Bilal'e anlatacak gibi anlatırsanız, büyüme verileri nasıl hesaplanıyor? Hani Türkiye'nin baya yüksek çıkmasının sebebinin gerçekten büyüme değil de fiyat artışı, inşaat ve nüfus artışından kaynaklandığını biliyorum, ya da öyle sanıyorum. Acaba işin içeriği nedir?




 

Bir ülkenin büyümesi genel olarak GDP(Gross Domestic Product), Türkçesi GSYİH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) deki değişim ile ölçülür.

GDP ise basit bağlamda bir ekonomide belli bir dönemde (örneğin 1 yıl) üretilen nihai mal ve hizmetlerin parasal değeridir.

Örn:

GDP = Kalem fiyatı x üretilen kalem + Silgi fiyatı x Üretilen Silgi +...(A fiyat)...x..(A miktar).... +....( B fiyat)...x ....( B miktar).....

Eğer bugünkü fiyatlarla ölçülüyorsa Nominal GDP yoksa temel başka bir yıl ile ölçüyorsa buna da Reel GDP denir.

O senin dediğin enflasyon içeren büyüme gözükmesi üretilen nihai malların bugünkü fiyatlarını kullanarak hesaplanan Nominal GDPden dolayı oluyor. Enflasyon içerdiğinden rakam şişerek gözüküyor.

Daha temiz olan belli bir baz yılına endeksleyerek hesaplamak. Yani ; Örneğin o baz yıl 1992 olsun;

Reel GDP = 1992 Yılı Kalem fiyatı x 2017de üretilen Kalem Miktarı + 1992 yılı silgi fiyatı x 2017 silgi üretim miktarı +.....x...+......x ...


Reel büyüme ise GDPdeki artıştır. yani

g(büyüme)= ((Bugünkü Reel GDP - Geçmiş Yılın ReelGDPSİ) / Geçmiş Yılın Reel GDPsi)) x 100


Nüfus artışı olayı ise Net Büyüme hesaplanırken işin içine dahil edilir. Hali hazırdaki büyüme oranının nüfus artış oranından çıkarılmasıdır. Buna da Net Bütüme Oranı denir.

Örneğin %8 büyüdüğümüzde o yıl nüfus % 3 artmış ise Net büyüme oranı %5tir.

AlsterWasser

Alsterwasser, çok teşekkür ederim. Bi sorum olacak:

Kamuoyuna ilan edilen büyüme oranları nominal mi oluyor o halde? Reel büyüme oranı değil yani?

oekuklu

@oekuklu

Aslında bu istatistiği tutan ve yayınlayan kurumlarda TUİK olsun ya da TCMB olsun ikisi de yayınlanıyor. Ayrıca TÜİK bildiğim kadarı ile AB ile aynı yöntemleri uyguluyor. Ayrıntılı dataya da ulaşılabiliyor.

Lakin, medya yakın bulduğu siyasi görüşe göre (artık muhalefet olur hükümet yanlısı olur vs.) ekonomi bilenler ile ekonomi terminolojisine hakim olmayan halk arasında oluşan bilgi asimetrisinden yaralanarak algı manipülasyonu yapmaya müsait oluyor. Türkiyede görülen şeyler bunlar. Örneğin evet daha büyük göstermek için haberine Nominal GDPyi almış bir haber varken başkası onu da verip aslında reel büyümeyi de haberinde göstermiş olabiliyor.

Yahut, genelde Türkiye gibi nüfus artış hızı yüksek olan bir ülkede asıl bakılması gereken Net Büyüme Oranı genelde ihmal edilebiliyor ki büyüme daha büyük gözüksün.

Büyüme aynı zamanda bir zaman serisi olarak değerlendirilmesi gereken bir data. Bazen meydanlarda propaganda yapan siyasiler yine algı operasyonu yapabilmek adına bazen tek veri paylaşıp fazla büyüme performansı sağlamış bir ülkeymiş gibi lanse ettiği zamanlar oldu Türkiyeyi. Anormal büyüme sergilediğimiz bir yıl muhtemelen ondan önceki yıl girdiğimiz çukurdan (grafik anlamında) çıktığımız içindir. Tek data değil de zaman serisi olarak değerlendirildiğinde daha objektif bir performans değerlendirilmesi yapılabilir trend bağlamında.

Ayrıca burda ne kadar önemli olsalar da gelişmişlik bağlamında uzun vadede büyümeden ziyade ülkenin kalkınmışlık endeksi, kişi başına düşen milli gelirden ziyade gelir dağılımına bakarak değerlendirilme yapılması daha sağlıklı olur. Tabi bunlar tamamlayıcı datalar biri geliştikçe diğeri gelişiyor ama ülkenin ne kadar gelişmiş olduğunun fotoğrafını çekmek için bunlara bakmak da faydalı.

Yahut, eskiden teknik olarak da objektifliği sorgulanacak şeyler olabiliyordu hala var mı takip etmedim. Örneğin, enflasyon oranını manipüle etmek için TÜFE kapmasına giren mal ve hizmetler değiştirilebilir. Çok saçma sapan malların TÜFEye girdiği oldu Türkiyede.

Başka bir örnek ise yayınlanan işsizlik sayısında oluyor. Normalde işsiz sayımız yayınlandığından daha fazla olduğu görüşü var. X milyon işsiz sayımız varken Y milyon da "çalışabilir ama iş aramıyor" yani X milyon işsize Y milyon aramayan da eklenince normalde X+Y milyon işsiz oluyor. Bilmem kaç milyon ev kadını var iş gücüne dahil olmayan bunlar en son "ev işleri ile meşgul" olarak gözüküyordu değiştimi bilmiyorum.


Yani, bu durumda nasıl medya okur yazarlığı artık ders olarak verilmeye başlandı ve çağımızda önemli ise temel ekonomi eğitimi de şart ki insanlar ne olduğunu bilsin okusun anlasın.

AlsterWasser

@AlsterWasser,

Çok bilgilendirici bir yazı olmuş, ellerine sağlık. Teşekkür ederim

oekuklu
1

mobil görünümden çık