mesela ingilizce'de ingilizler "aa bizim dilimiz yazıldığı gibi okunmuyor tüh" falan mı diyor?
yazıldığı gibi okunmak ne demek bir kere? "a" harfini türkler a, atıyorum izlandalılar s diye okuyorsa bu yine yazıldığı gibi okunmak olmuyor mu?
kan renginin adı bizde kırmızı, izlandalıda maviyse bu kendi içinde doğru değil midir?
uluslararası bir standart mı var "a harfi aaa diye okunur." diye? kime göre neye göre yazıldığı gibi okunmak?
bunun sebebi ne hocam? mesela c bazen k, bazen s diye okunuyor. bu da mı onla ilgili?
bir de "c" sembolü "ce" diye okunur diye belli bir kural varsa nerde yazıyor?
bir kere türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil değil, bunu unutun.
tabii kime göre, hangi dile göre ne nasıl okunuyor konusunda haklısınız. herkesin ana dili kendisine kolay geliyordur. yıllar önce ingiliz bir hocam vardı, sınıfta bir deneme yapmıştık hatta, duyduklarını doğru yazabilecek mi diye, izmir’in izmer olarak yazılmamasına şaşırmıştı:)
diksiyon kursuna da gitmiştim mesela, oradaki hoca da -ki kendisi dt oyuncusu, hatta sanırım konservatuarda hocaydı- çocuğunun okula başladıktan sonra, okulda “türkçe yazıldığı gibi okunur” diye öğretildiği için konuşmasının bozulduğundan bahsetmişti.
bir kere şu yanlışı düzeltmek lazım.
Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil değildir. Türkçe derslerinde her ne kadar böyle öğretirlerse de bir tiyatro okuluna giderseniz böyle olmadığını öğretirler size.
Ayrıca yazıldığı gibi okunur diye açıklama yapmak yerine "fonetik bir dildir" diyebilirsiniz. Yani Türkçede her sesin bir harf karşılığı vardır ve konuşurken kullandığımız her ses bir harfle belirtilir. ingilizcede sesleri belirtmek için birden fazla kombinasyon kullanılabiliyor. Fark burada.
Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil değil. Burada spiker Gülgûn Feyman anlatıyor: m.uzmantv.com
Türkçe yazıldığı gibi okunmuyor diyip aykırılık peşinde koşan tipler var ya onlara kızılcık sopasıyla girişeceksin. Ulan adamların yazılışı aynı, fiil ya da isim olmasına göre farklı telaffuz edilen kelimeleri var, telaffuzunu daha önceden duymadıysan hayatta doğru telaffuzu tahmin edemezsin, entelimiz bir kaç istisna öğrenmiş, çıkıntılık yapacak diye yok türkçe yazıldığı gibi okunmuyor ya diyor
Yazıldığı gibi okumak diye bir şey yok ki. Her harf sembolü her dilde kendine özgü bir ses ile ifade edilir. Akademik olarak dil eğitimi alanlar bilir bunu. Veya doğru ses/iletişim eğitimi de aynı şekilde.
Örneğin a sembolü Türkçe'de ağ şeklinde ifade edilirken ingilizcede ey şeklinde. Ä derken duyduğumuz ses ey derken duyulan sesden farklı. Ama bize ağ doğru ey yanlış gibi geliyor.
emfuzi + 1
bir de şu var ki, kullandığımız her sesin alfabemizde karşılığı yok.
örneğin kapalı e ve nazal n sözlü dilimizde var ama yazı dilimize dahil edilmemiş.
Türkçe bilen biri ilk kez karşılaştığı bir kelimeyi telaffuz etmekte zorluk çekmiyor çünkü teleffuz kuralları oldukça tekdüze. İngilizcede ise farklı harf kombinasyonları çok farklı şekillerde telaffuz edilebiliyor. Mesela one ve van kelimelerinde hiç ortak harf olmamasına rağmen telaffuzları aynı. Mümkün değil ama anadili İngilizce olan birisi hayatında one kelimesiyle karşılaşmamışsa one'ı van şeklinde okuması imkansız. Türkçede ise ilk kez karşılaştığımız kelimeleri genellikle hatasız telaffuz edebiliyoruz.
Türkçe birkaç istisna dışında yazıldığı gibi okunur. O uzman tv videosunu yillar once izlemiştim aşırı saçma örnekler vardı günlük hayatta asla o şekilde okunmayan, hatta sonra trt spikerlerine özel olarak dikkat ettim hiçbiri ordaki gibi okumuyordu.
İngilizce'de alfabede a ey diye okunmasina rağmen sözcüklerde ey diye geçmiyor, duruma gore bizdeki a gibi duruma göre e gibi oluyor. C si diye okunuyor ama k de olabiliyor. Bunun gibi pek çok harf var. Ama Türkçede her harf her defasında aynı şekilde okunuyor.
Arkadasim Tukce yazildigi gibi okunan bir degilir bir sefer. Yazildigi gibi okundan dil yeryuzunde yoktur bu iki.
Yazildigi gibi okunan tek dil Latincedir o da olu bir dildir. Yani yazildigi gibi okunan/okunmayan tartismasi anlamsiz.
Uzman tv videosu nedir bilmiyorum da yazildigi gibi okunan dil degil Yazildigi gibi okunan dil olmaya epey yakin diyebiliriz en fazla.
