Hayatıma çeki düzen verme motivasyonuna kapılıp adamakıllı bir iş bulmak için kolları sıvadım ve zor olsa da başka şehre taşınmayı göze aldım. İşlerin çoğu İstanbul'da olduğu için oradaki işlere de başvuru yapıyorum ama ne yalan söyleyeyim kendime de güvenemiyorum. Bu konuyu buradan bir arkadaşla konuştuk ama manzara da gün gibi ortada. Diyelim iş buldum İstanbul'dan. Kendime ait evim olmadığı için eşyalar söz konusu olmadığına göre geriye ev arkadaşıyla kalmak ve eşyalı ev tutmak kalıyor. Ama herkes kiraların yüksekliğinden bahsediyor. İstanbul'da kıçı kırık bir 1+1 yere istenen parayla Ankara'da elit bir semtte güzel bir yer bulunur.
Zaten benim şu an itibariyle isteyebileceğim en yüksek maaş 4000 TL. İstanbul'da maaşlar diğer şehirlere göre yüksek diyorlar ama bilmiyorum. Ev arkadaşıyla kalmak hiç bana göre değil ve deneyimim de olmadı hiç çok şükür. Yurtta falan kalmadım, odamı paylaşmadım. E haliyle geriye eşyalı eve çıkmak kalıyor. O da kirayı neredeyse ikiye katlıyordur.
Şimdi diyeceksiniz "Neden İstanbul olmak zorunda?" diye. Çalışmak istediğim alanlardaki (lojistik, dış ticaret) iş imkanı en çok İstanbul'da mevcut. Haliyle planımı yaparken en çok İstanbul söz konusu oluyor. Başka şehirler de var tabi. Ama şöyle bana göre İstanbul'da bu şekilde yaşamayı başaran diğer tüm şehirlerde yaşayabilir kolayca, yaşamak değil hayatta kalmak da olabilir. Çünkü zaten ufak tefek zevklerimden başka para harcadığım bir şey yok.
Her neyse uzatmak istemiyorum. Bu zamana kadar deyim yerindeyse "Prens" veya "Prenses" rahatlığıyla büyümüş birinin bu denli bir maceraya kalkışması nasıl olur sizce?" Fazla mı cesur olur yoksa yerinde bir karar mı? Kendi tecrübelerinizi, özellikle de iş için şehir değiştirmiş olanlar varsa, fikirlerinizi zamanın şartlarını da göz önünde bulundurarak paylaşırsanız çok sevinirim. Teşekkür ederim.
4000 tl maaşla istanbula gitmeni önermem. gidersen 2 ya da 3 kişiyle eve çıkmalısın. tek kişi kıt kanaat yaşarsın anca. semte de bağlı tabi. bazı semtlerde 1500 tlye 1+1 eşyalı ev bulmak mümkün.
biriyle ev paylaşmamış olmaya "çok şükür" diyecek biriyseniz (yani bunun satın alınamaz deneyim ve kıymetinin farkında bile değilseniz)bence yeni bir şehir üstelik istanbul gibi bir metropol mutsuz edebilir sizi.
4000 asgari ücret gibi kalıyor artık, kalacak yer olsa bile süper para değil.
son olarak kariyer açısından da post pandemi süreci ne getirecek biraz havayı koklamak gerek bence.. belki biraz daha uzaktan çalışmaya kayacak iş piyasası.
"İstanbul'da kıçı kırık bir 1+1 yere istenen parayla Ankara'da elit bir semtte güzel bir yer bulunur." bu esitligin Ankara'da is bulamadigin surece bir anlami yok.
Esyali eve cikmana da gerek yok, niye onu soyleyip duruyorusun anlamadim. Normal herkes gibi esyasiz ev tut, her zaman daha ucuza gelir. Esyayi parca parca kendin alirsin. Zaten ilk asamada yatak, camasir makinesi, buzdolabi, masa, sandalye haricinde bir esyaya ihtiyacin yok. Bekar adam olarak zaten 1+1'den daha buyuk bir yerde oturman toptan gereksiz.
"Fazla mı cesur olur" millet dunyanin obur ucuna gidiyor yahu. istanbul ne.
@ hot potato İsteyebileceğim en yüksek maaş 4000 TL demiştim. Kira mı vereyim karnımı mı doyurayım eşya mı alayım? :D Ki pahalıya patlamaması için eşyalar da ikinci el olmalı. Evin temizliği var, abonelik işleri var. Bi ton detay var. Eşyalı ev o açıdan daha mantıklı geldi pahalı olsa da.
Bir de yurt dışına taşınmak daha kolay bana kalırsa. Çoğu şirket aday yerleşene kadar bayağı bi destek çıkıyor. Türkiye'de varsa da çok az şirket bunu yapıyodur.
Yazdiklarindan merak edip onceki duyurularini da okudum acik acik soyleyeyim 4k ile istanbula gelmeyi dusunmek buyuk cesaret turkiye'deyken daha fazlasini kazanirandigim zamanlarda bile istanbulu dusunmedim cunku insan gibi yasamak istediginizde yetmiyor yetmeyecek. Fazla mi cesur olur demissin evet olur.
Dis ticaret mi lojistik mi istiyorsun yoksa mali musavirlik mi bence bir karar ver ve ne dis ticarette ne de lojistik de o bryaz yaka hayallerini gerceklestiremeyecegini bil. Nerden biliyorsun dersen 5 yil biyunca bir otomotiv firmasinda malzeme planlamaci olarak calistim hem lojistik firmalari ile hem de dis ticaret firmalari ile cok yakin calistim.
