Merhaba, Canan Karatay ve bazı bilim insanlarının bir tezi var. 50 sene önceki elmayla bugünün market elması arasında dağlar kadar fark var diyorlar. Buna ben de katılıyorum.

Peki bugünün elması yetiştirilirken gübre ve besin kullanılıyor. Bu gübreler elmayı iyice besliyor. Peki 50 yıl önceki elmadan ne eksik? Onda gübre ya da başka kimyasal yok. Çıplak toprak nasıl ona vitaminleri doldurdu?


 

geçenlerde bir yazı okumuştum, belli bir tarihten önce yapılmış sanat eserinin orijinal olup olmadığını anlamanın yolunun boya içeriğine bakmak olduğunu, 1945 (yanlış hatırlamıyorsam) yılında nükleer bir olaylar olmuş (çok da aklımda kalmamış bu kısım) o tarihten sonra toprağa karışan bi şeyler boyaların da içerisinde bulunmaya başlanmış.

bunun ne ilgisi var derseniz şöyle ki, kimyasalların düşündüğümüzden daha fazla etkisi oluyor hayatımızın her noktasına. doğa ihtiyacı olan gübreyi yine doğadan alıyordu. kimyasallar da hakeza 50 yıl öncesine göre benzer bir etkiye sahipti.
not: ziraat mühendisi değilim ama tanıdığım var

serbest gezen koala

@serbest gezen koala kısmen doğru söylemiş. aslında uzatmadan özet geçecek olursak toprakta zaten bulunan ama bitkinin alamadığı besin maddeleri vardır. yıllar boyunca, biz topraktan daha fazla verim almak için, toprak analizi yaptırmadan toprağa gübre attığımız için, o alınamayan bitki besin maddeleri diğer maddelerin de alınımını engelliyor ve bu durum toprağı ıslah edene (yada toprak artık verim vermeyecek duruma gelene) kadar kısır döngü olarak devam ediyor.
sonuç: daha az gübreyle (hatta doğal gübreyle) daha sağlıklı ama küçük meyveler yerken, artık daha fazla gübreyle, suni olarak büyütülmüş (olgunlaş(a)mamış) ticari getirisi yüksek olan meyveler yiyoruz.

üreticiler burada girdi maliyetleri üzerinden kendilerince haklı olabilirler ama o konunun yeri burası değil.

not: tanıdığım yok direk ziraat mühendisiyim :))

pccopath
1

mobil görünümden çık