varsa paylaşır mısınız?
ben Muse'u çok geç dinledim. nedense inatla dinlememiştim. ilk dinleyince tam da duyuru başlığındaki hissiyatı yaşamıştım.
keza Tool da öyle oldu.
Ghost ile de benzer bir hikayem var.
Kitap konusunda da Sabahattin Alide böyle bir hissiyat yaşadım biraz geç okumuş bulundum ama buna değdi.
Film hatırlamıyorum.
Mark Knopfler/ Dire straits hatta bazen keşke 80'lerde doğsaydim diyorum. Zira a night in London konseri keşke ben de orda olsaydım dediğim konserlerden biri.
Kitaplar için bunu diyemiyorum çünkü ben her kitabın okunacaği bir zaman olduğunu deneyimledim. Bazen eline alırsın ne yapsan da ilerleyemez kenara atarsın ama yıllar sonra bı elime alayım hele dediğinde hemencecik bitiriverirsin. Sanki kitapların da bir kaderi var ilginç:/
Ha yazar olarak dersen Zygmunt Bauman' i daha erken okumak isterdim.
morrissey ve the smiths olabilir, yani üniversiteye başladığım yıl keşfetmiştim, 17 yaşında falandım, keşke lise dönemim de onunla geçseydi demiştim. ama şu da var ki aslında ne kadar geç keşfedersek o kadar iyi diye düşünüyorum, zira eskitme potansiyeli daha düşük oluyor -gerçi çok aşırı sevdiğin birşey olduğunda da "daha ne kadar ömrüm kaldı ki bunu dinleyecek/izleyecek/okuyacak?" diye de düşünebiliyorsun.
Tam zamanında keşif ettim ama yine de söyleyeyim:
10 Mart 2007 İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi Konseri
Niye "daha erken yaşlarda haberim olsaydı" diyelim ki bir film/kitap/müzik için?
Aklıma şöyle bir şey geldi:
İçimizdeki Şeytan'ı lisede okuyup bayılmıştım. Lise bittikten 10 yıl sonra askerde elime geçti, tekrardan okudum, baya sıkıldım. Yani kitaptan tat aldığımı hatırlıyorum, iyi ki "daha az gelişmiş" bir zamanımdayken okumuşum da keyif vermiş. Geç keşfettiğim için "liseli pluton severdi bunu, şimdi sarmıyor" gibi bir pişmanlık yaşayabilirdim belki.
@plutongezegendegilmi +1 tam tersi oldu. Bu sene Brave New World dizisi çıkacak diye tekrar okudum ve aslında bi miktar dandik buldum. Aynı şeyi beraber okuduğum arkadaşım da hissetti. Konuşurken ikimiz de gömdük bol bol. Ha beklentisiz ve ilk kez okusam farklı olabilirdi.
Kitap konusunda neden daha önce okumadım dediğim olmadı. Hatta genelde 2. kez okuduğum ve beğendiğim kitaplarda keşke daha geç okusaymışım ilk okumamda acele etmişim diyorum.
Müzik olarak var normalde eskiden hiç sevmezdim bu sıralar taktım. Ümit Sayın- Fatih Erkoç- Ege falan dinliyorum. Böyle Akdeniz sahillerindeymiş gibi tat veriyor azcık esinti de olunca :D (Pandemi etkisi)
Dizi olarak ben de Altered Carbon izlememekte direnmiştim. Bu sene izleyip bayıldım.
françois truffaut filmleri için düşündüm bunu bir süre önce. özellikle antoine doinel karakterinin gelişimini ele aldığı the 400 blows, antoine and colette, stolen kisses gibi filmleri izlerken "keşke daha önce izleseymişim" dedim.