These city-dwellers generally have nearly as much sensitivity as the plastic flowers they leave behind - they are polluted with strange ideas about change and improvement which they force on to the unwilling original inhabitants of the villages.
hiçbir halt anlamadım. yani bu şehirliler, köylüler isteksiz olmalarına rağmen onlara ilerleme ve ıslah etme adı altında birtakım şeyler dayatma gibi tuhaf fikirlere mi sahipmişler? öyleyse bunun plastik çiçeklerle ne ilgisi var?
hiçbir halt anlamadım. yani bu şehirliler, köylüler isteksiz olmalarına rağmen onlara ilerleme ve ıslah etme adı altında birtakım şeyler dayatma gibi tuhaf fikirlere mi sahipmişler? öyleyse bunun plastik çiçeklerle ne ilgisi var?
kentteki plastik çiçekleri (yapay hayatı) terkedip köylerde aslını (doğal yaşamı) arıyorlar ancak kendileri aslında en fazla o yapay çiçekler kadar duyarlı/hassas kimselerdir. gibi bir anlam çıkıyor. ancak tabi paragrafın öncesine ne geçiyor da plastik çiçekler referans alınıyor bilemiyorum.
4grammaton
şöyle ki
diyor ki bu şehirlilerin arkalarında bıraktığı plastik çiçek kadar hassasiyeti var (sarkazm var-yani hiç hassasiyetleri yok). değişim ve gelişimle alakalı acaip fikirlerle kirlenmiş olan şehirliler bu fikirleri köylerde asıl yaşayan ve bu değişimlere gönülsüz olan insanlara empoze etmeye çalışıyorlar.
interview with the vampire
1