Kapana kısılmış hissediyorum. Şöyle ki, ne hissettiğimi düşündüğüm anda daralıyorum. Sorunu görünce bile kötü oldum, ne hissettiğimi anlamak bile istemiyorum. Hislerimden yapılan bi kafese koymuşlar gibi.
Var olmamak istiyorum ben, kuş gibi hafif hissetmek istiyorum. Sıfır sorumluluk, sıfır beklenti. İçime oturan öküz değil de, kendi varlığım altında eziliyorum.
Ben de daha ne kadar kötüye gidecek? diye soruyorum kendime. Hiçbir şey beni şaşırtmıyor artık. Sıradaki ne? diyorum.
Her zaman daha kötüye gidiyor, sadece bir yerden sonra kabuk bağladıysan eskisi kadar acı hissetmiyorsun. Ama kabuk bağlayan deri yumuşaklığı da hissetmez. O noktadan sonra iyiye gitse bile bunu hissetmek çok zor hale geliyor.
2 adet zalto bardagim kirilmis bilasik makinesinde. Ne okuzu, deve oturdu deve. Nasil uyurum bu gece...
gecenin şu saatini bana ömürbillah tiksindiğim borsaymış coin'miş filan bunları "acaba mı" diye araştırtan mahluklara lanet ederek geçiriyorum.
İçimde oturan öküzden ziyade, beynimin içinde büyüyen obez bi fil var gibi. Beynimin kafa tasımdan fırlayacağını düşünüyorum. Düşünmekten. İşin içinden çıkamamaktan ötürü. Kafam devamlı sıcak gibi. Buzdolabına sokup dondurmak istiyorum. Hıyırlısı :)
Sürekli sınanıyor gibi gerginim. Genellikle gergin hissediyorum.
Ben de gündemden dolayı öfkeli ve umutsuzum, cuma gecesinden başlayan istanbul sözleşmesi, mb başkanı değişimi, tüm haftasonu gergindim