Ne bileyim bir filmindrn bir sahne... ya da başka bir örnek verebilir misiniz?
Özellikle biri yok.
Almodovor filmiyse kesin bakarım. Sürprizli hikaye anlatımlarını seviyorum.
David Fincherin ışık kullanımı, yarattığı atmosfer çekiyor. fight club ve benjamin button'dan epey bir kredisi var.
james cameron, christopher nolan, peter jackson ya da ridley scott yazıyorsa kesin sağlam filmdir. konusu önemli değil. hata payı 10da 1 filan olabilir.
yazarken fark ettim. hepsini unut. benim yönetmenim Tim Burton. Burton varsa masal var, sürrealizm var, komedi var, fantastik var, efekt var, aksiyon var, absürtlük var, sağlam mesajlar var, ince göndermeler var demektir.
Of zor soru.
Türkiye sinemasından çoook var. Yönetmen sıralamaya üşendim ama en en en sevdiğim filmi paylaşayım
www.youtube.com
Sevdiğim sahnelerden birini de paylaşayım, 1 buçuk dakikalık kadar olan kısmına bakabilirsin
youtu.be
Yabancı olarak en sevdiğim Xavier Dolan
www.youtube.com
www.youtube.com
Filmden çok anlamam ve istikrarlı bir film izleyicisi değilim. Şu ana kadar istisnasız tüm filmlerini beğendiğim iki yönetmen oldu; Haneke ve NBC. Sonuçta film dediğimiz şey yapay. Ama bu yönetmenlerin filmlerini izlerken hayatı izliyormuşum gibi geliyor. Her şey olağan.
Sirf Guz Sonati'ndan dolayi Bergman diyebilirim sanirim.
psikolojik gerilim seven bünyem için David Lynch tabi ki, Çünkü renkleri güzel kullanıyor, seyirciyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor. kesinlikle dehasına hayranım.Çok zeki bir adam ve gerçek bir sanatçı.
özellikle mulholland dr. ve lost highway favorilerim. Her sahnesi, her saniyesi birer akıl oyunu, sanat eseri resmen!
bir sürü alakasız insan var sevdiğim, takip ettiğim ya da severek izlediğim filmlerden sonra "bunun filmiymiş" dediğim.
aklıma gelmeyen de elbet vardır.
filmlerinin yüzde 80'ini ya da fazlasını beğendiğim/sevdiğim yönetmenler:
billy wilder
martin scorsese
robert zemeckis
wes anderson
michael haneke
hitchcock
david fincher
alfonso cuaron
sempati duyduklarım:
tim burton
christopher nolan
spike lee
danny boyle
sam mendes
almodovar
nora ephron
nancy meyers
tony scott
favori seçmek zor da, filmlerini sevme oranlarına göre bakarsak gaspar noe, lars von trier, andrei zvyagintsev, tarkovsky, tarantino, taika waititi, edgar wright, kubrick, guillermo del toro gibi karışık bir liste çıkıyor.
bir de bazı filmlerini yukarıdaki yönetmenlerin çoğu filminden daha çok sevdiğim ama film/beğeni oranı yukarıdakilerden düşük olanlar var; bu kısımda da genelde bergman, fassbinder, agnes varda, wong kar wai, fritz lang, angelopulos gibi kült amca ve teyzeler var.
Nolan.
Kafasını seviyorum. Prestij'den beri.
Guy ritche
Onur ünlü
türk: zeki demirkubuz konuyu işleyişi gerçekçi ve filmlerin senaryosu sıradan ama ilgi çekici. masumiyet, kader, yazgı, üçüncü sayfa.
yabancı: gaspar noe rahatsız edici ve farklı bir üslubu var. irrivesible filmini herkes sonuna kadar izleyemeyebilir.
Denis Villeneuve
Ağır işleyen konuları inanılmaz sürükleyici anlatıyor.
Bergman, polanski, tarkovsky, jeunet, haneke
Nbc, reha erdem. Kız kardeşler filminden sonra emin alper.
Gaspar noe, çüknkü filmleri uyuşturucu gibi başka filmlerin uyandırmadığı hisleri uyandırıyor.
ezel akay türkiye de değil de avrupa da doğsaydı dünyaca ünlü olabilirdi.
cok var ama ilk aklima gelenlerden biri wes anderson oldu. cunku sukuneti pastel renkleri ve simetriyi seviyorum.
Polanski. Repulsion ve The Tenant kadar sevdigim filmler cok az. Cevap kesinlikle en iyi teknik, en iyi kamera kullanimi, en iyi hikaye anlatimi vs. degil. Kurulan duygusal bag onemli.
Isledigi konularla benim de derdimin olmasi: Alt metinde gocmenlik ve yabanci gorulmenin, varolussal sikintilarin cok agir basmasi.
Mekanin rol üstlenip "oynatilmasi"ni seviyorum, hem edebiyatta hem sinemada. Benim uzerimde de buyuk etkisi var mekanlarin, yasadigim alanin. Bu iki filmde de mekanlar bir film karakteri gibi oynuyor, hatta bazen basrolde oynuyor.
Repulsion´da Catherine Deneuve buz gibi, abartisiz role sokulmus. Tam bir Polanski isi.
Lars von Trier. Tektir benim için. Başkası aklımın ucuna dahi gelmedi.