bunları düşünmeye başlayınca sizi de tarif edilemez bir duygu kaplıyor mu?
Dini açıdan bakarsak cevap :
Yaratıcı bir gün insanoğlu diye bir varlık yaratır can sıkıntısından sonra da meleklerine der ki bakın bu insan ona secde edeceksiniz, meleklerden birisi olan şeytan çıkıp der ki alla alla niye secde edeyim ben bunun önünde ben daha kıdemliyim yaratıcı ile şeytan iddaaya girer ve olaylar gelişir.
Bilimsel açıdan bakarsak cevap :
Hiçlik içinde bir toz zerresi büyüklüğünde madde büyük bir patlama ile sonsuz büyüklükteki boşlukta genişlemeye başlar bu patlamadan doğan sayısız element bu boşlukta başı boş şekilde yayılırken birbirlerini çekerek önce gezegenler sonra galaksiler oluşur sonra da bu gezegenlerden en uygun şartlara sahip olanlarda tek hücreli canlılar ve sonrasında da evrimle bizler meydana geliriz.
Fantastik Bilim Kurgu penceresinden bakarsak cevap :
Neden ve nasıl yaratıldığını bilmediğimiz bir üstün ırk sırf eğlencesine bir sanal dünya yaratır ve biz de o dünyanın içinde hayatta kalma savaşı veren unitleriz. Bir kısım kullanıcı Command Conquer Red Alert oyunundaki Amerika'yı seçmiştir bir kısmı da Rusyayı kimisi de Irak ve Libya'yı biz de arada kalan milletiz işte :)
Her 3 cevapta da ortak nokta insan olarak değerimiz bir toz zerresinden hallicedir.
Bu soruların net bir cevabı yok. Zaten bunlar felsefi sorular ve cevapları herkese göre değişebilir.
Ben kendi adıma cevap verecek olursam "Evren neden var, biz neden yaşıyoruz?" gibi sorular anlamsız sorular. Sorunun kendisi mantıklı değil yani. İnsanlığın doğasında hep sorgulama, hep neden arama var. Bu doğru. Ancak bu durum bu soruyu mantıklı yapmıyor. Basit bir örnek verecek olursam "Nefret duygusunun alt yüzeyi ne renk?" diye bir soru bana göre. Bu soruyu da felsefi olarak düşünüp cevap verebilirsin mesela. "Nefret şudur, altında şu kalır onun rengi de budur" gibi. Yine de soruyu mantıklı kılmıyor.
Ben dünyaya felsefi ya da spiritüel gözle bakmıyorum. Çünkü aradığım soruların cevaplarını hiçbir din veremiyor.
Ben daha çok "Büyük patlama nasıl oldu? Karanlık madde nedir? Karanlık enerji nedir? Süperpozisyon nedir?" gibi bilimsel şeyleri merak ediyor ve buna kafa patlatıyorum. Çünkü bilim sürekli üzerine koyarak gelişiyor. Her yeni buluş, her yeni keşif var olanın üstüne koyularak ya da eski yanlışların yerini alarak bilimin yükselmesini sağlıyor. Dinde böyle bir şey yok. Din kendini geliştirmez ve sorgulatmaz. Sorgulayamadığım şeyin üzerine niye kafa yorayım ki?
Beni kaplıyor ama gerçeği öğrenebileceğimizi şimdilik düşünmüyorum. Herkes kendi yaşamına,düşünce yapısına uygun bir neden seçip öyle olduğunu düşünüyor bu bir nebze rahatlatiyor sanki.
17 yaşındayken kaplıyordu. küçük görmek için söylemiyorum, o zamanlar yoğun bir şekilde felsefeyle ilgilendim, 30 ların başına kadar. 30 yaşımdan sonra uzun süredir okuyup ettiğim zen "fikrini" daha fazla hayatıma geçirir oldum. sana da tavsiye ederim, şu kitabı okuyarak bir yerlerden başla. en azından düşündüğün şeylerin hiç bir yaraya işemediğini görmeni sağlar. tao sessiz - Raymond M. Smullyan
onun dışında ayıp olmasın diye sorularına -bana göre- cevaplar:
- Her şeyin bir anlamı var mı yoksa yok mu?
