Adlerin bakış açısı bence modern psikoloji icin devrim niteliğinde. Hümanist perspektifin temeli bence adler. Yeni şeyler öğrendiğimde Adlerden gelme diyorum hep. Ya da modern kariyer kuramları hep Adler temelli.
Jung ise din ile psikolojiyi harmanlanmış bir adam. Aynı bakış açısı gibi dursalarda dışarıdan çok çok farklılar.
Jung'tan baslanabilir. Jung'un kongre, sempozyum konuşmalarını, verilen elestirileri cevapladigi vs. Derlendigi bir kitap vardı onu bile sevmistim ben.
güncel psikolojiden uzak ikisi de şu an.
bugün okuduğum bir kitapta jung için şöyle diyordu;
-jung aslında kimdir?
psikoloji, psikiyatri, sosyoloji, mitoloji, etnoloji, orta çağ simyası ve gnostisizm vasıtasıyla insanı anlamaya çalışan bir nefs bilimcidir.
-diğer nefsbilimcilerden farkı nedir?
çok az araştırmacının yapabildiğini yapmış, teorisini kendi üzerinden, yaşayarak öğrenmiş ve tecrübelerini paylaşabilmiştir.
-kendini araştımada hangi tekniği kullanmıştır?
aktif hayal kurma ve rüya analizi (rehber olmadan, tek başına)
-psikoloji ilmine faydası nedir, ne yenilik getirmiştir?
freud'un çok ötesinde bir derinlikte bilinç ve bilinçdışı arasındaki ilişkiyi anlamıştır. alt bilinçdışının insan tekamülü için telafi edici ve tamamlayıcı bir işlev gösterebileceğini kanıtlamıştır. toplumsal bilinçdışı mefhumu ile tüm insanlığın ortak bilinçdışı potansiyelini anlatabilmiştir.
-esas arayışı nedir?
kaybettiği nefsini, özellikle "cemal" yönünü yani anima'yı tekrardan bulmak.
-bu arayışında en büyük engel nedir?
kişisel "efsaneler"in aşılmasıdır. efsaneden kasıt, taşıdığımız çok güçlü roller (persona) ve özdeşleşmelerdir. (mesela kahraman arketipi)
-maneviyat konusundaki görüşleri için ne söylenebilir?
ilahi bir referans sistemine müracaat etmeden veya edemeden, manevi doğruları kendi aklı ile bulmaya çalıştığı için, başlangıçta alt alemin şer potansiyeline karşı çıksa da sonunda şeytana teslim olmuştur. tüm gnostik, senkretist, eklektik maneviyat yolcuları gibi, jung da aklının kurbanıdır.
,
,
,
,