Bugün bi program için eskisini kullanmam gerekti, oyuncak telefon gibi geldi elime alet. Halbuki daha bir ay öncesine kadar kullanıyordum ve pilinin az gitmesi hariç bir sorunu yoktu. Biraz "eskidi artık" diye laf olsun diye değiştirmiştim, nasıl bu kadar çabuk alıştım yenisine anlamadım valla.
İşin garibi aynı duyguları bu eski telefonu aldığımda, ondan bir önceki telefon için de hissetmiştim. Unutmuşum işte şimdi yenisini alınca tekrar etti, hatırladım.
Aynı şey bilgisayarı değiştirdiğimde, daha iyi ayakkabı, daha iyi mont, daha iyi araba aldığımda vs. vs. her seferinde gerçekleşiyor. Yeniye karşı değilim, daha iyisi güzeli olsun, konfor sonuçta, ama o konfora çok çabuk alışıp eskisinin "kötü" olduğunu düşünmek/hissetmek bana problemli gelmeye başladı.
Çünkü yeni/iyi aletlerin hayatıma kattığı şey en fazla biraz daha konfor, "olmasa da olur/nice to have" kategorisinde bir şey, ama bu kadar çabuk alışıp sonrasında eskaza eskiye dönmem gerekirse mutsuz olacağımdan çekiniyorum. Kaldı ki bu konfor için daha çok para harcamam gerekiyor, gelirim zamanla artsa bile aynı oranda para harcadığım için yine durmadan çalışmam gerekiyor. Üstelik bu yeni "konfor" hissi düzenli bir mutluluk da sağlamıyor, kısa bir süre sonra alışıyorsun, normalin o oluyor.
Yani sonuçta çok fazla mutlu etmeyip, potansiyel mutsuzluğu artırıyorsa bu bir şeyleri upgrade etme işinin anlamı ne? Yapmasak daha iyi değil mi? Zorunluluk olunca yapılır da, zorunluluk değilse kaçınmak lazım gibi geliyor. Ne dersiniz?
Çok basit bir şeyden bahsediyorum belki ama o eski telefonu elime alınca bunları hissettim birden. Size de fikrinizi sorayım dedim, ne düşünüyorsunuz diye. Çünkü bazı duyuruları hatırlıyorum, "aylık 100 bin lira geliriniz olsa napardınız" gibi, "daha iyi kıyafetler/arabalar alırdım" vs. yaygın bir cevaptı. Şu an bunu istiyorsunuz ama aldığınızda size bir şey ifade etmeyecek, ya da ben bir şeyleri kaçırıyorum, eğer öyleyse neyi? "Lifestyle upgrade" kalıcı mutluluk sağlayabilir mi?
gönül işlerini görünce hikayenin sonunda eski sevgili - yeni sevgili benzetmesine bağlanacak sandım ama o değilmiş :)
bunu arkadaşlarla çok konuştuk, tartıştık gerçekten bir tatmin noktası yok.
en altlarda bir level var (aslında o da yok) aç kalmayacak kadar kazanmak, ondan sonrası hep tatminsizlik.
her level'da bir üstü talep ediyor bünye, mesela benim "abi harika bir oyun bilgisayarı topladım" sevincim ile ali koç'un "bilmem kaç metrelik yat aldım" sevinci farklı bünyelerde fakat aynı seviyede bence.
benim vardığım sonuç şu evet hayatın düzeni böyle daha fazla para kazanma odaklı yaşayacağım hep ama lifestyle upgrade'i her daim mümkün kılamayacağın için para gerektirmeyen yan aktivitelere, mutluluklara odaklanmak lazım biraz. aşk gibi, kitap okumak gibi vs.
çok tehlikeli bir aydınlanma. eğer başkalarına da bulaşırsa zaruri ihtiyaçlar hariç tüketim biter, yeni araçlar, elbiseler, elektronik cihazlar, takviye gıdalar satılamaz olur. büyük buhran kapıda bekler
Eşimle sürekli bunu konuşuyoruz bu sene. Sahip olduğun standartı kaybetmek ya da sağlayamamak büyük bir tatminsizlik hissi getiriyor. Bir mutluluk eşiği var hakikaten ve pradan sonra gelen upgradelere alışıyoruz ve belli bir süre sonra yine aynı mutluluk seviyesine ulaşıyoruz.
(bkz: Minimalizm)
(bkz: Paraya verilen aşırı önem)
Bunun çözümü mutluluğun sabit olduğunu kabul etmek. Frankl-insanin anlam arayışı kitabında güzel bir örnek vardı. Nazi kampındakilerin bir fotoğrafı gazeteye basıldığında herkes onlar için üzülüp acıyor ama o mahkumlar o gün çok mutlular çünkü yemekte ekstra patates veriliyor. Mahkumun ekstra patates aldığında yaşadığı mutluluk ile senin yeni telefon aldığında yaşadığın mutluluk eş değer. Çünkü her ne kadar kabul etmeseniz de dünya adaletli bir yer. Her şey kendi içinde tutarlı ilerliyor.
Nihayetinde sürekli yeni mutluluk peşinde koşmak da çok kötü bir şey degil. Yaşama isteği dediğimiz motivasyon bununla sağlanıyor. Bir nevi insanın hayatta kalma güdüsü. Bugün bir telefonla mutlu oluyorsun bundan 10 yıl sonra çocuğunun okuma yazma öğrenmesine mutlu olursun. Her zaman maddi olgular peşinde değil insan oğlu.
Tek dikkat edilmesi gereken, yeni mutluluklara açık olmak ama saplantı haline getirmemek.
Ayrıca yeni telefonun hayırlı olsun. Güle güle kullan.