Polisiye yazan herkesi sevdiğim gibi onu da seviyorum ama son dönem eserleri hep birbirinin tekrarı, o beni üzüyor. Yani bi Patasana'ya ne bileyim Kavim'e bakıyorum bir de Kırlangıç Çığlığı'na bakıyorum, muazzam farklılıklar var, kitabın 50. sayfasına gelmeden tüm kurguyu çözebiliyorsun, bir önceki kitabın kopyası neredeyse, biraz yazayım da para kazanayım kaygısıyla yapılmış gibi.
Kitapları birbirine benzemeye başladı. Ben de severek okurdum, patasana en efsane kitabıydı ama sonu mesela fiyasko. Bir de kitaplarına tarihten geçmişten bir şeyler katması güzel oluyor. Eskiye oranla beğenmesem de okumaya devam ediyorum.
kitaplarının tümünü okudum. kötü birine benzemiyor. kitapları da hoş. edebi yönü güzel(bence).
Hikayelerini okudum. Üç beş sayfada anlatılan polisiye hikayenin pek bir heyecanı olmuyor fakat güzel. Dili kullanımı kötü değil. Çeviri, ne idüğü belirsiz polisiye okuyacağıma kendisini tercih ederim.
Çok iyi başladığını, Ninatta'nın Bileziği'nden sonra ise bir düşüşe geçtiğini düşünüyorum.
Polisiye romanları sevdiğim için seviyorum. Ancak pek çok yabancı polisiye roman edebi olarak Ahmet Ümit romanlarından kurgusal açıdan daha güzel. Ben de işin içinde yerel motifleri kullanmasını, biraz tarih, biraz lokasyon bilgisi vermesini seviyorum. Pozitifim yani.
Son kitabı çok aceleye gelmiş belli.
Ayrıca birde "kadim" kelimesini çok fazla kullanıyor.
Birde kitapların kurguları birbirine benziyor.
Spoiler
vermek gibi olmasın ama mutlaka en yakınlardan çıkacak o katil. Kavimde de böyleydi, İstanbul hatırasında da, son kitabında da ..