[q]
(6) 

Varoluşsal Kaygılar

ahm1 #1421674
Ölümden korktugumu dusunmuyorum aslinda ama uzun bir suredir, mesela kitap konusunda, "sunlari okuyayim, sunlari bitireyim, onumuzdeki 5 sene en az su kadar kitap okuyayim, sonra soyle bi kutuphane yapayim evin bir kosesine" diyorum, sonra da diyorum ki "e ne olacak peki sonra? Gittikce daha cok ogreneceksin, daha cok seyi bilir hale geleceksin ama ne kadar cok bilirsen -genclik zaten gitmis olacak da- o kadar yasli olacaksin, en cok seyi bildigin an da öleceksin, ee kime ne faydasi var bu ogrenme vs. heveslerinin?"

Biri diyor ki mesela (ornekler kitap uzerinden oldu ama fark etmez, konu degistirilebilir): "bin kitap okudum, hedefim -toplamda, yani hayat boyunca- 3-4 bin kitap okumak" ee? Yani ölüm noktasindaki hedefini soyluyor adam. "ben öldügümde 3 bin kitap okumus olmak istiyorum" diyor. O noktadan sonra ne onemi var ki kac kitap okudugunun? Mesela ben onun yerinde olsam, koydugum hedef, ölüm noktasindan uzak olsun diye "40 yasina kadar su kadar kitap" derdim mesela.

İcimdekileri aktarabildim mi bilemiyorum ama uzun zamandir boyle seyler dönüp duruyor.

Eklemek istediginiz bir sey var midir?

 

Olayı sadece kitap okumaya indirgemissiniz ki bence bu çok verimsiz bir bakış açısı. Varoluş kaygısı içinde olgunlaşma süreciyle düşünülmelidir bana göre. Her sıkıntı ve buhran yeni bir olgunlaşma evresini beraberinde getirir.

olaylar olaylar

Aynı sorunu çok öncesi düşünmüştüm ben de. Sonra dedim en azından cahil ölmem, öğrenmeye devam :) Şaka bi yana ben kendimi tatmin etmek için yapıyorum bunu mesela, başkasına show yapmak için değil. Bu düşünceyi benimsediğimden beridir de "yapsam ne olcak, okusam ne olcak, öğrensem ne olcak" gibi sorular hiç oluşmuyor beynimde.

superfluid

"Öldükten sonra nasıl olsa her şey anlamını yitirecek" düşüncesiyle yaşamak yanlış bence. Bu düşünce biçimine göre oturup, hiçbir şey yapmadan ölmeyi beklemek gerekir.
Hayatta kaldığımız süre zarfında maksimum hazzı sağlayacak program neyse, ona göre hareket etmek gerekir diye düşünüyorum. Örneğin kitap okumak bir insana tek başına en yüksek hazzı veren şeyse, sürekli kitap okumalı. En yüksek hazzı verecek şey bir teori geliştirmekse ve bunun için 500 kitap okuması gerekiyorsa, bu 500 kitabı okumayı bir araç olarak görmeli.

Bir de Kubrick'in bu konuya ilişkin çok güzel bir sözü var: "Karanlık ne kadar derin olursa olsun kendi ışığımızı yaratmalıyız."

fobfilm

her şeyin yok olacağı gerçeğini ben kendi varoluşumun sonuna değil başına koyarak epey rahatladım. şöyle yani:

her şeyi yaptıktan sonra öleceğim demiyorum.

zaten öleceğim, ne yapmış olursam olayım istikametim belli, diyorum.

yani var olan her şey farklı noktalardan aynı istikamete doğru giderken ve sonrasını bilen kimse yokken, elimizdekilerle sonrasını çözmek yerine kendi benliğime en çok sinen şeyle doldurmaya çalışyorum o yolculuğu.

iyi geceler

reavelyn

Öğrendiklerin konusunda zamanla birilerinden farklı olursun. Hayat ilerleme gelişmeye bağlı ve her zaman bir değişim içerisinde .
bilginin de güç sayıldığı bir zamandayız. Zaten ölecektik okumayı neden öğrendik ozaman ? Sadece
diploma almak için tabi ki değil.
Belki de bunu ölüme bağlı düşünmek yerine, maddi geliri olmadığı için önemsemiyor olabilirsin.

Okumaya erindiğimiz zamanlar, başka ne tür şeylerle uğraştığımıza baktığımızda durumun pek iç açıcı olduğunu söylemekte zor.

Binlerce kitap okuyup bunu da olumlu yanlarıyla hayatına dökmeyen, konuşmalarına ve tavırlarına yansıtmayan kimseler de gerçekte sadece kitap sayfalarını çevirmiş gözle bir tarama yapmışlardır.

Erva

tebrikler "saçma" kavramı ile karşılaşmışsınız.

sıradaki adım; "hayatın kendi adınıza anlamını yaratmak".

şu anki bakış açınızda; var olmadığınız bir noktadan, var olduğunuz zamanı anlamdırmaya çalışıyorsunuz. akabinde anlamlandıramıyorsunuz.

halbuki; var olduğunuz zaman boyunca varoluşunuzu anlamlandırmanız gerekiyor.

AlsterWasser
1

mobil görünümden çık