Yurtdisindan ornek vermissin ama zaten orada kabul alan insanlar tr de de ayni sartlarla bonservisleriyle transfer oluyorabiliyorlar.
daha şimdiden ev tmizliği, abonelik vs sizi sıkmaya başladıysa hiç başka bgir şehre taşınmayın. mazallah hepsini halletseniz bile 2 günde bir yemek yapıp haftada bir de ev temizlemek zorunda kalacaksınız.
yani bir takım hedefler koymuşsanız bu süreçte yaşayacağınız sıkıntıları da göze almak zorundasınız. "göze aldım" demeyin belli ki göze almamışsınız, daha vahimi yaşa(ya)mamışsınız. keşke düşüncenizin aksine üniversite eğitiminizde öğrenci evinde yada yurtta kalmış olsaydınız bir süre.
neyse, bir kaç farklı şehirde öğrenci olarak yaşamış biri olarak tavsiyem, evvela sizin tabirinizle "prenslik/prenseslik" triplerinden acilen kurtulmanız, eşyasız eve çıkmanız. muhtemelen eşyalı bir eve ödeyeceğniz farkla ev eşyalarınızı 3 - 4 ayda düzebilirsiniz. 2. el olması kötü, dandik olacağı anlamına gelmiyor. öncelikleriniz ocak -hayır ankastre fırın değil- ve çamaşır makinesi olsun. ardından yemek masası ve sandalyeler -tabi ki tabakl çanakla beraber- diğer önceliğiniz. salon için, tv olmadan da yapabilirsiniz, internet var neticede ama 3 l koltuk ilk alacaüğınız şey olsun. paranız kısıtlı olacağından teklileri sonra alın. farklı model olabilir, kanepeyi farklı model berjerleri farklı model alma gibi bir trend var. yere de ucuz ama modern görünen bir hhalı serdiniz mi tamam. ve tabi ki yatak.
2. el konusunda hijyen muhabbetini kafaya takacaksanız, oturacağınız evde ki yatak ve kanepe üzerinde de yüksek ihtimalle evin eski kiracısı oturmuş, yatmış, uzanmış ve hatta sevişmiş olacak. çok şeyetmeyin o yüzden.
ha ama aradaki fark çok değilse tabi ki eşyalı eve geçin.
kolay gelsin.
Valla hocam cesaretle alakası yok mecburiyet.
Ben doğma büyüme İstanbulluyum.19 yaşımda İzmir'e üniversiteye geçince ailem de Didim'e yerleşti İstanbul'u terk edip. Bir daha hayatta İstanbul'a dönmem diyordum. Öğrenci evinde de kaldım, 10 lirayla 10 gün karnımı doyurmami gerektirecek sefaleti de yaşadım, uzun yol bisikletçiligi yaptığım için kamplarda da kaldım, Erasmusla 6 ay yurtdisi deneyimi edinip geceliği 3 euro olan dandik hostellerde de kaldım gıkım çıkmadı. Ama İstanbul'a dönme düşüncesine hiçbir zaman sıcak bakmadım.
Gel gelelim başka yerde de iş yok. Yeni mezun olduğumda hazır hayat standardı denen şeyin s'sine bile sahip değilken asgari ücret olsun alanımla alakalı olduğu sürece problem değil dedim ama gelen teklifler dahada sigorta satışı, pronet satışı, çağrı merkezi vs nin ötesine geçmedi. Üstelik henüz uzmanlaștığım bir alan da yoktu muhasebeye de okeydim, denetime de okeydim satın almaya da. Kısmet değil almadılar ben de 8 ayın sonunda mecburen İstanbul'a döndüm, o dönemki asgari ücretin 2 katı bir ücrete. İlk fırsatta geri döneceğim diyerek gittiğim için eşyalı eve çıktım, yüksek kiralar verdim, kyk kredi ödemelerim başladı derken aslında başlangıç için fena olmayan bir ücret olmasına rağmen kıt kanaat geçindim. Öğrenciyken daha iyi standartlara sahiptim hatta öğrenci evinde tek yaşıyordum, artık çalışıyor olmama rağmen 1+1 evde 2 kişi kalıyorduk odam bile yoktu salondaki kanepede uyuyordum falan.
2 senem doldu askere gittim, yani artık 2 sene tecrübem var yeni mezun değilim askerlik engelim kalkmış, beklentilerimi de düşürürsem İzmir'de kalırım bu sefer diye ama 1.5 ayda yaptığım 76 başvuruda sadece 2 mülakata davet edildim ve kabul edilmedim.
Peki şimdi ne yapıyorum? Tıpış tıpış İstanbul'a geri dönüyorum. Kabul edilmediğim firmalardan biri ücret beklentimi çok fazla bulmuştu biraz indiremez misiniz demişti mesela. Fazla dediği de 5000 tl. Hadi dedim sizi mi kıracağım 4750 olsun gene çok yüksek buldular...
E şimdi o fazla buldukları ücretin %45 fazlasına gideceğim ve şehirdeki mutsuzluğu da hesaba katarsak daha düşük şartlarda yaşamak zorunda kalacağım.
Duyurunun konusundan sapıp baya uzun uzun yazmış olabilirim ben de çok doluyum bugün artık patlama noktam oldu. Ama özetle şunu demeye çalışıyorum, bazılarımız, hatta bazılarımız değil bir çoğumuz cesaretinden şundan bundan değil mecbur oluşundan gidiyor, başka seçeneğimiz yok.
Öyle ücret beğenmeme falan da yok ha benim örneğimde olduğu gibi yarı maaşa başka şehirde çalışmak isteyip de iş bulamayan o kadar çok kişi vardı ki çalıştığım yerde. Yapılan iş aynı iş, kazandırılan para aynı para, istenen maaş yarı yarıya ona rağmen almıyor adamlar.
Ondan sonra İstanbul çok kalabalık, bu şehir bunu kaldırmıyor. Alsın götlerine soksunlar İstanbul'u.