Evrende mutlak bir anlam yok. nasıl olsun ki? evren dediğin şey bir yığın gezegen, yıldız, karanlık madde, elementlerden oluşuyor.cansız maddeleri geçtim anlam kavramı hayvanlar için bile yok. yani en azından bizim anladığımız şekilde yok. insanlarsa anlamı kendileri yaratırlar. yani bir kısmı kendisine doğumundan beri dikte edilen anlamları benimser, diğer kısmı da o anlamları yok edip kendine yeni anlamlar edinmiştir. bir de kendini nihilist olarak tanımlayanlar var ama onların hiççiliği karşıdan karşıya geçerken hızla yaklaşan arabayı görene kadar oluyor.
sözün özü belirgin, net, mutlak bir anlam yok. herkes için farklı anlamlar var.
- simulasyon muyuz?
bu sorunun cevabını şu an bilme imkanımız var mı? yok. ee o zaman bilinemeyecek bir şeye kafa yormanın ne anlamı var? simulasyon yada değil aldığın nefesi, yediğin yemeği, seviştiğin kadın/erkeği hissediyor, mutlu - mutsuz oluyor musun? tamam o zaman bitti gitti. ha ilerde simulasyon olduğu net kanıtlanırsa yaparız bir isyan devrim bir şeyler o telefon kablolarını simulasyonculara monte ederiz.
- başka canlılar veya bir yaratıcı tarafından izleniyor muyuz?
yani genel olarak bir tanrıya inanıyorsan seni ve herkesi izlediğine de inanıyorsundur. bu neden bu kadar canını sıkıyor? ha ama yok başka canlıların misal uzaylıları falan kastediyorsan ufaktan bir psikiyatri kliniğine git, paranoya belirtisi.
- her şey anlamsız ve koca bir hiçlikten ibaret mi eğer öyleyse bütün bunların öncesinde ne var?
yukarda anlam anlamsızlık konusunda verdik cevabını bunun. bütün bunların öncesinde ne olduğuyla anlamsız ve koca bir hiçlik muhabbeti arasında bir bağlantı kuramadım ama eğer big bangi kastediyorsan, bunu bilsen ne olur bilmesen ne olur? cevabını bildiğin takdirde yaşamında nasıl bir değişiklik gerçekleşecek? cidden böyle bir sorunun cevabını bildiğin için yaşamının değişeceğini, kafanın rahatlayacağını düşünüyorsan çok naifsin demektir.
batıdaki üniversitelerin birinde, bir grup bilgin tatile gitmiş, içlerinde bir de zen ustası varmış. bir eve yerleşmişler ama harikulade bir manzara, adeta cennetten bir köşe, orman, akan bir nehir, kuşların cıvıltıları vs vs. yerleşip yemek yedikten sonra
bizim batılı bilginler oturmuşlar, bir pencereden bakarak ağaçların türleri, kuşların evrimi, nehrin debisi, evrimin sebebi, hayatın anlamı, bigbang in öncesi gibi bir yığın uzmanı oldukları ve olmadıkları konu hakkında tartışmaya başlamışlar.
bizim bilginler o muhteşem manzarayı gören pencereden bakarak, doğa yaşam ve anlamlar üzerine tartışırlarken, o esnada zen ustası dışarıda, nehrin kenarına attığı sandalyesinde bir elinde şarabıyla kuşların sesini dinleyerek ortamın keyfini çıkarıyormuş.
zen candır.
Yaşım ilerledikçe yani teknik olarak yaşam zamanım azaldıkça bu sorular ve daha fazlasını gün aşırı özellikle geceleri tek başımayken düşünüyorum bunalıyorum endişeleniyorum korkuyorum hatta dehşet içerisinde ağlamaklı oluyorum çünkü cevaplarını asla bulamıyorum.
Sorduğun sorduğumuz bu tip soruları yüz binlerce yıl öncede birileri sordu bizden sonrada sorulmaya devam edilecek çünkü bu soruların cevabını öğrenmek için ölmek gerekiyor yani sonuç olarak cevapsız kalıyor.
Başlangıcımızı bilmiyoruz sonumuzuda bilemeyeceğiz belki de en korkunç olanı bu, insan bilmediği şeyden korkar ürker ancak bu bilinmezliği bir şekilde kabul etmek zorundayız hayat denilen şeyin içerisinde yaşam süremizce zaman denilen sonsuz girdabın içerisinde bir şekilde var olmak zorundayız. Güleceğiz ağlayacağız acı çekeceyiz mutlu olacağız geçmişi özleyeceğiz şimdinin keyfini çıkaracağız gelecek için plan yapacağız umutlu olacağız, ve sonra bir gün erken ya da zamanında son gelecek bizim için işte maalesef bu kadar basit belki de anlamsız ve değersiz.
Youtube ta caner taslaman videoları sana derman olacaktır.
1- hayatta kalmak
2- hayatin tadini cikarmak
bu ikisini yap, senden krali yok kanki.