Şimdi bakıyorum da öğrenci falan olamazlar çünkü çoğu benden büyük bence. Emekli hiç değiller çünkü gençler. Çok zenginler desek o da değil bence. Hepsi mi zengin yani?
Bir de bugünkü öylesine burda denk geldi ama ne zaman kırk yılda bir hafta içi dışarda olsam bütün mekanlar dolu nerdeyse İstanbul'da. Allah aşkına bu insanlar kim ya? Kimse mi çalışmıyor gerçekten çok merak ediyorum. Bir yolu, sırrı falan varsa bunun bilen söylesin. :(
"Ee sen de ordasın" diyecek olursanız ben pazar günü 24 saat nöbet tuttum da geldim. :(
bunu ben de düşünmüştüm bikaç ay önce gündüz dışarda olma şansını yakalayıp. konuyla alakalı başlık da var. kim olduklarını bilmiyorum.
(bkz: mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık)
"sanki herkes hobi olarak çalışıyor bir ben fakirim" bende de var bu
istanbul 20 milyonluk şehir. her türden insan var mekanları doldurmak için. insan var kaç yıl istanbul'da olduğu halde denizi görmemiş, insan var rahat para kazanan veya freelance çalışan, insan var gece gündüz çalışan. yani belli bir gruba bakarak genel profili tanımlamak istanbul'da mümkün değil.
Şehrin nüfusunu ve bulunduğun mekanın merkezi lokasyonunu, hizmetinin kalitesini vs. düşününce oldukça normal bence.
Kendi sorunu kendin cevaplamışsın aslında o yüzden. Evden çalışıyordur, yl/doktora öğrencisidir, anne/babadan zengindir (illa Ferrarisi olması gerekmiyor ayda birkaç bin tl ateşleseler yine orada boş boş oturabilir), izinli günündedir, şehre günübirlik vs. dışarıdan gelen kişilerdendir.
şehir dışından gelmiş olabilir işleri vardır
o gün izin günü olabilir
hakikaten çalışmıyor olabilir
15 milyonluk şehirde sokakta gördüğün birkaç bin kişiyle kimse çalışmıyor mu demek sağlıklı bir yaklaşım değil.
Şehir çok kalabalık.
Çok fazla işsiz var.
Yani çalışan olsa bile o güne izinli olabilecek insan sayısı bile çok fazla olabiliyor.
Ben bu durumu günün gayet normal bir saatinde (işe/okula gidiş/dönüş saati olmayan) toplu taşımaya bindiğimde kalabalığa denk gelince düşünüyorum.
Bu insanlar günün bu saatinde ne yapmaya gidiyorlar acaba diye :)
benim. çalışıyorum ulen.
Ben de bunu hep düşünüyorum. Alışveriş merkezleri de dolu. Kimse çalışmıyor, ekonomik kriz yaşıyoruz ama ayni zamanda da herkeste para var gibi garip bir görüntü
Son cümlende ozetlemissin aslında olayı. O vakit arasında müsait olabilir işsiz, izinli veya işe yeni başlayacak olabilir. Örnekler çoğaltılabilir.
Freelancerlar gittikçe artıyor, starbucks da onların mabedlerinden; çalışmak için ya da takılmak için. Ben de bir ara freelancer'dım, sırf evde tıkılı kalmayayım diye öylesine çıkıp bir-iki kahve içip dönerdim.
Ama hiçbir işi olmayıp bomboş takılan zengin insan sayısı da çok İstanbul'da, özellikle nezih semtlerde.
Ben yaklasik 1 sene issiz gezdim oralarda
Bazı işlerin ilginç takvimleri olabiliyor. Mesela ben önümüzdeki haftadan itibaren Christmas tatilinde olacağım bir süre, yani herkes mesai saatindeyken o kahveci senin, bu kahveci benim gezme, çalışma ihtimalim olacak.
Yıllık izin, sömestr tatili, dönemsel başka tatiller, günlük ve haftalık izinler, kafa izinleri, hastalık sonrası nekahat, işsizlik, iş arası geçişler, eşi/partneri çalıştığı için çalışma ihtiyacı duymayanlar, freelance çalışanlar, kendi işinin patronu olanlar, eğitime, toplantıya vs gittiğinden ofiste olması gerekmeyenler, yazarlar...
Ama evet, katılıyorum. Dün Ikea'ya gitmem gerekti ve dünyanın herhangi bir yerinde o saatler arasında gardrop alması gereken bu kadar çok insan olması beni de hayrete düşürdü mesela. Bir de aslında bir nevi fundamental attribution error bu sanki, bizim başımıza gelince mantıklı bir açıklaması olduğunu düşünüyoruz da başkasına gelince öyle değilmiş gibi... falan filan.
ben tez çalışmamı starbucksta yapıyorum mesela. Ortam güzel, bir içecek al kurul filan.
hafta içi izinli olduğumda ben de çok yaşıyorum bu hissi.
ihtimaller şöyle:
-lisans, yüksek lisans, master öğrencileri. part time işle, bursla, harçlıkla vs geçinenler
-proje bazlı çalışanlar, freelance çalışanlar
-full-time çalışan, senin benim gibi nadiren hafta içi boş kalanlar
-işsizler
-çalışıyor gibi görünen, yarı işsiz, baba parası yiyenler (en sevdiğim tayfa)
istanbul'un nüfusunu da hesaba katmak gerek. %1'lik azınlık bile 200.00 kişi yapıyor, öyle leş bir şehirdeyiz.
o kadar çok insan var ki
o kadar da çok ihtimal var
orada oturan insanlar, orada oturma potansiyeli olan ama imkan bulamayan insanların belki de %1'i. böyle düşünün.
Kira yardımıyla geçinen bir kitle varmış, ekşi sözlükte okumuştum.
işsizler.
Kadıköy ve Beşiktaş gibi km2'ye binlerce insanın düştüğü iki ilçede ortalama mekanların bile tenha kalabilmesi mümkün değil. Pek çok ülkeden bile fazla nüfusları.
+20 milyonluk şehir
+freelance çalışıp evde kombi yakmamak için gelen tipler.