anneye anlatır gibi anlatacak olan var mı?
teşekkürler şimdiden. fav'lar gelecek.
ekonomiden çok anlayan biri olarak yazmıyorum. ekonomiyi seven biri olarak yazıyorum.
şu anki olay doların yükselmesi değil, tlnin çakılması. euro olmuş 4.27.
-bir kere ülkemiz üretmiyor. bu ilk ciddi olay. haliyle dolara karşı elimizde bir şey yok. önceden inşaat turizm vs derken bunlar da gitmeye başladı, e zaten özelleştirmediğimiz yer kalmadı.
-ikinci olarak merkez bankası üzerindeki siyasal baskı o kadar büyüdü ki artık ayyuka çıktı. özellikle rte'nin son konuşmaları üzerine "bu adamlar ekonomiye karışabilir" düşüncesi oluştu piyasada.
-hakan atilla davası ve çıkacak karar sonrasında türkiye'ye gelecek yaptırımlar beklentisi.
ülkenin 16 yıldır leş gibi yönetilmesini kenara atarsak şu an bunları diyebilirim.
yabancılar kendi paralarını getirip türklere borç verdiler.
türklerin devletinin başı faizi düşürecegim diye sabah akşam propaganda yapıyor.
bu, tl'yi değersizleştireceğim demek. çünkü enflasyonu çok yüksek ve tek indirme aracı olan faize "karşı".
değeri yiten bir şeyde durmak istemeyen yabancılar paralarını dolara çevirip çıkıyorlar. bu da kurları zıplatıyor.
bu sokak ağzıyla anlatımı. daha teknik istersen son dönem gelişmeler:
1. bono piyasası kurudu. alıcı yok. bonosunu satamayan yabancı fonlar panikle, hedge etmek için dolar longluyor.
2. tl short olayında stabil ve güzel bir dalga var. shortlayan aylardır kazanıyor. algo'lar da buna uyarak shorta devam ediyor. teknik olarak tl'nin değer kazanmaya başlayacağının hiçbir emaresi yok. türkiye sürekli döviz borçlanacağı için de bu short, short, short demek.
deep note: şu -ülkemiz üretmiyor ondan- geyiklerine hastayım. 2004'te inanılmaz mı üretiyordu da dolar çok düşmüştü? peki 2014'te? 2018'de mi birden üretim durdu? üretmiyorsa hep üretmiyordu. cari açık da 20 yıldır var. tl'nin aşırı değersizleşmesi sadece bunlardan olamaz. ana sebep değil bunlar. zaten satmaya hazır olanların içini rahatlatan ek sebepler sadece.
Bence bugün yaşanan hareketin temel nedeni bloomberg röportajı denebilir.
Sorulara verilen cevaplar sırasında
"Merkez bankası bağımsız ama yani biz de ülkeyi yönetiyoruz, bizim söylediklerimizi dinlemek zorunda" gibi bir şey diyerek aslında bağımsız olmadığını,
Seçimi kazandığı taktirde para politikalarına ve ekonomiye daha da müdahil olacağını,
Hakan Atillanın kesinlikle masum olduğunu ve onu suçlu bulmanın Türkiyeyi ve hükümetini suçlu bulmak demek olacağını,
Davadan Abd ile ilişkileri tamamen kopartacak bir karar çıkmamasını umduklarını
vs. söylendiği için bu gezinin tüm amacı olan yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmek yerine tam teksi etki oluştu.
Burada da basit bir mantık çalışıyor. Yabancı yatırımcı elindeki TL değerlerini satıp, dövizini alıp giderse piyasada TL değer kaybeder, döviz değer kazanır.
Bir de faiz meselesi var o işin ayrı bir kısmı. Yatırım piyasalarındaki yabancı oyuncuların en büyük motivasyonu ülkedeki faiz oranı. "Faiz tüm kötülüklerin anasıdır" gibi söylemler de bu durumu baltalıyor.
Bu röportaj meselesi bugünlük %2 artışın büyük oranda tetikleyicisi oldu. Son dönemdeki genel yükselişi de bu ve bunun gibi siyasetçi söylemleri, seçim belirsizliği, Halkbank konusundaki karar belirsizliği etkiledi gibi.
Halkbank konusu aslında çok kritik çünkü Merkez Bankasının şu ana kadar hala 300-400 puan gibi bir faiz arttırımı yapmamasının nedeni o gibi duruyor. Kuru kontrol altına almak için yapılması gereken hamlenin faiz arttırımı olduğu aşikar, ki zaten bir 75 puan da yapıldı ama 300 gibi bir artıştan sonra gelecek Halkbank kararı eğer piyasanın kazandıklarını geri vermesine sebep olursa ki çok zayıf bir ihtimal değil, bu defa benzer bir hareketi tekrar yapma ihtiyacı doğacak. Bu tarz birkaç konunun bir araya gelmesiyle oluşan olumsuz tablo TL için büyük değer kayıplarına neden oluyor gibi.
Ekonomi uzmanı falan değilim, piyasaları yakından takip etmeye gayret ediyorum. İddia etmiyorum hiçbir şeyi, tamamen kendi düşüncelerim.