------------- Ön Bilgi ----------------------
eksisozluk.com
eksisozluk.com
www.nytimes.com
Yukarıdaki NYT sitesinde de uzun uzun aşılar hakkında bilgi veriliyor, o sayfaları okurken daha önceki H1N1 pandemisindeki influenza virüsüne karşı geliştirilen Pandemrix aşısının da inaktif aşı olduğunu ve bu aşının bazı Avrupa ülkelerinde Narkolepsi adı verilen oto-immün hastalığa neden olduğu ile ilgili bazı tartışmalar var, buna karşılık da cdc'nin biz bu aşı ile bu olgu arasında bir bağlantı bulamadık diye karşı argümanı var.
journals.sagepub.com
www.cdc.gov
Bu noktada, bu Narkolepsi haline neden olan anahtar durum şu:
"New research has now revealed the link between the two: part of a surface protein on the pandemic virus looks very similar to part of a brain protein that helps keep people awake."
"Yani, paket halinde vücuda verilen virüsteki bir yüzey proteininin bir bölgesinin, insan beynindeki normal bir proteininin bir bölgesine benzerlik göstermesi nedeni ile bu durum ortaya çıkıyor"
www.newscientist.com
Bununla ilgili çıkan son yayınlardan ikisin de bazı gen mutasyonu taşıyan insanlarda bu durumın gözenebileceği yönünde, yani bu hatalık ilişkii tamamen yok değil, bazı gruplar için ortaya çıkması muhtemel şeklinde sonuca varılıyor.
Son yayındaki findings kısmı ise : We found a novel association between Pandemrix-induced narcolepsy and the non-coding RNA gene GDNF-AS1, which has been shown to regulate expression of the essential neurotrophic factor GDNF. Changes in regulation of GDNF have been associated with neurodegenerative diseases.
www.ncbi.nlm.nih.gov
journals.sagepub.com
Yayın-3
As CD4 T cells recognizing this epitope have been reported to be significantly increased in narcolepsy versus DQ0602 controls, with possible mimicry with homologous hypocretin sequence : Bu durumun uykuyu kontrol eden peptid hormon dizisiyle olan benzerlikten dolayı meydana geldiği kanıtlanıyor
academic.oup.com
Konuyla ilgili tartışma geçmişi 2009'dan beri farklı görüşlere ve geri çekilen makalelere neden olduğu için daha fazla detay verip uzatmadan asıl soruya geçiyorum, merak edenler için başlangıç makalelerinin yukarıya eklemiş oldum zaten.
---------------- Asıl Soru --------------------
Bu Narcolepsy-H1N1 hikayesini şu yüzden anlattım. Bu hastalığa yatkınlık oluşturan Pandemrix aşısı da inaktif aşıydı ve adjuvant ile vücuda veriliyordu. Sinovac Covid Aşısı ve Pandemrix aşılarının üretim benzerliği buradan geliyor. Hastalığa neden olan virüslerin tipleri (İnfluenza vs Retrovirüs) farklı olsa da, benim aklımda şöyle bir soru var.
Acaba Sinovac gibi inaktif aşıların benzer bir oto-immünite veya farklı bir sendrom yaratmaları ne kadar ihtimal dahilinde? Bu açıdan, Covid-19 virüsü için proteomik veya biyoinformatik bir çalışma yapılmış mı, insan proteinleri ile Covid-19 proteinleri arasında benzerlikler var mı diye aklıma sorular geldi.
Tabi faz-3 çalışmaları bu tür durumların analiz edilebilmesi için yapılıyor fakat pandemiden dolayı faz-3 çalışmalarının yeterli sürede ve derinlikte yapılamaması ve bu olguların test edilmesi için yeterli sürenin geçmemesi veya sürecin hızlandırılmaya çalışılması malumumuz, açıklamalardan da görüyoruz zaten.
Bahsettiğim konu ile ilgili literatürde bir arama yaptım, fakat böyle bir soruyu hedefleyen araştırmaya ulaşamadım. Eğer varsa ve ben bulamadıysam da bu da iyi bir şey ki eğer böyle araştırmaları bilen varsa bana yazsa iyi olurdu.
Bu analizler neden önemli? Böyle bir proteom karşılaştırması yapılırsa, benzer bir durumun bu aşıda da olma ihtimalinin olup olmadığını bize işaret verebilir diye düşünüyorum. Çünkü bizim aldığımız aşı da inaktif virüsü komple vücuda veren bir aşı yöntemi ve birçok farklı virüs proteinin vücutta reaksiyon oluşturacağı anlamına geliyor, bu durum bağışıklık denklemini ve oto-immünite olasılığını oldukça karmaşıklaştırıyor bana göre.
Alternatif olarak yeni tip mRNA aşılarına baktığımızda, epitop olarak sadece tek bir tip yüzey proteini antijen olarak seçildiği için (NYT sayfasında açıklaması mevcut) yukarıda anlattığım tipte rastgele bir immünitenin oluşma ihtimalinin, aşının tasarım çerçevesinden dolayı daha düşük olacağını düşünüyorum. Tabi kendim bir immünolog değilim sadece matematiksel ve mantıksal açıdan yaklaşıyorum.
Basit temelde, eğer buraya kadar okuduysanız anlattığım bu bakış açısı ile ilgili teknik-akademik veya kişisel görüşleriniz nedir? Sizce hangi aşı immünolojik açıdan daha az risksiz geliyor size?
Konuyla ilgili görüşlerinizi ve eğer yanlış yazdığım bir kısım varsa a değerli düzeltmelerinizi beklerim. Uzun olduğu için kusura bakmayınız.
Dipnot: mRNA aşıları ile ilgili, özellikle mekanizma ve hücre içerisindeki etkinliği açısından doğru-yanlış temelde bir sürü bilgi ve tartışma mevcut zaten, ben bu konuya değinmeden bu soruyu sordum, eğer bunu da dahil edersek konu iyice işinden çıkılmaz bir hale gelecek :D )

(kişisel görüş)
inaktif aşıyı üretenler Çin, Rusya ve İngiltere (Oxford). Hiçbirinin bunu özel olarak araştırdığını sanmıyorum, şu an covide karşı antikor gelişiyor mu ona bakıyorlar. Yan etkisi olsa bile faydası zararından çok ve bilmemkaç binde bir oluyor diyip onay alabilirler sanırım. (tamamen bi tarafımdan uyduruyorum ama)
mRNA aşıları daha hedefli ve 21.yy teknolojisi o açıdan daha temizdir belki evet. Başarı oranı daha yüksek üretimi daha kolay (taşıması zor). Fakat bunların yan etkisi var mı o hiç bilinmiyor. Bak inaktif aşıyla ilgili H1N1'den örnek var ama bu ilk mrna aşısı olacak. Ayrıca gerçekten bağlantısı olsa bile kanıtlanması uzun sürebiliyor bildiğim, örnekler ve bol inceleme lazım.
Hani inaktif aşılar on yıllardır kullanıldığı için çapı daha belli (yararı da zararı da), mrna eğer cidden sorunsuz ve hedefli olursa harika, devrim, ama öyle mi? göreceğiz :D
Ben açıkçası düzgün bir inaktif aşı olsa onu tercih ederim sanırım şu an. Ama bir yandan aklıma oyun/film senaryoları da geliyor, Çin Rusya eski tekniklerle az kişiyi az etkili aşıyla kurtarabilirken modern toplumlar yeni teknolojiyle tüm halkını kurtarıyor vs.
