Yağmalamak, maalesef her şeyimiz yağmalanıyor ve bir kısım bunu yatırım zannediyor, BBVA'nın garanti hisselerini almasını yatırım olarak tanımlayanlar vardı gülün geçin, asıl yatırım Araba fabrikası kurulması gibi şeylerdir, kuran tabiki kar amacı güder ama ülke ekonomisine direkt katkısı olur, ülke içine de katkısı olur, Honda fabrikası, Tofaş fabrikası gibi. S
bu direkt olarak yağmalamak. yabancı şirketler tr pazarına destek olmak için düşük maliyetlerle veriyorlar bir çok ürünü. mesela aspirin atıyorum almanyada 1 euro ise bulgaristanda 0.7'ye tr'de 0.3 euroya satılıyor. bu sübvansiyonun kötüye kullanıldığı ve farklı pazarlara satış yapıldığı görülürse genelde bu destekler kaldırılır, bize de kol gibi aynı fiyattan uygularlar.
tr'de üretilen bir şeyin satışından bahsetseydik problem değildi, yani adamlar gelip domates patates aldığında bence bir problem yok.
Tabii ki döviz girişi! Eczanelerde ilaç bulamayınca döviz girişinin meyvelerini yemeye başlayacağız. Henüz erken. Kullandığım göz damlasının şu an ancak muadilini bulabiliyorum. Muadilini de bulamamam lazım.
Örneğin ilaç üzerine olması çok sinirimi bozdu. Şu olay döviz kurunun arttığı her yıl yaşanıyor zaten: www.cumhuriyet.com.tr bir de buna Bulgarların yağmasını ekleyince halimiz ne olacak merak ediyorum.
eksisozluk.com
avm, pazar, tekstil alışverişi olsa direkt döviz girişi derdim ancak bu yağmalamak. çünkü biz bakanlık olarak ilaçları sabit kurdan alıyoruz ve bazı ilaçlar gelmiyor artık adet gibi problemlerden dolayı. eğer kozmetikse yine döviz girişi.
azıcık onuru olan herkes için yağma olarak görülebilir. ben de gururuma yediremiyorum. özellikle edirne'de gördüklerime içim dayanmıyor. teknik olarak tr menşeili üretimler için döviz girişi deriz ancak.
ha tabi yine onursal olarak bakarsak, biz 85 milyon bi halta yaramayan paramızla çalışıp elaleme ucuz mal üretiyoruz. o kısmı da var tabi
Aslında bahsettiğiniz iki şey birbirinin karşıtı değil. Yağmalamak dediğiniz şey gidip birilerinin malını zorla almak demek. Sonuçta Bulgarlar bu ürünlerin parasını ödeyip alıyorlar. Tabi ki bu bizim için iyi bir şey değil, sonuçta ilaç dediğimiz şey kritik bir ürün; gerçi bilemiyorum yabancıların reçetesiz aldıkları ilaçlar ne kadar kritik ama sonuçta bu engellenmesi zor bir şey. Herhalde en kesin çözüm bu ürünlerin kritik olanlarının reçeteye bağlanması ya da vatandaşlık numarası üzerinden belli sınırda satılması vb. olur. Burada Bulgarlara suç bulmak, yağmacı falan demek asıl sorunu gözden kaçırmak oluyor.
eksisozluk.com
sırf şu olaydan dolayı çok tedirginim, yarın eczacılara da ödeme yapmazlarsa ilaç alamazsam diye acayip korkuyorum.
aynı şekilde fiyat konusundan eczacılar ilaç temininde sıkıntı yaşarsa, getiremezlerse diye de çok çekiniyorum.
bazı ilaçlar o kadar pahalı ki duyunca insanın aklı yerinden çıkıyor.
bu yukarıdaki durum varken kesinlikle ilaç falan satılmaması lazım bu şekildeki yabancı insanlara, ha türkiye'de kalıyordur, reçetesi vardır, aciliyeti vardır o zaman tamam.