Nedendir bilmiyorum, aksiyon anlarında bir türlü beynime ulaşamıyorum. Sanki bir lockdown mekanizması harekete geçmiş de tüm giriş çıkışlar kapanmış gibi. Aklıma bir tane bile işe yarar bir şey gelmiyor. Sanki çırılçıplak kalmışım gibi hissediyorum. Normal zamanlarda her şeye bir cevabım varken, hatta ukalalığın kitabını yazarken kendimi kanıtlamamı gerektiren, benim için önemli olan anlarda tıkanıp kalıyorum, aklıma bir şey gelmiyor. Beynim duruyor. Demin mesela iş görüşmesindeydim, İK kendinizden bahsedin dedi, söylenecek o kadar şey varken 2 cümleyi zor kurdum inanır mısınız. Sonra o an geçiyor hooop bir bakmışım beynin veri transferi kaldığı yerden devam ediyor ve en kritik zamanlarda ihtiyacım olan şeyler ihtiyacım yokken kafamda dolanıyor. Tabi bu yüzden karşı tarafın sizden beklediklerini veremeyeceğiniz, yetersiz olduğunuz algısı oluşuyor. Resmen kendimi sabote ediyorum.
Tartışmalarda da böyle oluyor, konuşmalarda da. Sonra bütün gün "Neden böyle demedim? Neden bu aklıma gelmedi?" diye sızlanıp duruyorum. Sonra pratik zekam da kayboldu sanki. Acil durumlarda çözüm üretme yeteneğimi kaybettim gibi sanki. Kilitlenip kalıyorum. 6-7 yıl önceki eski zehir gibi keskin zekam yok. Eski beni özledim. Kendimi yeniden bulmam lazım ama nasıl? Başarı için beynime, eski bana ihtiyacım var. Yaşam tarzım çok düzensiz.2-3 yıldır da eve kapandım. Sizce ondan mıdır? Fikirlerinizi ve tavsiyelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.
Bir yaştan sonra -bence 26 27- beyin o kıvraklığını yitirmeye başlıyor, doğaçlama değil daha çok deneyimle cevap veriyorsun karşılıyorsun
ilk gençlikte hem fiziken hem kafa çalışması için insan kendini ölümsüz gibi hissediyor, ikisi de canavar gibi çalışıyor sanki 90 yaşına kadar böyle devam edeceğini düşünüyorsun o heyecanla
Bunlar bilimsel değil kendi deneyimlerim sen bir b12 vitaminine de baktır
kaygı> korkma, kaçma, savaşma gibi dürtüleri önplana çıkarıyor. bizi beyfendi ve hanfendi yapan dilbazlığımız geri planda kalıyor.
yalnız "aksiyon anlarında" demişsin, kavga dövüş tartışma hikayesi bekledim; İK görüşmesi çıktı. İK kısmı, normal zamanlardan birisi değil miydi yoksa? sakin kalabileceğin, kimsenin seni kıstırmadığı zamanlardan birisiydi(?). o halde İK ya böyle tepki verdiysen, aksiyon kategorisine koyduysan onu, yaklaşımın, mizacın değişiyor diyebilir miyiz?.
ikinci paragraf tamamen kendi fikir yürütmemden ibaret, iddiam değiller.
@comp Kendimi kanıtlamam gereken, yüksek beyin gücü gerektiren, sonucun benim için önemli olduğu tüm durumlar, aslında senin de belirttiğin üzere kaygının ön planda olduğu durumlardan bahsediyorum "Aksiyon anları" derken. Kavga da olabilir tabi. Ama İK görüşmesi de benim için bir aksiyon anı. Benim için önemli olduğu için tabi mizacım, yaklaşımım değişiyor :)