Şu anki öncelik vaka sayısının sağlık sisteminin kaldıramayacağı bir hızla artmasını önlemek. 2-3 hafta boyunca evden çıkmadığımızda (14 günlük kuluçka süresi düşünüldüğünde) virüsü kapıp kapmadığımızı anlamış olacağız. Bu sürede ciddi semptomlar gösterenler, bizler evimizde oturup sisteme yük olmadığımız için, hastanelerden yardım alabilecekler. Vaka sayısı bir kaç haftalık süreçte anlaşılıp kontrol altına alınınca (yani şimdiden sıkı önlemler alıp uygularsak), hayat biraz olsun normale göndebilir.
yayılması duracak ya da yavaşlayacak. böylelikle hastaneler, yoğum bakımlar, kapasitesinin üstüne çıkmamış olacak. hava verilmediği için ölen kimse olmaycak, hastalığın normal seyrinde gidecek ve ölüm oranı %3'lerde kalacak.
ama italya'da hastaneler yoğun bakımlar hava cihazları vs yetişemediği için bu oran %15 lerde şu an mesela.
bizim ülkemizde zaten virüs yoktu
yurt dışından gelenler yaydı
3 hafta herkes uslu durursa ölenler ölcek, iyileşenler iyileşecek, virüs ortadan kalkacak
tüm dünyanın aynı şeyi yapması lazım tabi ya da sıfır sınır ihlali
2-3 hafta istisnasız herkes evinde kalırsa virüs yayılmadan ülkeden çıkmış olacak. ama ben bunu uygulanabilir görmüyorum. 2-3 hafta içinde türkiye'de vaka kalmasa yine yurtdışından gelenlerden tekrar bize gelecek. bunun önüne geçsen ne kadar geçebileceksin?
hayatın bir yerde normale dönmesi gerekiyor. ama global bir salgın olduğu için ve şu an nasıl çözüleceğine dair bilinen bir yol olmadığı için 2-3 hafta karantina sadece hastanelerde oluşabilecek aşırı yoğunluğu önler.
zaten öngörüler dünya nüfusunun büyük bölümüne bu virüsün yayılacağını gösteriyor. Angela Merkel, Almanya'nın %60 - %70'ine bulaşacağını söyledi. Birleşik Krallık'ta nüfusun %80'ine bulaşacağı söyleniyor. felaket tellallığı yapmak istemem ama bizde de durumun benzer olacağını düşünüyorum. bunun alınan önlemlerle vs. hiç ilgisi yok. erkenden önlem alıyor olmamız olumlu bir gelişme. önlemlerin etkinliği ayrı bir tartışma konusu. ama en azından yerimizde oturup "bizde zaten 18 vaka var bir şey olmaz." yaklaşımında değiliz.
örneğin Birleşik Krallık farklı bir strateji uyguluyor. Toplum bağışıklığı dedikleri bir yöntem. Detaylar şurada var: onedio.com
Toplum bağışıklığı şu an büyük tartışma konusu ama BK'li yetkililer uzun vadede daha az ölüm olacağını öne sürüyorlar. Sonucunu şimdiden bilemeyiz tabii ama doğru çözüm yolu ya oysa diye düşünüyor insan.
Biz acilen karantinaya gitmeliyiz diyoruz. BK ise tam tersi nüfusun %60 - %70'ine bulaşması gerektiğini söylüyor.
Su linkteki grafin guzelce anlatiyor:
twitter.com
Hastanelerin bir kapasitesi var. Eger cok hizli bulasirsa o kapasiteyi asacagiz, Italya'daki gibi birileri gozden cikartilacak. Onlar artik 80 yas ustunu yogun bakima almiyor mesela ve 80 yas uzeri grup en tehlikeli grubu olusturuyor. Eger can egrisinin pik noktasi kapasitenin altinda kalirsa hastalananlar rahatca tedavi olabilecek. Bu da sureci belki uzatacak ama en az olum oranina sebep olacak. Ingiltere'nin grup bagisikligi mevzusu su ortamda bir delilik olabilir. Nasil isledigini tam olarak bilmedigimiz bir surec varken boyle kararlar almak kolay degil. Bilim insanlari, devlet bir sey yapmadigi icin halki orgutlemeye calisiyor twitter'dan. Sonuclari bir sure sonra gorecegiz. Su an tek yapmamiz gereken evden cikmamak. Sonra yavas yavas normale donus baslayacak. Tabii bir suru hasar birakarak.
Maksat virüsü yok etmek değil yayılma hızını yavaşlatmak. Devletlerin belli hasta sayısına kadar kapasitesi var o kapasitenin aşılmasından korkuluyor. İtalya gibi olunmasından korkuluyor. Çin Vuhan'da 2 haftalık karantina uyguladı ve başarılı oldu. Türkiye'ninde şu ana kadar başarılı olduğu gibi bundan sonrasınında başarılı olması bekleniyor.