Şöyleyse böyledir, kesin şunu yapar. Daha önce onlarca kişinin aynı şeyi yapmış olması bir başkasının da aynı şeyi yapacağı anlamına gelmez ki. Bir de bu ön yargıları kırmak epey zor bence. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Teşekkürler
açılın önyargılı geldi. önyargılı olma seviyeme örnek: "bu yenmez" önyargım olduğu için brokoli yemiyordum birkaç sene öncesine kadar. son birkaç senedir önyargılarımı kırmak için çaba gösteriyorum. ciddi ciddi kendime hedef koydum (sırf yemek konusunda değil tabi). neyse sonuç olarak sana katılıyorum. önyargılı olmak yanlıştır. önyargılarınızı kırın.
tamamen fakirlikten geliyor. bu ülkedeki sorunların yüzde 80'i ekonomik mutsuzluk nedeniyle oluyor.
Hayattaki tercihlerimizin ve bize dayatılan düşüncelerin yıllar içinde oluşturduğu sertleşmiş bir kayaya benzetiyorum ben önyargıları. O yüzden onları kırmak zor bence de. Ben de bazı konularda önyargılı olduğumu düşünürüm ve kendime kızarım. Çünkü önyargılı olmak gerçeklerin üzerini örtüyor çoğu zaman.
@üğpoıuy tümevarıma katılmıyorum. yüzlerce örnek var beklenenden, inanılandan farklı sonuçlar veren. Ancak insanlara o imkan verilmezse nereden bilenecek ki? önyargılı olmak, yargısız infaz yapmak, bu kötüdür demek bence aşılması gereken şeyler.
bunu insana yine insanin kendisi ogretti. okul, toplum, aile, sosyal ortam insani onyargili yetistirdi. cunku bunlar (okul, toplum, aile, sosyal ortam) da onyargili. kendinde olani, cocuklarina aktardilar. cunku bu onyargilara sahip olunca daha guvenli bir hayat yasadiklarini dusunuyorlar. ancak, ortada kocaman bir catisma yarattiklarinin farkinda degiller.
onyargi nedir? bir kisi ve topluluk veya sey hakkinda, beyinde beslenip islenmis imgenin/portrenin varolmasidir. her ne zaman kafanizdaki bu portreyi yikarsaniz, o zaman onyargisiz bir sekilde yasama devam edebilirsiniz.
her şey ön yargı olmayabilir.
ön yargıyla deneyimi karıştırmamak lazım bence.
bazı insan var, kapasitesi belli, hem genetik hem çevresel faktörler nedeniyle bir seviyede kalıyor ve belirli ön yargılar oluşturuyor.
ırkçılık, kapalılık, hayata karşı kronik umutsuz olarak kendini koruma mekanizması geliştirme, vizyonsuzluk vb. bunlara örnek teşkil edebilir.
ama bir de deneyim var.
bunlar da bazı konularda insana gerçekten zamandan tasarruf etmekte yardımcı oluyor.
perşembenin gelişi çarşambadan belli oluyor gerçekten.
bu söylediğim tabii daha çok kişisel meselelerde geçerli ama bunların toplumsal yansımaları da var.
ama işte karıştırmamak lazım.
karıştırmamanın da en iyi yollarından biri şu bence...
genelde ön yargılar mantıksız ve daha faza insanın benimsediği şeyler oluyor.
ama deneyim genelde bu ön yargılara ters düştüğü için aradan ayırt etmek kolaylaşabiliyor.
ama biz bence toplum olarak deneyimle ön yargıyı ayıramadığımız bir noktadayız.
olayları iyi analiz edemiyoruz, muhakememiz çok zayıf.
biri iki örnek veriyor, verdiği iki örneğin birbiriyle alakası yok.
detayları iyi inceleyemiyoruz.
dolayısıyla deneyime önem vermeyen, sürekli ön yargılarla hareket eden bir toplum halini alıyoruz.
zaten eğitimin toplumdaki önemi de buradan geliyor bence.
çünkü eğitim vizyonu ve muhakeme kapasitesini arttıran bir şey.
muhakeme olmazsa, deneyim anlaşılmaz.
hem başkasının deneyimini inceleyip zaman kazanamazsın, hem de kendi deneyimlerinden ders alamazsın.
en kötü yanı da, bir konuda deneyime dayalı yorum yaptığın zaman ön yargılı kabul edilmek ya da söylemek istediğinin anlaşılmaması.
ve bu anlaşılmama halinin de aslında ön yargıyla ilgili olması.
yani "böyle diyorsan ön yargılısın" demek de bir ön yargı ve gelişmeyi durduran bir şey.
elmalarla armutlar çok karıştı artık.
önyargılı olmayayım da gaspa ve tecavüze uğrayıp öldürüleyim. önyargılı olmak her zaman kötü bir şey değildir, yaşayarak bu yargıları ediniyoruz.
Yani insanlarda belli profiller belli davranışları uygulamaya meyilli oluyor. Mesela istisnalar hariç bazı siyasi partileri destekleyenleri çok net anlayabiliyorum. İçine kapanık yaşayan toplumlar birbirinin kopyası olan insanlar yaratıyor. Mesela siyahilerin yaşadığı bir mahallede doğan birini ilk fırsatta kendilerine uygulanan ırkçılık davranışlarını anlatıyorlar. Yada bizim burada meşhur bir mahalle var. Şimdi orada doğan bir bebe ya müthiş Zeki ve şanslı olup kendini kurtaracak yada babasına benzeyip suça bulaşacak genelde 2. Si oluyor.
Bireysel Önyargı o kadar kötü değil bence ama bir devlet kurumuna işe alımda aynı şartlardaki insanlardan siyahi olanları elersen yada ikametgah adresine bakıp üstte anlattığım mahalleden olduğunu anlayıp onu elersen o zaman önyargı kötüye kullanılmış oluyor.
önyargı hayat kurtarır, önemli olan bunu gizleyebilmek. sırf laf olsun diye önyargıya sahip olmak denyoluktan başka bir şey değil orası ayrı.
Önyargılı olmak daha kolay çünkü. Araştırmaya, detaylı düşünmeye, analiz etmeye gerek kalmıyor. Bir de düşünme şeklimiz sınıflandırmaya meyilli. Evrimsel açıdan şu bitki iyi, bu hayvan tehlikeli şeklinde kodlamaya alışmışız.
Sanırım bu önyargıdan kurtulmak için önyargılı davrandığın her konunun tam tersi çıkması lazım ki,vay be diyebilesin,ama genelde aynısı cıkıyor ilginç