Once şu videoyu izleyin: youtu.be
Bir kere video cok eglenceli. İzlemesi cok güzel. Buradaki domino etkisini evren kabul edelim. Sebep, sonuc, etki, tepki falan derken bir devinim var iste.
Videodaki tek bir limon hareketi yüzlerce harekete sebep oldu ve sonunda limonatayi doldurttu. Yani bir ilk hareket var. Kusursuz bir sisteminiz de olsa, ilk hareket sart. Ve bir de son hareket lazim. Musluğu kapatmak icin.
Simdiiiii,
Evren icin de bir ilk hareket gerekliydiyse eğer, bu ilk hareketi kim verdi? Bigbang ise, o patlama icin de gerekli bir sey bu. Tanri ise, tanrinin bile bir ilkligi olmak zorunda degil mi buna gore?
Ayrica birisi o musluğu kapatmazsa, tukenene kadar açık kalacak. Evrendeki kaynaklar da tukenirse hareketlilik durur mu?
Ozetle, ilk hareket varsa son hareket de olacak mi? Kim yapacak?

Videoyu izleyemedim. Fiziğin muhtemelen daha maddi cevapları vardır ve olacaktır. Ancak felsefe üstünden düşünürsek (ki bu şekilde fiziğin de belli başlı periyodlarda bazı ön kabulleri olduğu ve teorik fiziğin atılımları sayesinde bunların yıkıldığını da görebiliriz), bir hareket varsa bu hareketin bir faili olduğunu kabul etmemiz günlük hayatımızın her noktasında, farkında olmasak da, Varlık-merkezli bir kavramsal çerçeve içinden düşündüğümüzü gösterir. Çünkü bu kavramsal çerçeve, özne-yüklem birliği çerçevesinde kurulan bir dilsel arkaplan tarafından yaratılır. Bu şekilde yaratılmış bir dilin içinde yaşarken, eğer dilin, Varlığın ve failin kendisini sorgulamazsan; bütün düşünsel haznen bu minvalde kurulur.
Bu nedenle, bir şeyi sorgulayıp anlamaya çalışırken, kullanılan metodolojiyi ve bunun önkabullerini tartışmak yani tartışmada soyutlama seviyesini yukarıya çekmek çok daha değerli. Elbette bu tartışılan konu için çok büyük bir bilgi birikimini gerektiriyor ama eninde sonunda söylenmeye değer bir şey ancak bu şekilde ortaya çıkıyor. O halde sorduğun sorunun, fail dışında hareket eden saf akış (elbette fizikte hangi kavramları kullanıyorlar bilmiyorum. Ancak tanrısız evren tasavvurunun izinden gittiklerine göre, bu çerçevede bir kavramsal hazneleri kesin vardır) üstüne ontolojik ve epistemolojik bir anlamda kurulması ve cevaplanması gerek gibi geliyor.


İlk hareketin gerekliliği fikri, bizim zaman boyutundan bağımsız düşünemememizin bir sebebi. Uzay-zaman düzleminde yaşıyoruz ve bunun içine -düşünce olarak bile- sıkışmış durumdayız. Bu sebeple her şeyi sebep-sonuç ilişkisi ile açıklama eğilimindeyiz. Son domino taşı, bir önceki domino taşı sayesinde devrildi. Ondan önceki de aynı şekilde, ondan önceki de... Hayatımız boyunca hep bu zinciri tecrübe ediyoruz ve ilk domino taşına geldiğimizde de bunun öncesi olması gerek diye düşünüyoruz.
Ancak uzay - zaman düzleminin bigbang ile oluştuğunu göz önünde bulundurursak ki günümüz bilimi de bunu söylüyor, bu zinciri ancak bigbang sonrası için kurmanın mantıklı olduğu sonucuna varırız. Yani, bigbang öncesinde zaman diye bir boyut yoktu ki sebep-sonuç ilişkisi kuralım.
Tanrı kavramı da aynı şekilde açıklanabilir. Zamandan bağımsız bir varlığın ilki, öncesi neydi sorusu mantık açısından doğru bir soru değil. Çünkü öncesi ve sonrası diye bahsedilebilecek bir boyut yok ortada.
