bir insanla beraberken sizinle olmaktan mutluluk duyuyorsa, sizinle konuşmaktan zevk alıyorsa bence mutlaka burada huzurda olur mutlulukta. bununda yolu karşı tarafla ortak şeylerin olması karşı tarafa katacak şeylerin olması hoşgörülü olmaktan geçiyor. bir yerde okumuştum ya da duymuştum sanırım, diyordu ki "eğer eve girdiğiniz zaman anneniz olsun babanız olsun eşiniz kardeşiniz olsun farketmez insanlar sevinmiyorsa siz hiç bir şeysiniz" diye.
twitter'da instagram'da herkesin en büyük derdi mutlu olmak, aşık olmak. herkes bundan bahsediyor ama hiç kimse de çıkıp ben başka insanları mutlu edebiliyor muyum, en son ne zaman birinin yüzünü güldürdüm diye sormuyor kendine. varlığım mesela kimlerin mutlu olmasını sağlıyor diye sorulması gerekmez mi sizce de?
cem seymen'in de dediği gibi;
"günümüz ilişkilerinde temel sorun şu, herkes herkesin okyanusu olmaktan bahsediyor, kimsenin kimseye bir damla su bahşettiği yok."
eyyorlamam bu kadar.
demem o ki bittiğin de "bir gece vakti ıssız bir ormandan geçip gittim gibi bir şeydi" diyeceğimiz şu kısacık hayat için, mutlu ettiğiniz birileri olsun.
anlayışlı olabilmek kesinlikle.
Birbirine sanki kabloyla bağlıymışcasına tutunabilmek. Mesela gözlerinin içine baktığında kendinden geçip fenalaşmaya ramak kalmışken onun o çizgi dudaklarından biranın tadını almak istemek. Çok güzel birlikte olmak. Özellikle bir taraf pasifse diğer tarafın aktif olduğu kablolarda.
Bi tarafin her boka evet demesi, alttan almasi.
Dinleme,saygı,seks
8 yil oluyoruz ocakta.
1. Aileleri araya sokmayiz asla ve asla. Annem ya da annesi ne derse desin, hayat bizim hayatimiz. Ikimizin de aileleri baska sehirlerde, biz baska sehirdeyiz.
2. Kendimizi de birbirimizi de taniyoruz. Ikimiz de 30 yasinda insanlariz. 25 yasinda cocukluk akliyla evlenmeye kalkismadik.
3. Birlikte yasadik ve iliskilerin birlikte yasamayla nasil degistigini gorduk.