
bilimsel bilgiyi farklı kaynaklar defalarca test edip doğrulayabiliyor. doğrulanamayan çürüyor. fark bu.


Bilimsel yöntemin bir sistematiği var. Belirli alanlarda temel analiz yöntemlerini siz de öğrenip test edebilirsiniz. Test ettiğinizde de aynı sonuçları bulmayı beklersiniz. Hipotezler tek bir kişinin sözüyle rivayete dayalı değil, birçok araştırmacının sistematik biçimde tekrar etmesiyle doğrulanıyor. Evrimin doğruluğunu bir biyolog kadar öğrenmeniz teorik olarak mümkün, çoğu kişi o kadar öğrenmeyi tercih etmiyor. Buna ister bilime inanmak deyin, ister kabul etmek. Temelde bir şey değişmez.


halen bir çok şeyi bilemeyiz. her şeye sapına kadar inanmak yerine doğru kabul ediyoruz.


@passion rules the game aslında bunu ben de biliyorum ama kendim doğrulamak istiyorum bazı bilgileri. En basitinden dünyanın yuvarlak olması konusunda bile insan kendi başına ispat yoluna gidemiyor bazen. Karşısındakini ikna etmek değil, doğrudan ispattan bahsediyorum.
@evrim halkasi Mesela nasıl bir gözlem yapabilirim bu konuda? Sizin canlı/doğa incelemeleriniz var mı?


Pratikte bu neyi hangi açıdan incelemek istediğinize göre değişir. Ben hesaplamalı biyoloji alanında çalışıyorum. İnsan toplumlarının tarihini, genetik veriyi istatistiksel yöntemlerle inceleyerek anlamaya çalışıyorum. Verilerin çok büyük kısmı halka açık veritabanlarında yayınlanıyor. Genetik, istatistik, antropoloji, evrimsel biyoloji ve biraz yazılım öğrenerek yapılan çalışmaları test etmek mümkün. Ancak bunların hepsini öğrenmek zaman alıyor tabii ki.
Diğer yandan sistematik ve evrim öğrenerek etrafınızda gördüğünüz bitkileri, hayvanları karşılaştırmalı inceleyebilir, siz de evrimsel mekanizmaların bazılarını gözlemleyebilirsiniz.
Yani en başta dediğim gibi, neyi merak ediyorsanız onlara odaklanarak öğrenebilirsiniz.


Çok güzel bir soru.
Bi düz dünya belgeseli izlemiştim, orada farketmiştim bunu. Eleman düz dünyacılarla röportaj yapıyor, adamların ilk sorusu "yuvarlak olduğunu nereden biliyorsun?". Düşündüm ben de hiç oturup hesaplamadım yani. Şu an akademiye güven duyup onların sözünü doğru kabul ediyor ve orada (kötü niyet zor ama imkansız değil) bir hata olmadığını varsayıyoruz.
Dünyanın yuvarlak olduğunu kendim ispat edebilir miyim? Ederim muhtemelen de mühendisim ben, herkes bu kadar matematik bilmiyor. Ya da bunu halletsem de başka bir sürü alan var, oralarda yine başkasının sözüne güvenmek durumundayım. Her şeyi bilme şansımız yok.
Herkesin her şeyi bilmesine gerek de yok tabi, fakat güven olayı mühim. Düz dünyacılığın çıkış noktası bu bence, yani akademiye (veya belki bilime) olan güvensizliğin bir semptomu bu. Asıl üzerine düşünülmesi nokta niye 3-5 insanın dünyanın düz olduğunu iddia ettiği değil yani, akademinin niye güvenilirliğini ve saygınlığını kaybettiği. Bu konuda aklımda bölük pörçük şeyler var ama çok düzenli değiller, o yüzden net bir iddiada bulunamayacağım.


Bi de önceki mesajda asıl noktayı kaçırmış olabilirim. Evet biz bireysel olarak ispatlamadığımız için bir noktada "inanç" ama bilim yanlışlanabilir bir şey, dinle ayrıldığı nokta o.
Yanlışlanabilir inanç > yanlışlanamaz inanç. Çünkü ilkindeki hatalar sonradan düzeltilebiliyor, öbürü için geçmiş olsun.


Çok teşekkür ederim cevaplar için.
@plutongezegendegilmi Tam olarak söylemek istediklerimi ifade etmişsiniz.
İnançtan kastım kabul etme/farz etme/varsayma gibi yani din olarak düşünmedim hiç.
Örneğin tıp ciddi anlamda güvenilirliğini yitirmeye başladı. Vücuda giren şekerin vücuttaki etkileri konusunda bile birçok farklı görüş var. Kaldı ki şeker insanlığın binlerce yıldır tükettiği bir ürün. Daha bunun GDO'su, besin takviyesi, vitamini saymıyorum.


Bilimsel bilginin "doğru" olduğunu düşünmek biraz bağnazca bir yaklaşım.
Çünkü bilimin temelinde şüphecilik var.
Biz bir paradigma içinde geçerliliği kanıtlanmış verilerle değerlendirmeler yapıyoruz.
Ama yarın çok daha güçlü teknolojilerle, bugün varlığından haberdar olmadığımız verilere ulaşabiliriz. Bu da bazı bilimsel kuramların geçerliliğini değiştirebilir.
Mesela biz virüslerin varlığından 1900'lere kadar haberdar değildik. O tarihe kadar bilimsel veriler birçok hastalığın sebepleri üzerine farklı tezlere götürüyordu. Virüsler keşfedildi ve paradigma değişti.
