Bir arkadasima psikologu tavsiye etmis. Goodreads'te de herkes cok ovmus, "bu yasimda okudugum icin cok sansliyim", "iyi ki okumusum" diyenler var ama ben pek etkilenmedim acikcasi. Yani tabii ki toplama kampindaki hikayeleri sarsici ama buradan kendime, hayata bakis acima bir pay cikaramadim.

Okuyanlar ne dusunuyor diye sormak istiyorum.

Ayrica, kitapta "celisik niyet" diye bir seyden bahsediyor. Bunu uygulayan oldu mu? Pandemi oldugu icin deneme sansim da pek yok.

Celisik niyet: Mesela birileriyle konusurken her defasinda kizariyorsunuz. Bu durumu ortadan kaldirmak icin artik her defasinda "simdi kizaracagim" deyip kizarmaya calisiyorsunuz ama kendi isteginizle kizaramadiginiz icin sorununuz ortadan kalkiyor, seklinde soyluyor.

Ek olarak da neden logoterapistler yok etrafimizda? Sonradan bu gorus dususe mi gecmis?

 

Ben de senin gibi düşünüyorum. Bana daha çok insanın her durumda yaşama tutunmasını sağlamak için bak beterin beteri var düşüncesi ile yazılmış gibi geliyor. Bunu da varoluşçu felsefeyi logo terapiyi(ki bunun kurucusudur da) kullanarak aktarmış. Eminim yazarın da bir kitap yazayım insanlar hayatın anlamını bulsun amacıyla yazmadı. Bu görevi daha çok insanlar yükledi kitaba. İnsanlar bir kitap okudum hayatım değişti dusturuyla yaklaşınca kitabın niteliği geri planda kalıyor sanki. Kişi varoluşsal bosluktaysa kendisini bir anlam bulmaya şartlamışsa bu kitap ya da başka bir kitap ona bir amaç bulmasinda sadece sebep oluyor. Ha bu kitap bunu başarmış mı? Bilemiyorum. Ama ben de övüldüğü kadar olmadığını düşünüyorum. Hatta o kadar övgüsünü duyup okuduktan sonra bu muydu yani, şeklinde bir şaşkınlık yaşadım.

Çelişik niyeti uygulamadim.

Amaranta ursula

Kitapta anlatıyor, fiziken güçlü insanlar dayanacak gücü bulamayıp intihar yolunu seçerken dışarıdan güçsüz gözükenler kendilerine tutunacak bir amaç bulabilirlerse hayatta kalabiliyorlar. Yani manevi açıdan bireyin kendi içinde hayatı anlamlandırması fiziki gücünden çok daha önemli ve belirleyici.

Bu, Nietzche'nin şu sözüyle paralel. Bir nedeni olan kişi, her şeye katlanabilir.

Kitap hayatınızı tamamıyla değiştirecek gözüyle okununca basit gelebilir. Bu beklentiyi ancak kutsal kitap boyutunda bir kitap karşılayabilir. Bunun aksine, ben okuyucu olarak kitaptan en fazla faydayı almaya yönelik olarak bir tutum içinde olmanın daha doğru olduğuna inanıyorum.

Amaranta'ya katılıyorum. Burada ödev yazarda değil, okuyucuda. Bence bu tüm kitaplar için geçerli. Okuduklarımızdan sonra uygulamak veya bu bilgiye göre davranmak kitabın yazarının dahil olduğu bir durum değil. Okuyucunun kendisine kalıyor.

Kitabı beğenmemek de tabii ki kişisel bir şey. Herkesin beğendiği evrensel bir kitap da yok.

EasyTiger

psikolog olarak varoluşçuluğun dibine vuranları, logoterapi falan hiç sevmem. saçma. kendin öyle şeyler yaşayınca zaten böyle bir algı geliştirirsin ama yaşamayan için aşırı anlamsız. kötü durumdaki insanlara bakıp çok şükür deyip duran müslüman ikiyüzlülüğünden pek bir farkı yok. "o sakat ama ben sağlıklıyım, çok şükür". bunların tamamına karşıyım. zaten varoluşçular genelde çile çekmiş insanlardan ziyade pek fazla işi gücü derdi olmayan zengin ya da iyi aile çocukları, aristokrat vb. çelişik niyet tekniğinde niyetli handikap ya da kendini gerçekleştiren kehaneti tersine çevirmeye çalışıyor lakin bdtde bunların ağababaları var zaten.

kushkush
1

mobil görünümden çık