Merhaba, emine bulut cinayetinden sonra türkiye’deki cinayet istatistiklerini araştırdım. Yılda ortalama 2500 kişi öldürülüyor ve bunun ortalama 500 tanesi kadın cinayeti. 2000 erkek öldürülüyor her yıl. Bunun gündem olmamasını neye bağlıyorsunuz? Türkiye’de kadına şiddet değil, şiddet sorunu olduğunu düşünüyorum. Güçlü olan kişi, zayıfa merhamet etmiyor, gücü nispetinde fiziksel veya psikolojik şiddete maruz bırakıyor. Özgecan Aslan olayı gibi bu da unutulacak, neden sorunun kökenine inmiyoruz? İki tivit atınca sorun çözülüyor mu? Emine Bulut bir erkek olsaydı ve aynı şekilde öldürülseydi bu kadar gündem olur muydu? Linç edecekleri şimdiden dışarı alalım, mantıklı argüman bekliyorum.




 

Öldürülen 500 kadının neredeyse tamamı kocası/sevgilisi tarafından öldürülüyor; öldürülen erkeklerin kaç tanesi eşi ya da sevgilisi tarafından öldürülüyor ona da bakmak lazım. Kurduğun korelasyon tutarlı değil.

angelus

Toplum genelinde şiddet sorunu olduğu muhakkak. Ancak kadın cinayetlerinde angelus'un dediği gibi sistematik bir örüntü var: katil neredeyse her zaman erkek ve "namus" veya benzeri bir inanışla kadını öldürüyor.

Dediğiniz gibi sorunun kökenine inmek gerekiyor.

Uzun yıllar boyunca topluma şunu öğretmek gerekiyor: Kadın erkeğin malı, "namusu" değil; kadın erkeğin sorumluluğunda değil, kıskançlık vesaire erkeği "erkek" yapan şey değil, kadının erkeğe karşı bir sorumluluğu yok (keza erkeğin de kadına), kadın ve erkek iki farklı birey ve kadın da erkekle aynı haklara sahip. Toplumda "kadınlık" ve "erkeklik" ile ilgili ciddi tanım sorunlarımız var. Yolumuz çok uzun.

Ekleme: Doktor, öğretmen cinayetlerinde de katil çoğunlukla erkek. Bu nedenle bu ciddi bir toplumsal "erkeklik" tanımı ve erkek öfkesi sorunu. Haksızlığa uğradığını, kendine "yanlış yapıldığını" düşünen erkek öfkesini kontrol etmiyor ve öldürmeyi çözüm olarak görüyor. Kişinin hakkı nedir, karşısındaki kadının, doktorun, öğretmenin hakları nelerdir bunlarla ilgili de toplum çok bilinçsiz.

fotrsapka

Net oran tabii ki bilemiyorum ama kuvvetle muhtemel, öldürülen kadınların büyük çoğunluğu kocaları/sevgilileri tarafından öldürülüyor. Evinde şiddet gören dünya kadar kadın var ve ne yazık ki bugün olmasa yarın, onların da bir kısmının sonu böyle olacak.
Elbette genel bir şiddet sorunu var memlekette ama bu spesifik bir mesele.

Durumun bu olduğunu anlamak için süper zeka olmaya da gerek yok. O yüzden siz neyin argümanını arıyorsunuz, neyi tartışmak istiyorsunuz anlamadım.
Bugün bu meselenin bu kadar gündem olduysa, sebebi birinin denk gelip, video çekip, internete atması. Bu hafta yanılmıyorsam konyada, adamın bir tanesi karısını 20 yerinden bıçaklayıp öldürdü mesela. Haber oldu mu, evet ama gündem olmadı. Diğer tüm aile içi kadın cinayetleri gibi, geçti gitti. Bir saniye durup düşünün mesela adamın, eşini 20 kere bıçaklayarak öldüğünün videosunun çıktığını. Aynı şekilde yine ortalık karışırdı. Emine Bulut meselesinin bu kadar hızlı, bu kadar büyük bir mesele haline gelmesinin nedeni, ilk defa insanların gözüyle vahşeti görmesi oldu.

