Ben bunu atlatamıyorum ya. 2 gündür aklıma geldikçe ağlıyorum. O masum bakışları gözümün önünden gitmiyor hiç. Bu boktan ülkede hayvana şiddetin her türlüsünü gördük ama bu denli içim acımamıştı galiba daha önceki o iğrenç olaylarda bile. Dünyadan bihaber el kadar bir bebeğin 4 bacağının kesilmesi, yaşadığı o acı aklımdan çıkmıyor bir türlü. Gece rüyama da girdi, gerçekten delirecek gibi hissediyorum o bebeğin o anları gözümde canlandıkça.

Bir sorum da yok galiba aslında. Bu saatte nöbette tek başıma ağlarken buraya yazmak istedim. Hiç mi mutlu olmayacak bu hayvanlar bu ülkede? Ne yapıp ne etmemiz lazım bizim? Hiç mi yok çözüm önerisi Allah aşkına ya? Nereye kadar gidecek böyle?


 

Bir gün. Hayvanlara yapılanlar, hayvanların sevilmeden aç susuz yaşamaları yüzünden, bunlara karşı koyamadığımdan ötürü intihar edicem. Bunu çok ciddi söylüyorum. Dayanamıyorum. Kaldıramıyorum.

brad pitt

Aynı şekilde hissediyorum. Nasıl dayanıyorum bilmiyorum. Kalbim eziliyor. Çaresizim, gerçekten çok çaresizim. Tek umudum hayvan hakları yasasının çıkması, sapanla kuş vuran çocuklara kadar herkesin çok büyük cezalar alacağı bir yasa.

mutlusismankedi2015

Baska insanlarin hayvanlara kotuluklerini her zaman engeleyemeyiz ama biz kendimiz hayvanlara iskenceyi en aza indirebiliriz.

abolisyonistveganhareket.org

Traveller

İzlemedim. Bunu atlatabileceğimi sanmıyorum.

cevahir

Twitterda o masumdan dolayı #HayvanaSiddetSuctur hashtagı açıldı oraya da yazmak isteyeniniz olur
Bu zalimliği yapanı ihbar edene para ödülü verilecek bir de sanırım..
Yaşasın cehennem.

esmeralda

Benim de gördüğümden beri içime taş oturdu sahiden. Videoyu izlemedim, tek bir resmini gördüm sadece yavrunun. Aklımdan çıkmıyor diyebilirim. Doğada canlılara bu kadar zarar veren bizden başka tur yok maalesef.

Ülkemiz için de konuşursak bireysel örgütlenme bir yere kadar ise yarıyor; yasalarla hayvan hakları güvence altına alınmalı.

fraise

Canlı canlı bir insanın elleri de kesildi. Konuşan, karşı koyabilen bir varlığa böyle bir şey yapabilen insanlar hayvana da yapar. İnsanlar mutlu mu, bir değeri var mı ki hayvanların olsun? Ben bu tür insanların rehabilite edilemeyeceğini düşünüyorum. Keşke hayvanı keseceğine kendini kesseydi, en azından bir pislik azalırdı.

marla is in my head

sözlükte gördüm çok defa ama tıklamaya korktum.

sanırım iyi yapmışım.

Photographer

izlemedim, haberi de gördüm. ne olduğunu biliyorum ama okumadım. sözlükte ilgili başlıklara da bakmadım. ben doydum sanırım.

runagain

Homo sapiens bu dünyadan yok olunca değil, homo sapiens'ten daha üstün bir varlık yerini alınca aynı eziyetleri etmeye başladığı gün anlayacaklar.

perfectum

Dün haberim yoktu benim, bugün Facebook’ta resimlerini görünce dağıldım. Video varmış sanırım; kaldırabileceğimi sanmıyorum. Fotoğraf gözümün önüne gelince bile zor bakabiliyorum.