Türkçe yazıldığı gibi okunmaz diyenler, abi-ağabey(ki böyle yazan kimse kalmadı), yapıcam-yapacağım dışında örnek verir misiniz? o videodaki değil-diil ya da sonra-soora gibi uydurma şeylerle gelmeyin ama, diil ne yahu, biri bana öyle diil dese ciddiye almam kendisini.
ki bunlar yazıldığı gibi okunmaz savına destek de değil çünkü sadece diksiyon kuralları. yoksa nice yazdığımız zaman sözcükteki harflerin alfabe seslerinin aynılarını çıkartıyoruz n i c e olarak. gidip nays diye okuyarak sözcüğü değiştirmiyoruz. yapacağım yazıp yapıcam dediğimizde de sadece okuduğumuz sözcük değişiyor sözcüğü nasıl okuduğumuz değil.
edit: eksisozluk.com mesela şuradaki açıklamalardan yazıldığı gibi okunur diyenlerin açıklamaları çok daha mantıklı. telaffuzu istediğiniz gibi yapabilirsiniz ama okunuşu fonetiktir türkçenin.
feyman'la dalga geçmeden evvel aldığı eğitimi falan gözetseydiniz iyi olurdu.
verdiği çoğu çekimli fiil örneğinde yaptığı telaffuza "daralma" deniyor. türkçe'de böyle bir şey var.
mesela n-b çatışması denen özellik yüzünden yazımı telaffuza uyacak şekilde değiştirip çarşanbayı çarşamba yapmışsak dilin değişme özelliğini hesaba katarak konuşmak gerektiğini, yazılı olmasa da bazı kuralları takip ettiğimizi veya kolaylığın bizi yeni kural yaratmaya ittiğini anlarız.
ben feyman'ın verdiği örneği hakikaten enerjime bağlı olarak iki türlü de kullanıyorum ve ünlü daralmasının telaffuzda bir zorunluluk olup olmadığından emin de değilim. yani gidicem yerine gideceğim dersem Türkçe'yi bozuyorsam bundan haberim yok. yani bu kural bir beklentiye dair bile olabilir, fikrim yok.
ama kurallar sürekli değişiyor. bakın mesela eski kurallara bakarsak Türkçe'de, İngiilizce'de gibi özel isimlerin yapım ve daha sonra çekim eki aldığı durumda kesme kullanılmalı. çünkü bir kategori olarak Türkçe de Türk gibi özel bir isim. Aldığı yapım eki dünyada var olan tek bir dili anlatıyor, isim hala özel. Ancak bugün bu kural değişmiş durumda.
yazıldığı gibi okuma dendiğinde, dilbilimciler falan bunun her ne kadar yanlış bir tabir olduğunu belirtseler de ben burada sıkça bahsedilen şeyi anlıyorum ve bunu şöyle özetleyebilirim:
dilin alfabesini bildikten sonra bir kelimeyi sıkıntısız okuyabilmeniz yani alfabenin sizde yarattığı telaffuz beklentisinde yanılmamanız.
belirtildiği gibi bir sesli harfin kapalı ve açık formu, kaldırdığımız şapkaların yarattığı nüansın yazımda da bir fark yaratmaması vs. dilimizi yazıldığı gibi okunan bir dil yapmaktan çıkarıyor olmakla birlikte özbeöz Türkçe kelime köklerinden bahsediyorsak bu durum aslında halen geçerli olmuş oluyor.
zaten çoğu dilin yazıldığı gibi okunur genellemesinden uzak olmasının nedeni de barındırdığı yabancı kökenli kelimeler.
car ve cat örneğindeki gibi farklı iki kelimede aynı harfle temsil edilen iki farklı sesi gittikçe daha iyi tahmin edebiliyor oluşunuz, ki ingilizce'de bu çoğu zaman mümkün, sizin heuristic olarak algıladığınız ama adını koyamadığınız bir kurala işaret ediyor. demek ki orada aslında bir kural var yani.
kelime kısa bir kelimeyse ve a'da vurgu varsa, a'dan sonra r geliyor ve kelime r veya r+ bir sessiz harf ile bitiyorsa a "al" derkenki gibi okunuyor. scar, star, smart, start, part, tart, barn, harm, arm, farm, charm, dark, stark, snark, startle, spark, chart, fart, barf, scarf, sharp vs
istisnalara örnek: a'dan önce w gelmesi warm, swarm, swart, warn, warp vs (ama mesela swat bir acronym olarak sıwat olarak okunuyor)
ama a'dan önce sesli harf gelirse okumanın değişmesi istisna değil kural gibi. genelde değişiyor zira. fear, liar vs
ancak kelime iki heceliyken vurgu ilk hecedeyse okuma değişiyor:
"rampart"--> rempırt (açık e)
"standart"--> stendırt (//)
custard, haggard vs...
6 harf ve daha uzun kelimelerde genelde birleşik kelime veya ön ek, son ek devreye girdiğinden bunlar kuraldan muaf oluyor.
ama mesela vurgu ilk hecedeyse, yine aynı şey:
carpet, garment, harbor, harvest, harness, market, sarcastic, sardonic, ardour, ardent,arson vs...
ne zaman nasıl okunacağının tanımı da sanırım kelime kökenlerinin ait olduğu kültürlerle gelmiş.
ancak car'ı neredeyse açık e ile "ker" olarak okuyan İrlandılar, sanıyorum İskoçlar ve belki de bu yerlerden gelip yerleşmiş ve artık İngiliz sayılan çeşitli yörelerden İngiltere insanı da var. Bunlara dialekt denebilir ama orijinini nereden aldığına bakarsak kim bilir belki aslında zamanında dilalekt olan "kar" telaffuzu bugün kural olmuştur.
toparlarsam bence bu işlevsel bir tabirdir. bir dil için bu söylendiği zaman biz, alfabesini öğrendiğimizde o dilin telaffuzunun bizi tahmin açısından çok zorlamayacağınız anlarız. demek ki böyle bir şey de aslında var çünkü bu bir realite. sadece kullandığımız tabir yanlış "neredeyse yazıldığı gibi okunan" diyelim o halde, bitsin gitsin.