yani bu, bir şeye üzülmek de olabilir. bir sebepten sizi tanıyanlarla paylaşmıyor ya da paylaşamıyor olduğunuz...
olduysa ne yapıyorsunuz? ya da ne yapmıştınız?
Böyle durumlarda kimseye etmem şikayet dinleyip sakinleşiyoruz. Cuk oturuyor da kendileri.
kağıda yazmak sonra da yırtıp atmak çok etkili oluyor. :) ayrıca yarın yeni bir gün olacak diye içinizden düşününce motivasyonu arttrıyor. her şey geçiyor çok da şaapmamak lazım.
Benim 3 tane derdim var o şekilde kimselere söyleyemediğim. Ne yapıyorum peki? Hiçbir şey.
Duyuruya yazarım. Kablelvukuya anlatmam ama o anlamaz ne anlatacam.
Çok var öyle düşüncelerim. Ama öyle ya da böyle bir yerde fazla vakit geçirince, örneğin burada, yine anlatamadığım dertlerim, düşüncelerim oluyor çünkü yine etiketlemelerden, yargılardan kaçamıyorsun. Anlatmaya karar versen bile kırpıp anlatıyorsun, bu sefer de tam anlamıyla içini açmamış oluyorsun. Mesele de kafanda hala tam açıklığa kavuşmamış ya da bir noktadan kafanda yer etmiş oluyor. Sadece dert konusunda değil, hayatta genel olarak hepimizi rahatlatacak bir alıntı vardı Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye romanında. Kaba taslak olarak da şöyleydi:
-Halbuki karşı tarafı tam anlamıyla dinlesek, ama kendi düşüncelerimizi, yargılarımızı ve eleştirilerimizi bir yana bırakarak dinlesek her şey ne güzel olacak.
Şu an var öyle bisıkıntım. Kimseye söyleyemiyorum. Hatunla ilgili.
öncelikle: Jay-z 99 problems : youtu.be
Sıkı bir yumruk gibi içimde tutuyorum.
Hatun problemleri? güldürmeyin.
Olay hatunla ilgili. Kendi de bilmiyor.
Var anlatmıyorum kimseye.
evet. söylemem. çekiyorum derdimi napayım...
valla anlattığın zaman genelde arkadaş kısmıysa yüzüne farklı konuşup arkandan dedikodu yapabiliyor. o yuzden çok yakının değilse güvenme. ailene anlatabilirsin kardeşine falan ona da anlatamıyorsan sürekli böyleyse ve kafana takıyorsan bence psikologa git büyümeden çöz derdini