Birkaç sene önce evin civarlarında yürürken önümde liseli iki genç vardı. Muhabbet ede ede gidiyorlardı. Kaldırımla evlerin arasına da belediye ağaç dikmiş. Yeni yeni fidanlar filizleniyordu. Yürürken gencin biri eğildi, fidanlardan birini kırdı. İçimden “E niye böyle bir ihtiyaç hissetti ki” derken, orada bize doğru yürüyen yaşlıca bir kadın “Oğlum, niye kırdın şimdi, ne anladın” diye sordu. Kıran çocuk “Hiiiiç, öyle duruyordu, kırdım” dedi. Yanındaki teyzeye çıkıştı “Sana mı hesap verecek kırarken” diye. Sonra da iyice dayılaşmaya başladı ve “Kadın olmayacaktın ki sen”e kadar getirdi. Sonra aray biz ve çevredekiler girince çocuklar terslene terslene gittiler.

Tabii, fidanın canıyla köpeğin canı, acısı, ızdırabı arasında ne kadar fark var; hiç düşünmeden ve durduk yere bulduğuna zarar veren birileri var. Yani, yapan “Ehehe, ne biçim oldu” diye mi yapmıştır, hiç düşünmeden mi yapmıştır; hayal bile edemiyorum. Böyle bir insanın nasıl bir hayatı olduğunu, çevresince ya da ailesince nasıl bilindiğini merak ediyorum. Bir insan bu noktaya nasıl gelebilir, merak ediyorum. Çocukken mahallede bazı çocuklar kedilerin kuyruklarını birbirine bağlarlardı, onlar mı büyüyünce böyle oluyor?

İnsanlar kan davası için, siyasi ve dini görüşleri için birbirlerini öldürüyor ve bu nefrreti onaylamasam da anlayabiliyorum. Kurban kesimi yine zor, belli bir amacı var ama bebecik bir köpeği insan niye kesmek ister, neden buna ihtiyaç duyar, nesinden zevk alır ya da hangi duyguyu tatmin eder, neden böyle bir dürtü hisseder insan.

Freakonomics diye bir kitap vardı. Orada silahlanmadan ve Amerika’daki yaklaşık 50 küsur yıl önceki saldırılardan bahsedyordu. Silah yasalarıyla ilgili geçmiş gelişmeler pek etkili olmamış ama uzun dönemde etkisi olan en önemli iyileştiricinin kürtaj olduğu ortaya çıkmıştı. Makalenin de kaynağını vermişlerdi. Bakıldığında bu vahşileşmenin istenmeyen, annenin başına kalan ya da mutsuz ailelerde yetişen; bu yüzden de çocukluk ve gelişme dönemi çok sorunlu geçmiş kişilerde veya onların ana-babalarında çok daha fazla görüldüğü gözlemlenmiş. Kürtaj yasasının çıkmasıyla uzun vadede büyük yol kat edilmesini sağlamış. Amacım kürtaj tartışması çıkarmak değil de, baktığın zaman derdim, kürtaj yasası zaten var da, doğum kontrolünün nasıl olacağını bilmeyen milyon insan var. Ötesinde, sıkıntının, kutuplaşmanın, düşmanlığın yoğun olduğu bir ülkedeyiz ve çocukların cici cici yetişmesi çok zor. Herkes manyaklaşmıyor ama ruh halini yanda akıl sağlığını düzgün tutmak zor. Eğitim sistemi benim çocukluğumdan beri düşmanlık üzerine yapılandırılmış, öncesini bilemem. Psikologların bir oda sahibi olması bu açıdan önemli. 80-90’larda TRT vergi kaçırmayı önlemek için fiş/fatura alımını “Bir alışveriş, bir fiş” reklamları yapmıştı ve fiş alımı o dönem bir miktar patlamıştı. Şu anda psikoloğa deli doktoru olarak bakan çok insan var; “Bir alışveriş, bir fiş” gibi kamu spotlarıyla önyargılar silinmeye çalışılsa ve aslolarak da eğitimle de üzerine düşülse uzun vadede böyle şeyler işemyarar gibi geliyor.

aychovsky
1

mobil görünümden çık