kendini dinlettirebilmeden kasit: hani bazi insanlar vardir ya havadan sudanda konussa yada size cok ters gelen biseyde anlatsa kendini dinletir hatta gorusunu benimsetir.. bu konuda yazilmis kaliteli kitap tavsiye edermisiniz..d&r a baktim onlarca var ama eminim yuzde doksanı ya anlatimdan kaybeder ya icerikyten..




 

belagat kelimesinin manasini biliyor musun? bi gece yatip, ertesi sabah belagati kuvvetli olarak kalkmak mumkun degil. senelerce emek isteyen bir is. sirri da okumayi cok sevmek. cok okuyacaksin. kafan dolu olacak ki, soylediklerin de dolu olsun. (aksi halde konusursun ama bos bos konusursun). cok cok okursan, bi gun gelecek, sen de iyi konusabildigini goreceksin. montaigne'nin denemeler'ini okudun mu? okumadiysan, iyi bir baslangic.

edit: simdi aklima geldi. dogan cuceloglu da oku. engin genctan da oku. aziz nesin de oku. bi de atasozleri ve deyimlere cok onem ver. kendini dinleten insanlar, genellikle, aralara, cuk oturan atasozleri ve deyimler serpistirirler. (dogan cuceloglu'nun bir seminerine katilmistim. zig ziglar'den bahsetmisti. adam iyi konusabilmek icin cok okumaya karar vermis ve tam 20 sene okumus. sonunda da ulke capinda sohretli, profesyonel "motivational speaker" olmus.)

compadrito

birincisi çok okumak. ikincisi okuduklarını düşünüp kafanda neden sonuç ilişkilerini elinden geldiğince çözmek. anlattığın şeyde hiç bir boşluk, hata olmadığına önce kendin inanacaksın ki, kendine güvenin olsun anlatırken. inandırıcılığı da bu güven verecek. yani çok okuyup, çok çok düşünmek - kafanda doğru ve mantıklı yorumlar kurabilmek.

bir kitabı okurken bilmediğin bir olay varsa içinde pas geçme mesela. elinde internet var, git detaylıca birden fazla görüşten araştır. ne kadar okuduğun değil, ne kadar iyi anladığın önemli. biri birşeyi iyi anlatıyorsa o konuya gerçekten hakimdir.

bir kavanoz recel bunlarda gecer

tesekkurler ama aslinda sordugum sorunun cevabinı tam olarak alamadim.montaigne nin denemelerini okudum aziz nesini de dostoyevskiyide :)bir profesor kadar bilgili olmaktan bahsetmiyorum. konusurken yapılan vurgu ve tonlamalarla, sozcuk oyunlariyla ve beden diliyle insanlari ikna etmekten bahsediyorum.ornegin tayyip erdogan nın 20 sene okudugunu dusunmuyorum.. ama bir sekilde etkileyciligi var.bunu saglamama yardim edicek amaca yonelik kitaplar arıyorum..

bluewhale

tayyip erdoğan aynı zamanda bir sürü insanı da sinir ediyor. bence o çok önemsenecek bir başarı sayılmaz. onun hitap ettiği kesim o neyi nasıl söylese onu onaylıyor. o da bunu bildiği için onların dilinden konuşuyor. yani o kendi gibi onu dinleyenler de onun gibi. uyum sorunu yok arada. karşınızda sizinle aynı düşünceyi paylaşan insanlar varsa başarmanız çok kolay. ben tayyip erdoğan'ı iyi bir konuşmacı olarak görmüyorum şahsen. birşeyi gerçekten biliyorsan konuşurken kendine güvenmen, olayı mümkün olduğunca özümseyerek o heyecanla anlatman kafi. biraz tecrübe işi bu. yıllar içinde otomatik olarak gelişiyor. 30lu yaşlardan önce zaten kimseyi hatipten sayıp dinlemiyorlar.

bir kavanoz recel bunlarda gecer
1

mobil görünümden çık