Sizce bu durumun neyle ilgisi var ve ben bu durumumu nasıl düzeltebilirim?

Geç cevaptan kastın ne


İşte mesajının görüldü olmasını falan sevmiyo hiç


bir kaç yıl sonra geçer.
hayat bunları dert etmek için fazlaca sert. bunlar basit kalıyor.
gençlikle ilgisi var bunun ve kendiliğinden geçer.


Yüksek doz empatiden muzdaripsin muhtemelen.


22 yasinda oldugunuzdan normal.
soyle soyleyeyim 5 sene sonra boyle bir derdin kalmayacak.
neyi fark edeceksin? ben mesela senin hakkinda bir suru sey dusunurum. sen de yok yere uzulursun. yani neyi kontrol etmeye calisiyorsun ve neyi dusunuyorsun bir bakman lazim.
su akar yolunu bulur. bu kadar empati seni yorar.


tolkien'e katılıyorum onaylanma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum ben de. eskiden bende de çok yoğun olan bir şeydi bu. 26'ya girdiğim şu dönemde en yakınlarım dahil kimsenin ne düşündüğünü önemsemeden hareket ediyorum artık. bu hem büyüyüp olgunlaşmakla alakalı hem de kendimle, insanlarla, ilişkilerle ilgili sık sık düşünüp kendi kişisel gelişimimi tamamlamaya çalışmamla alakalı. dolayısıyla yaptığın şeyin farkında olup bundan rahatsızlık duyman güzel bir başlangıç.
insanlardan gördüğün değer senin için muhtemelen çok kıymetli. kendini, başkaları sana iyi dediği sürece iyi hissediyor olabilirsin. bu sebeple insanların senin hakkındaki olumlu düşüncelerine bel bağlamış olman çok doğal. bu bir onay bağımlılığı, yenmen gereken bu. yapman gereken bence övgüyle çoğalan yergiyle azalan biri olmadığının farkına varmak. o insanların senin hakkında yaptığı yorumlar senin gerçekte kim olduğuna etki etmiyor. sen kendine değer verdiğin ve insanlardan bir şey beklemeyip duygusal ve mental ihtiyaçlarını kendi kendine karşıladığın sürece de böyle şeyler yaşamayacaksın (mesela kendi kendini onaylamak, kendine değer vermek, seni mutlu eden şeyleri başkasından beklemeyip kendin yapmak gibi). ve insanlara karşı açık sözlü olmak gerekiyor, bunu yapmadım çünkü o an müsait değildim diyebilmek gibi. yani bir şeyi yapıyorsan önce kendin onu yapmaktan memnun olduğun için yap, karşıdaki seni yargılar diye değil. insanların seni yargılamasına izin verdiğin sürece onların onayına ihtiyaç duymaya da devam edeceksin bence.
ayrıca psikolojide sınırlar konusu vardır bununla ilgili okuma yapmanı tavsiye ederim. bu tarz problemler genelde sınır çizmekte güçlük çekme sebebiyle yaşanıyor. şayet bir şeyler okumaya zamanın yoksa youtube'da keşfettiğim www.youtube.com şu seriyi bırakayım güzel şekilde açıklamış psikolog hanım.
umarım sorunun üstesinden gelirsin.


Bu bende de var. Bulunduğum ortamda sevilmediğimi düşündüğümde fena geriliyorum. İyiyken çok iyi kötüyken lanet karakterde olan arkadaşlarım vardı mesela lisansta, onlarla asla takışmaya enerjim olmazdı. Karşı karşıya gelme ihtimali de beni gererdi o sebeple. Bu gibi takıntılar büyüye büyüye kaygı bozukluğuna dönüşüyor bence. Yaşla o yüzden ilgisi yok. Ben kendimi yıllardır huzursuz hissediyorum. En büyük kaynağı Ekşi ve Twitter olarak görüyordum ancak kaygı (anksiyete) bozukluğu tanısı konulduktan sonra o yıllardır süren huzursuzluk, çarpıntı, göğüs sıkışması hissinin Ekşi ve Twitter öncesinde de olduğunu ama bu ikisinin aşırı tetiklediğini fark ettim. Sizde de bu olacak diye bir şey yok ama o gerginlik düz bir gerginlik olmayabilir.


Ya görüldü ararsın da bazı tanıdıklarım var 10 saat sonra cevap veriyor ben de sevmiyorum öylelerini 2 3 saat neyse de


arkadasin kizarsa kizsin, aliniyorsa alinsin. bir sey olmaz. tek derdiniz bu mesaja gec bakma durumu olsun.
mesaj attiniz. bakti ama cevap vermedi. yazdiginiz onemli bir seydi halbuki. arayin ibneyi. rahatsiz edin. ben yapiyorum.
bazen mesajlara gec cevap veriyorum, yogunluktan. arkadastan firca yiyiyorum. gikimi cikarmiyroum. birak arkadas arkadasa biraz kizsin, bir sey olmaz.