cay koy geliyorum

'hayat arkadaşı'nı öldürmek başka bi şey, sıradan, yabancı bi insanı öldürmek başka bi şey. eğer kadınlar da kocalarını öldürse o zaman dediğin gibi bu sadece bir şiddet sorunu olarak alınabilirdi. fakat kadın cinayetlerinde var olan şey sıradan bir şiddetten de öte, kadının toplumdaki yeri ve kadına bakış açısıyla da ilgili bir durum. emine bulut öldürüldü, neden? başkasıyla evlenecekmiş. kadının toplumdaki yeriyle ilgili ciddi bir problem var. bunu eskiden köle sahipleri yapıyordu, kölelerine istediğini yapmakta özgürlerdi çünkü kölelerin bir hakkı yoktu ve birey değildi. tamamen ayni mantık. karılarını dövmeyi ve öldürmeyi hak olarak görüyorlar. bu olaylara cinayet demek bile masum kalıyor.

mehmed resad

üğpoıuy; Şiddet insan cinsinin doğasında var bunu bitiremezsin, eğitimle de bitiremezsin eğitimle bitecek olsaydı Kuzey Avrupa ülkelerinde hiç cinayet işlenmezdi fakat onlar da ruh hastası, demek ki eğitimle olmuyor bu ama mesela polise "kocam beni öldürecek" diye sığınan kadını bizim gibi ülkeler dışında kimse kocasıyla barıştırıp evine göndermiyordur, o kadın da sonrasında öldürülüyor kocası tarafından. Bu çok farklı bir durum. Bunu kahvede batak oynarken arkadaşıyla kavga edip bıçaklanan adamla bir tutamayız.

angelus

toplumda şiddet problemi var. emine bulutu öldüren piskopat katil başka erkeklere de şiddet uygulamıştır muhakkak.

Emine Bulut bir erkek olsaydı ve aynı şekilde öldürülseydi bu kadar gündem olmazdı, her gün erkekler dayak yiyip öldürülüyor, haber bile olmuyor.

toplumun çoğu idam istiyor, bu bile ne kadar hastalıklı şiddet düşkünü millet oldugumuzu gösteriyor

dafuq

Cunku toplum kadin konusunda triggered vaziyete getirilmis. Cinayet olayi cinsiyet meselesine cevrilmis durumda. Feminist akim sayesinde olaya "bir cinayet islendi" seklinde degil "bir erkek bir kadin cinayeti isledi" seklinde bakiliyor.

Ortada bir katil var, katilin cinsiyeti uzerinden muhabbetler donmekte.

Sosyal medyada "erkekligimden utaniyorum", "cinsiyetimden tiksiniyorum" diye yazan bile var. Ulan gerizekali cinsiyetinden niye utaniyorsun? Cinayetin islenmis olmasinin sebebi adamin asagilik bir katil olmasi, cinsiyeti degil be ahmak herif. Asagilik bir katil erkek diye neden erkeklik uzerine abuk subuk konusalim?

Bakin cinayet uzerinden erkeklik uzerine soylemlerde bulunmak, olayi cinsiyete indirgeyip genele vurmak DUPEDUZ cinsiyetciliktir. Ama cinsiyetcilik ifadesini genelde soz konusu kadin oldugunda kullanmaya alisilmis, soz konusu erkek olunca hicbirimizin aklina cinsiyetcilik gelmiyor. Olaya boyle igrenc bir bakis acisiyla yaklasirsan siddet sorununu unutulup "sorunumuz erkekler"e gelir olay.
Bunun tersi yapilsa, bir kadinin isledigi suc uzerinden konu kadinliga getirilip kadin cinsiyeti uzerine bu tur soylemler yapilsa kiyamet kopar.


