almanya'da 50+1 kuralı var. yani kulübün en az %51'i taraftarlara ait olmak zorunda. dışarıdan yatırımcı gelip de kulübü satın alamaz, arka bahçesine çeviremez. kulüp kontrolü daima taraftarların üye olabildiği kuruldadır. çok uzun yıllar kulübü desteklemiş firmalar için bu kural esnetilebilir - örnek olarak wolfsburg (volkswagen) ve leverkusen (bayer) söz konusu. bu kulüpler çok uzun yıllardır şehirle özdeşleşmiş firmalar tarafından desteklendiği için bu kuraldan muaf tutuluyorlar.
hoffenheim için de aynı durum söz konusu ancak hopp, hoffenheim'ı tek başına yürütüyor. şirket ya da organizasyondan ziyade tek adamlık durumu söz konusu. bu yüzden leipzig ve hoffenheim'dan çoğu alman futbolsever nefret eder. niye? çünkü bu durumun alman futbolu için zararlı olduğunu, taraftar odaklı anlayışla uyuşmadığını düşünüyorlar. özetle futbolu TAMAMEN kapitalizme teslim etmek, doğup büyüdükleri şehrin takımı üzerinde hiçbir hak iddia edememek gibi durumlarla karşı karşıya kalmak istemiyorlar.
türkiye gibi kraldan çok kralcıların olduğu, taraftar denen kitlenin %90'ının başarı peşinde koştuğu ve hayatında üç kez gördüğü şehrin takımını desteklediği bir ülkede bu tarz protestolar fazla anlaşılmıyor tabii ama şahsen sonuna kadar arkasındayım ben bunların. rostock'tan tut da nürnberg'e kadar futbol seven insanların tek bir isteği var: kulüplerimiz bizim kalsın, biz bu şehirde yaşayıp bu takımları seven insanlar olarak sahip olduğumuz bu değeri sırf para uğruna başkalarına peşkeş çekmek istemiyoruz, buna mecbur bırakılmak istemiyoruz. hoffenheim ve leipzig gibi örnekler bu anlayışla zıtlaştığı için insanlar doğal olarak nefret ediyor bu kulüplerden.
bazen taraftarlarla klüpler uyuşmaz. önreğin göztepe şahısa satıldığında tüm taraftar karşı çıktı. karşıyaka satılacağı zaman tüm taraftar engel oldu, ancak taraftarlar şu an pişman. klüp yönetimleriyle taraftarlar uyuşmayabiliyor.
@der meister +1 çok düzgün açıklamış. hoffenheim bayer leverkusen rb leipzig gibi takımlar 50+1 kuralı ile satılan takımlar. bu tarz takımlar alman taraftar grupları tarafından sevilmediğinden tepki var.
bayern münich yönetimi neden taraftarına kızdı? Dietmar Hopp bayern münichin sponsorlarından biri de ondan. taraftar için görüş değişmez. ben de Karşıyakalıyım ancak takımımın göztepe gibi satılıp yeni futbol düzenine uymasını istemiyorum. taraftarlık amatör bir ruhtur saflıktır. göztepelilere her zaman satılmış göztepe diyeceğiz. bu da onlara ağır gelecek. taraftar bakış açışı böyle.
%50+1 kuralını son yıllarda delmeye çalışıp kulüplerin içine eden Hannover ve 1860 Munich örnekleri var bir de. 1860 bu yüzden dördüncü lige düştü.
Ayrıca Hoffenheim'ın düzgün yönetildiğini ve Leipzig'den farklı olarak A takıma oyuncu yetiştiren aktif bir akademisinin olduğunu kabul ediyorum ama bunu yapmak için bir para babasına gerek yok. Dışarıdan yatırımcı almadan da bunları yapan ve uzun yıllardır Bundesliga'da oynayan Mainz ve arada bir gidip gelen Freiburg gibi takımlar var.
Bir de, taraftarları asıl çileden çıkartan ırkçı ve seksist tezahüratlara ve pankartlara ses çıkarmayan futbolcuların ve yöneticilerin Hopp için oyunu durdurmaları ve taraftarlardan pankartı indirmelerini istemeleri. Bochum taraftarlarının "bir orospu çocuğu için bunları yapıp onca ayrımcılığa ses çıkarmıyorsunuz" minvalinde bir pankartı vardı.
Bütün bunlar ve Pazartesi akşamı maçları üst üste gelince bütün ülke çapında olay oldu.
bildigim kadariyla kendisi bayer munih'in direkt sponsoru degil, ancak sap bayer munih sponsoru, hopp da sap'nin kurucularindan biri.
Kültür farkı. Bu ülkede 50 milyon cemaatçi Ertuğrul'un takımını destekledi, şampiyon yapılsın diye kırk takla attılar. Hala daha Bursa hakkıyla şampiyon oldu diyebilecek tipler var hem zeka, hem fanatiklik seviyesi bakımından. Avrupalı bakıyor ortada bir kayırma, adaletsizlik gördüğü an çat tepkisini koyuyor