Akşam işten/okuldan/dışarıdan eve gelince "zorunluluk duymadığınız" şeyleri yapma motivasyonu nasıl kazandınız? Altını çiziyorum "yapsanız iyi olacak" şeyler için. Misal sınavınız/ödeviniz/projeniz olunca el mahkum akşam eve gelince derhal çalışmaya başlıyorsunuz. Bu çok normal. Benim sorduğum ise tüm gün çalıştınız, eve gelip yemek yiyip dinlendikten sonra şu konuda biraz okuma yapsam, bunu araştırsam, şu belgeseli izlesem, ikinci üniversite için ders çalışsam, yabanci dil için çeviri YAPSAM İYİ OLUR dediğiniz şeyleri yapma gücünü isteğini nasıl canlı tutuyorsunuz. Katı bir program dalhilinde mi gidiyorsunuz? Akşamlarınızı programladınız mı?
Tüm gün çalışmaktan yoruluyorum yolda eve gidip biraz okuma yapsam ya da çeviri yapsam çok güzel olur, diye düşünüyorum ama yatağa uzanır uzanmaz kalkamıyorum.
Akşamları kendinize yatırım olarak gördüğünüz şeylere üşenmemeyi nasıl kazandınız? Bana biraz ilham verebilir misiniz?
Cevaplar için teşekkür ederim şimdiden.
Bu tip alışkanlıkların temelinde zevk yatar ama bir yandan da yapılan şeylerin faydalı olacağı düşüncesi isteği canlı tutar. Mühendislik öğrencisi olmama rağmen dil öğrenmeye çok hevesliyim ben. Hoca ders anlatırken bile yeni İngilizce kelimeler öğrenmeye çalışıyorum. Bundan zevk alıyorum. Başka bir dilde söylenilen bir cümleyi anlamak, benim başka bir dilde cümle kurabilmem, yazı yazabilmem, konuşabilmem beni daha özgür hale getiriyor. İnsanlar kelimelerle düşünüyorlar ve kelime bilgini artırdığında düşünme kapasiten artıyor. Bundan zevk aldığım için katı bir program izlemiyorum kesinlikle ama yaptığım şeylere de özen göstermeye çalışıyorum. Derste, ders arasında, durakta otobüs beklerken, sabah uyanıp yatakta boş boş beklerken telefon sayesinde birçok şeye ulaşabilirsin. Bu tip zamanları değerlendiğinde aslında çok fazla zamanın olduğunu fark ediyorsun. Bu aslında bir çeşit zaman yönetimi problemidir. Zaman yönetimini iyi yapabilirsen sınav haftasında film bile izleyebilirsin. Bunun için de saate bakma ve karar verme alışkanlığı kazanmak gerekiyor. İkinci konu fayda. Ben makine mühendisliği okuyorum. Genelde ihtiyaç duyulan bir meslek dalı olduğu için ben sadece Türkçe konuşarak bile bir işte çalışabilirim. O zaman 2-3 bin lira maaş ile yaşamaya başlarım. Ama gidip de iyi seviyede İngilizce, Almanca öğrendiğim zaman benim maaşım bir anda 5 katına çıkar. Bu da hayat standardımı yükseltir. Yani zaman harcadığım şeyin zaman harcanmaya değer bir şey olduğunun bilincindeyim. Bu bilinç sayesinde farkında olmadan böyle şeylere vakit ayırıyorum. Bu biraz da kültür işidir. Örneğin ben Harry Potter ile büyümüş bir insanım. Harry Potter demek İngiliz kültürü demek. Ta 9 yaşından beri o kültüre aşinayım. Diğer öğrenciler gibi 20 yaşında İngilizce ile tanışmış biri değilim. Bu aşinalık da bana zevk veriyor. Çünkü dinlediğin şarkının, izlediğin filmin güzelliği sayesinde o dile yakınlık hissediyorsun. Bu yüzden de yatırım dediğin şeylerin seni gerçekten etkileyen şeyler olması gerekiyor.