Oldurulen erkekler sagda solda kavga ettigi kisiler tarafindan oldurulurken kadinlarin cogunlukla kocasi/sevgilisi tarafindan olduruldugu dogru.
Bir cinayeti kurbanin esi/sevgilisi ya da trafikte tartistigi tanimadigi adamin islemis olmasi bir seyi degistirmez. Olumden otesi yok, tanimadigin biri tarafinadn oldurulmek esin tarafindan oldurulmekten daha hafif degil. Kalanlarin cektigi aciyi da hafifletmiyor cinayeti yabancinin islemesi.
Evlilik/ask iliskisi bulunmamasi 2000 tane cinayeti 500 es/sevgili cinayetinden hafif ya da daha onemsiz kilmaz.

Insan dogasi geregi kadin kurban soz konusu olunca biraz daha tepkili olmamiz normal bir yerde. Cunku kadin daha savunmasiz bir erkege gore. Siddet uygulamak istesen yoldan gecen herhangi bir kadina uygulayabilirsin ama onune gelen erkege siddey uygulayamazsin mesela. Kendini savunabilme ihtimali var. Savunmasiz birine karsi islenen siddet olayi daha trajik oluyor, dolayisiyla "kadina siddet" olayinin genel siddet olayindan daha on planda olmasi dogal. En azindan ben dogal buluyorum, gercekci dusundugum icin.
Ama bu meselelerin uzerinden igrenc cinsiyet muhabbetleri yapilmasi, cinsiyetimden utanuyorum gibi soylemlerde bulunulmasi korkunc. Ozgecan olayinda da sosyal medyada bu soylemler havada ucusmustu.

Sonuc olarak dedigin dogru, genel olarak bir "siddet sorunu" var. Olumun erkegi kadini yok normalde, olmamali en azindan.

stavro

fortsapka güzel yazmış. kadın kadın olduğu için,itaat etmediği için öldürülüyor. toplum olarak ruh sağlığımızın iyi olmadığı,büyük bölümümüzün idle hareket ettiği gerçek. ama bu ülkede yaşayıp ve/ya bu toprakları bilip kadın cinayetleri vurgusundan rahatsız olmak,buna cinsiyetçilik demek nasıl bir kafa yapısıdır anlayamıyorum. yolumuzun uzun olduğu kesin de o yolda kaç kişi yürüyoruz o daha büyük mesele.

asteriks

@üğpoıuy, kendi ifadesi.

mehmed resad

Katilin çoğunlukla erkek olması normal çünkü güçlü olan erkek. Kaldı ki azımsanmayacak sayıda kadın katiller de var. Burada kimin öldürdüğü önemli değil, bir yabancı öldürünce daha az kötü olmuyor. Tek başına namus kavramıyla da açıklanamaz bu durum. Sorun; anlaşmazlıkların en ilkel kendini ifade etme biçimi olan şiddetle çözülmeye çalışılmasıdır. Kadını, erkeği yok bu işin. Kadınlar zayıftır, korunmaları gerekir denildiğinde karşı çıkanlar neden kadın-erkek cinayetlerine farklı yaklaştıklarını açıklasınlar. Ölen bir insan, cinsiyeti önemli değildir.

@cokkolaygeliyorum beklediğim argüman kadın ve erkek cinayetleri arasında ayrım yapılması, anlamak çok zor olmasa gerek.

@mehmed resad kadınlar da kocalarını öldürüyor, basit bir google aramasıyla bulabilirsin. Ama bu şekilde gündem oluyor mu? Olmuyor.

@dunal okuduğunu anlama problemin var sanırım. Demek istediğim genel bir şiddet sorunu olduğu, bunu kadın cinsiyetine indirgememe gerekliliği. Kadına şiddet yok demiyor kimse.

