan da şükretmek mümkün ise; diğerlerine bakınca yaşadığımız, ancak ve ancak o insanlarda kendi geçmişimizden yansımalar görüp bunları geride bırakmış olma konusunda kendimizi takdir etmektir.
bilinçli ve farkındalığı olan birey, egodan ve materyalden her ne kadar uzaklaşsa da bazen diğerlerinin bu aşamaya gelememiş olmasını hor görebilir. yeterince berrak görebilirse, aniden bu durumun da egosunun başkalarının üzerinden rayonel ilişkilendirmelerde bulunduğunu fark eder ve halen arınmadığını ayrımsar.