Her şey çocukların yetiştiği ailelerinin ve çevresindeki yakın mesafede kendisine örnek alabileceği insanların değerlerinde (kültürlerinde, ahlakında) bitiyor bence en başta. Bu bozuk olunca geri kalan etkenleri kontrol etmek, düzeltmek çok zor oluyor ki bunu farkedecek (başka insanlar tarafından farkedilip bilgilendirilecek) ve bunu düzeltmek için çocuk ile dialog kuracak ve gelişimini yönlendirmek için adım atacak olan insanlar da yine ailesi ve çevresindeki örnek aldığı insanlar.
Şöyle bir podcast var dinlersen:
soundcloud.com
Edit: Ufak bir düzeltme.
sadece orta-üst sınıftaki çocuklardan bully çıkar savınıza katılmıyorum. her seviyedeki aileden bully çıkıyor.
bir tane kızcağız vardı ortaokulda. kızı orospu diye damgalamışlardı. erkekler birbirlerine o kızla ilgili tecavüz fantezilerini anlatıyordu. kızın bütün okulda adı çıkmıştı. kıza laf atıp duruyorlardı.
O tarz çocukların ailesinin ahlaksiz olması ile alakalı.
annesi veya babası sürekli başkalarını ezmeye çalışan çocuklar bunlar. çocuk öğrenmediği bir davranışı taklit edemez. çocukta vicdan kavramı da gelişmediği için, bu olaydan aşırı zevk alıyorlar gördüğüm kadarıyla.
Çocuklar masum değildir.
Aile şerefsizdir çocuğunu da şerefsiz yetiştirir. Sosyoekonomik sınıftan bağımsız her telden zorba gördüm. Çocuklarımızı özgüvenli yetiştirmemiz gerek paşa ya da prenses değil. Özgüvenli çocuk zorbalıktan kendini korur. Aile iletişimi çok önemli. Çocuğuma biri zorbalık yapsa yapan çocuğa değil yetiştiren ana babayı bulur ağzına sıçarım.
zalimligi sadece maddiyatla uzen cocuklardan bahsetmissiniz. sirf zarar verme niyetiyle ortalik karistiran siddet meyilli cocuklar da var. mesela silah meraki, polis veya asker olma meraki. bunda bi guc bulma duygusu var. bu kotu güdüler terbiyeyle gecer. yetistirme tarzidir. ne ile guclu hissedecegini aileden gorur kimi simli cantayla kendini iyi hissediyor kimi kilicla
Ben çocukların kime çektiyse onun gibi davrandığını düşünüyorum. Elbette insanın yaşadığı çevre karakterinin oturmasında önemli bir etken fakat bazı huyları benzediği kişiye göre farklı olabiliyor. Örneğin anbe babası kıskanç olmayan bir çocuk dedesine çekmişse onun gibi olabiliyor. Sonradan ailesinde gördüğü davranış şeklini benimseyip olgunlaştıkça kıskançlığın kötü bir şey olduğunu farkedip bu özelliğini törpüleyebilir. Sonuç olarak hem aikesinden gördüğü için böyle davranıyorda olabilir veya benzediği kişinin davranışları nasılsa onun gibi davranıyırda olabilir. İkisi de mümkün
Ailenin ekonomik düzeyinin gelişmişlik ile ilgili olmayacağını düşünüyorum.
Bu açıdan değerlendirince elit addedilen sınıfın içi boşaltılmış bir yanılsama olduğunu idrak edebiliriz eğer tamamen maddi yapılardan oluşmuşsa...
Çocuk için konuşmak gerekirse de çok zeki, çok uslu ya da da başarı göstermiş/ve aksi yönde bir çocuk için yargılayıcı olmadan önce sisli zihin olarak düşünmek gerekebilir.
Elbette etik normlara saygılı, ahlaklı ve duyarlı bir çocuk ailenin, yaşadığı çevrenin (okul ortamı...) etkisiyle toplum dışı durumlarda bulunmadan evvel sağlıklı yönlendirilebilir.
Ama tüm bunlar bir yana 3-17 yaş (duruma göre belki 19-21) grubunun eylemlerinde, bağımsız şuur gelişmediği için vicdan da bununla bağlantılı özerkleşmediğinden ben sisli zihin, yapıyor ama yaptığının muhakemesine sahip olmayan bir çocuk vardır diyorum.
Bu sis durumu dağılıncaya kadar ebeveyn hakikaten sağlıklı yönlendirme yapabiliyor, en azından çocuk gelişimi ve yetiştirmesi üzerine birkaç yayın okumuş, meraklı ve malumat sahibiyse çocuklar sonradan üzüleceği çocukluk anıları yaratmadan bu evreyi atlatıyorlar.
Çevre (okul, sosyal çevre vs.) de durumu aile kadar etkiliyor.
Rol model olarak bir çocuk okulun popüler çocuğunu (popülerliğini kabadayılıkla sağlamışsa) örnek alıyorsa ve aile etkeni de zayıfsa evrileceği şey popüler çocuğun klonu oluyor sonunda.