Pertev nail

cinayetleri, kadin erkek cinayeti diye ayirmak yanlis. en azindan bu cinayetlerin bitmesi icin bunu yapmamiz gerekiyor. cunku basimiza ne geliyorsa her turlu ayrim ve kutuplastirmadan dolayi geliyor.

insanin insana veya insanin baska bir canliya siddet uygulayip hayatina son vermesi korkunc. buna karsi olmaliyiz.

toplumun kadin cinayetlerine tepki verip, erkek cinayetlerine sessiz kalmasi durumu, toplumun ayrimci dusunce konseptinden hala kurtulamamis oldugunun gostergesidir. umarim toplum, en yakin zamanda bu durumdan kurtulur.

toplum nedir? bizim haricimizdeki insanlar midir toplum? hayir. toplum, bizim de sahsen icinde oldugumuz insan grubudur.
toplumu degistirmek istiyoruz. boyle korkunc cinayetlerin olmamasini istiyoruz. cok guzel. peki bunu kimden istiyoruz? bizim disimizda kalan kimselerden mi?
onlardan baska ne isteklerimiz var? bir suru istek var degil mi?
yaya iken kirmizi isikta gecen bir toplum ferdi, arac kullanirken kirmizi isikta neden dursun?

demem o ki, kendimiz toplumu yaratan seyiz. toplumun degismesi icin sizin degismeniz gerekiyor. benim degismem gerekiyor. erkek cocugumu kiz cocugumdan veya baska kiz cocuklarindan veya baska cocuk ve canlilardan daha degerli, daha ustun olmadigini ogretmek benim toplumun bir ferdi olarak borcumdur.

emine bulut'a allah'tan rahmet diiyorum. piskopat katilin de hakettigi cezayi bulmasini diliyorum. bu tur korkunc siddet olaylarinin sonlanmasi icin devlet uzerine duseni yapacak. sucluya cezasini verecek. devletin gorevi bu.
toplum olarak da bizim gorevimiz gelecekte siddetvari ve uzucu seylerin olmamasi icin elimizden geleni yapmak. cocuklarimizi duzgun yetistirmek. diger canlilarin ve yasam formlarinin yasama haklarina saygi duymak. kendimizde eksik buldugumuz guzellikleri yerlestirmek...
ana fikir, her seye ask, saygi, hosgoru ve sevgiyi enjekte etmek olmali.

son olarka sunu soylemek isterim: sahiplik vs. uzerine islenen, erkekligi on plana cikaran medya dizilerinin, dini hutbelerin de degismesi gerekmektedir.

Leonardo~Da~Vinci

Bugün bununla ilgili bir kitap okuyordum. Şöyle bir bilgi var, öldürülen kadınların yüzde 55'i sevgilisi veya eşi tarafından öldürülüyor.

Fakat dünyadaki cinayetlerin de %96'sı erkekler tarafından işleniyor. Sadece %4 kadınlar tarafından işleniyor. Bunun da, yüzde belirtilmemiş ama "tamamına yakını" denmiş nefsi müdafaa olarak. Yani kadının erkeği öldürdüğü zamanlarda dahi erkek kendi tetiklediği şiddet nedeniyle öldürülüyor.

Geri kalan cinayet oranlarında erkeği öldüren yine erkek. (Hatta çoğu dünya liderinin ve karar merciindeki insanların, kanun yapanların vs erkek olduğunu da göz önünde bulundurunca savaşları, terörü vs de dahil edebiliriz buna belki) O sebeple dediğiniz gibi erkek rehabilitasyonu, erkeklerin duygularını ve fikirlerini ifade edecekleri sosyal eğitimi vermek, erkek dediğin şöyle olur böyle olur diye bin yıl öncesinden kalma tanımları yeniden yazmak, erkekleri şiddet döngüsünden çıkabilecekleri bir yetiştirmeye tabii tutmak gerek. Onun dışında manyak hep manyak, psikopat hep psikopat, onlar kadında da erkekte de olacak.

