siz üye misiniz?
bende hep merak etmişimdir, mavi yaka için faydalı olmalı geçenlerde metal-sen bulunduğum bölgeyi gösteri, müzik, slogan vs haftalarca boğdu işçiler haklarını alıp hallettiler sonunda ama beyaz yaka da hiç karşılaşmadım.
Hicbir sey degismez, sadece aidat adi altinda cebinden ekstra para cikar. Turkiyede dogru duzgun sendikalasma diye bisey yok, var olan sendikalar hep iktidara yanlamis vaziyette.
İlgili sendikanın çalıştığınız şirkette yaptırım gücü olmaz ise, yani şirketinizde örgütlenememiş ise @jrrth +1
sendikanın örgütlenebildiği iş yerlerinde işçilerin haklarını koruduğuna çoğu kez şahit oldum. Tabii bu sendikasına göre de değişiyor. Hükumete yakın sendikalardan pek bir halt olmuyor ama işini hakkıyla yapanlar da yok değil.
Örneğin önceki çalıştığım şirkette insan kaynakları, pandemi nedeniyle yaşanan üretim duruşlarını (tüm gün üretim kapatma gibi) çalışanların yıllık izinlerinden düşmek istedi. Normalde pandemiye özel olarak bu hakkı tanıdı hükumet işverenlere. Ancak iş yerindeki sendika duruma itiraz etti, çalışanlar örgütlendi ve ik'nın kararını protesto edip kararın geri çekilmesini sağladılar. beyaz yakalar sendikaya üye olmadığı için beyaz yakaların yıllık izinlerinden düşüldü iş yerindeki kapanmalar :)
Çok bir şey değişmiyor.
Çalışanların düşündüğü en temel şey olan,
-maaşım biraz daha yüksek olsun arzusunu hukiki yollardan yerine getirmeye çalışan kurumlardır.
Yine ayrıca avukatları aracılığı ile çalışanın haklarını korumayı sağlamaya çalışırlar. Ama sanki bundan pek bahsetmiyolar.
İşinize uygun olan sendika kolunu edevletten seçerek yine hükümet yetkililerinin muhatap alacağı sendikaya üye olmak gerekiyor ki toplu iş sözleşmelerinde bir manası olsun.
Her ay üyelik aidatı kesilir.
(Bazıları toplu iş sözleşmesine kadar hiç aidat almayadabilir ya da standart alacağı aidat daha aşağı da olabilir)
İstediğiniz an da istifa edebilirsiniz.
Toplu iş sözleşmelerine yakın zamanda yetkili olacak sendikaya üye olmak yararlı olacaktır.
Ayrıntısı uzun.
Bir kişinin katılmasıyla çok bir şey değişmez ama katılım artıp sendika güçlendikçe tis hakkı olmasa bile işyerinde işverene karşı somit bir güç oluşur. Örgütlenmek iyidir çünkü sadece siz örgütlenince kısa vadede bir getirisi olmasa bile örgütlenme olmazsa sürekli götürüsü, örgütlenme olursa ise komple getirisi olur. O yüzden bu mesele biraz sınıf bilinci ile alakalı. Kısa vadeli çıkarlar yerine nesnel değişimin hangi dinamiklerle geldiği, doğru strateji ve ilişkilerin nerede olduğunu bilip ona göre davranma işi. Tabi ki değişim hem sizin hem de sendika için karar alma süreçleri ve organlara aktif katılımla başlar. Salt üye olup aidat verip hiçbir şeye karışmamak konformizm ve anti demokratik bir bürokrasi üretirken organlarda ve süreçlerde görev almak dinamik, etkili ve demokratik bir sendika sağlar. Bkz. Mensevik parti üyeliği vs. Bolşevik parti üyeliği.
en güzel örneğini geçen sene özel okul öğretmenleri birlik sendikası'nda örgütlenerek gösterdi. doğa koleji gibi yerlerden haklarını aldılar.
Maalesef ülkemizde işçi denince akla sadece mavi yakalı geliyor. İşçi hakları da onların haklarıymış gibi düşünülüyor. Çünkü bizde "işçi" kelimesi acıtasyon ve romantizm için kullanılır.
Aynı fabrikada çalışan torna ustası sendikalı, ama finans çalışanı değil. Çünkü finans çalışanı kendini işçiden saymıyor. O yüzden usta akşam 5 dediğin anda şak diye işini bırakıyor. Finanscı sabaha kadar fatura kesiyor.
Çünkü beyaz yakalı çalışanlar "kariyer... başarı hikayeleri... azim... fedakarlık... işe kendini adamak..." gibi ik masallarıyla çok güzel uyutuluyor.
Oysa bir iş yerinde işveren dışında ücret karşılığı çalışan herkes işçidir. İsterse sıfatın genel müdür olsun. O da işçi.
Ama işte bu algı yüzünden, hatta kendine işçi olmayı yakıştıramadığı için, sendikaya üye olan beyaz yaka sayısı az.
Bu yüzden maalesef beyaz yaka çalışanlar için sendikalar bir avantaj sunamıyor. Diğer arkadaşların da belirttiği gibi, sendikanın gücü iş yerindeki üye sayısı arttıkça artar.
Oysa maalesef en çok sömürülen işçiler beyaz yakalı işçiler. (Bak beyaz yakalı işçiler deyince bile yadırgıyorsun :)
Mesela AB ülkelerinde hemen her iş kolunun sendikası vardır.
Ayrıca beyaz yaka iş kültüründe maalesef "rekabet" teşvik edildiği için, yurdumun beyaz yakalısı da bu tuzağa düştüğü için birbirlerinin kuyusunu da kazarlar.