sopiro

@stavro'ya ve @Leonardo~Da~Vinci'ye KESİNLİKLE KATILMIYORUM. (üstelik duyuruda bu arkadaşların pek çok cevabını takip eder ve doğru bulurum, konudan alakasız yazmak istedim : )

kadın cinaytleri politiktir. erkek şiddetinin bir ürünüdür. katil zanlılarının cinsiyetleri yani "erkek katil" olarak anılmaları doğru ve yerindedir.
bunu kimi erkeklerin ön yargılı yaklaşımında olduğu gibi; "ama feministler olayı genelliyor" bakışından bağımsız olarak yazıyorum.

kadınlar, "kadınlık algısı" daha doğrusu yanlış algısı yüzünden öldürülüyor"

1.toplum ilkelleştikçe vahşet/vahşi yönelimler yükselir, empati düşer, insani olan değerler azalır; bu bazı yorumlarda geçen cinayet/şuç oranındaki artışla da ilgili.

2. kadın cinayetleri gelişmemiş ve bir şeyler muhafaza eden (kabaca eski düzeni muhafaza eden, muhafaza etmesi gerektiğine inandırılan ) toplumlarda kadının özel alanda tutulmasına yönelik algıyla çatışan durumlarda ortaya çıkıyor. sade anlatmaya çalışacağım.
kamusal alan ve özel alan olarak iki ayrı kavram vardır.
kadın evde muhafaza edilmek istenir, çünkü güç sahibi (feodal yapı;ataerk) erkek olarak görülür.
sokaklar erkeğin
iş dünyası
okullar
sinemalar,
barlar,
neredeyse kutsal mekanlar bile erkeğindir kadınsa evde yani özel alanda durur.

aklınıza lütfen bir kadının istediği saatte çıkıp istediği sokakta gezip gezemeyeceğini, istediği barda eğlenip eğlenemeyeceğini getirin; ya da bir erkeğin işsiz ve evde karısına ev işlerinde yardım ederken girdiği depresyonu getirin.

neyse çok şeyler yazılır da söylemeye çalıştığım şey; kadın her nedense "korunması" gereken bir varlık olarak görülüyor. ulan kimse de demiyor madem korunacak bir tehlike var biz bu tehlikeyi kaldıralım o zaman diye.


3.erkeklik inşaasının kadın üzerinden kurulması ki en en en önemlisi bu. yani toplum, yetiştirdiği erkeği belli kodlarla var ediyor; senin gururun, ahlakın şerefin, kadınlar üzerinden okunur diyor. işte kızın varsa şöyle olmalı, annen hayattaysa böyle olmalı, kız kardeşin varsa şöyle davranmalı, eşin olursa şunu şunu yapmalı...
yani erkeğin birey olarak kendini var etmesine olanak tanınmıyor. (dolaylı olarak kadının da)
belki evlenmek istemiyor erkek, belki baba olmak istemiyor ya da belki heteroseksüel bir ilişki bile istemiyor ama baba olmak da evlenmek de iş güç sahibi olup eve ekmek getiren olmak gibi pek çok kod erkeğe yüklenmiş oluyor.
bunların ahlak, şeref, namusla ilgili olanlarının pek çoğuysa kadın hatta kadın bedeni üzerinden oluşturuluyor. doğduğu andan itibaren bununla yetişmiş bir erkek üstesinden gelemeyeceği bir durumla karşılaştığında biraz da ilkel ve eğitimsizse (eğitimden kastettiğim okul değil tabiiki daha yolda yürümeyi, trene/otobüse,inip binmeyi bile bilmeyen bir toplumuz biz) ilk aklına gelen şiddet oluyor, çözemediği şeyi yok ederek sorundan kaçıyor.

sorunun köküne sen ben insek olmaz,toplumun cahilleştirilmesi, fakirleştirilmesi, kadının geri plana itilmesi/kamudan uzaklaştırılması sistematik bir politikadır. bunlar sadece bu politikanın ürünüdür.

çözüm, başta erkek çocuklarını (3 yaştan itibaren) ve tabii kız çocuklarını da eril söylemden uzak yetiştirmek, her çocuğa iyi eğitim verebilecek ortam /olanak sağlayabilmek. insanları başta aile ortamında çocukları "doğru SEVEBİLMEK" anne baba sevecek, sevmeyi sevilmeyi tattıracak öğretecek, sonra da iyi eğitilmiş bir birey yapacak.

jimjim

Sopiro, asteriks ve angelus ile ayni gorusteyim ve benzeri gorusteki arkadaslara katiliyorum.

Kadina karsi siddet kadinin sadece kadin olmasi ile, toplumdaki yeri ve olmasinin istendigi yer ile ilgili sistematik siddete iliskin bir durum, herhangi bir cinayet bambaska bir sey. Hele hele de kadinlarin bu cagda, egitigimli ve bilgiye erisimli gorunup bu konuda cahil kalmayi secmeleri cok aci. Guzel bir soru sormussunuz, acik olan insanlar eminim guzel aydinlanmistir, tesekkurler.

Bu cerceve lgbt cinayetleri de ayri bir kategori bu aradas, bunun nedeni de bu insanlarin tamamen cinsel yonelimleri nedeniyle oldurulmesi. Kadinlar herhangi bir soygunda olduruldugunde ornegin 'kadin cinayeti' istatistigine gitmiyor, buma ragmen gunde bir kadin olduruluyor.

songforsomeone

Birincisi, safi sayilar uzerinden analize giderseniz cok seyi gozden kacirirsiniz. Oyle yorumlama yapilmaz. Istatistige Giris ve Analitik derslerinin iceriklerine goz gezdirmenizi nacizane tavsiye ederim.

Ikincisi, "kadin cinayetleri" denmesinin sebebi bu insanlarin cinsel kimlikleri nedeniyle oldurulmeleri.

2000 erkegin kac tanesi cinsiyeti sebebiyle hor gorulmus, mal gibi gorulmus, erkekligi uzerinden 2. sinif sayildigindan uzerinde siddet uygulanmis? LGBT-I cinayetleri de, o insanlarin cinsel kimligi nedeniyle islendigi icin oyle adlandirilir. Yoksa gay bir birey arabasiyla show yapan bir maganda tarafindan ezilse, bunun adi "LGBT-I cinayeti" olmaz.

Bir erkek fiziksel ve psikolojik siddete maruz kalabilir. Bu siddetin nedeni cok buyuk ihtimalle cinsiyeti degildir, degil mi? Oyle olsaydi erkek cinayetlerinden konusurdur.

Cinsiyet ve cinsel kimlik odakli siddeti gormezden gelmek tehlikelidir ve o siddeti tetikler. "Aile ici siddet" dediler, yok aile boyle degerlidir, soyle kutsaldir diye sacma sapan yeni yasalar cikardilar. Halbuki aile icinde siddeti goren cok buyuk oranda kadindi. Belli bir oranda da cocuga siddet soz konusuydu. Ne oldu? Cok mu huzur getirdi aile ici siddete karsi yasalar sayesinde? Aksine, bunun gormezden gelinmesi, inadina literature dahil etmemesi sebebiyle koruklendi siddet.

buf-e kür

“Kadin cinayetleri” dendiginde, ikili iliski (ask/sevgi iliskisi icinde) siddete ugrayan kadinlar vurgulaniyor. Bir de bu acidan irdele bu konuyu

love and trust

Erkek cinayetleri denmemesinin sebebi, erkeklerin herhangi bir olay yuzunden (mafya, alacak verecek isleri, uyusturucu, silah ticareti, zart mevzusu zurt mevzusu yuzunden) kurban gitmeleri. Kadinlarin ki daha baska.

love and trust
1

mobil görünümden çık