Ailemden hiç birini kaynetmemiştim böyle, o kadar eksik hissediyorum ki. Üstelik onun böyle öldüğünü gördüğüm için kanser olmaktan çok korkuyorum artık. Eskiden her derdin bi dermanı vardr diyordum ama artık sadece genetiğimde kanser var, bir gün kanser olup ölücem diye düşünmeye başladım. Marketten abur cubur bi şey alıp yediğimde (ki genelde yerim) her lokmanın beni kansere yaklaştırdığına inanıyorum. Sonra da bakıyorum ki babaannem aslında çok sağlıklı beslenirdi ama yine de olanlar oldu, demek ki kaçamam bu sondan diyorum. Çok üzülüyorum duyuru. Bilemiyorum sanki şimdiden her şey için çok çaresizim gibi geliyor. Ölümü hiç bu kadar düşünmemiştim şimdiye kadar.
bence sizde kaygı bozukluğu başlangıcı olabilir. hayata olumlu bakın. yani bardağın dolu tarafını görmeye çalışın. bunların hiç birinin başınıza geleceğinin ya da gelmeyeceğinin garantisi yok. sağlığınıza dikkat edersiniz. check up yaptırırsınız kaygılarınızı azaltırsınız.
böyle yaparak elinize bir şey geçmez. hayat devam ediyor. kötü şeyler yaşasak dahi kendimizi hayata motive etmeliyiz.
başınız sağolsun.
kardesim babaannen oldu diye uzulmek nedir ? olumsuzluk diye bir sey yok bunun farkindasindir umarim..
hastaliklar ve olum kacabilecegimiz durumlar degil malesef, ne kadar kendimizi korusakta, genetik faktorler, cevresel faktorler bizi hasta yapiyor ve oluyoruz. heleki babaannenin olmesi kadar dogal bisi olamaz. genc yasta olmedigi icin sansli denilebilir, sende, bende, bizim cocuklarimizda hasta olup veya hastalik belirtisi gostermeden olecegiz, nasil olecegini, ne zaman olecegini veya kiminle olecegini dusunmektense su an yasadigin hayatin tadini cikartmaya bak, zamani geriye almamiz mumkun degil, her gecen saniye beklenen sona yaklastiriyor bizi bunu kabul edip, keyfine bakmayi dene.
Benim de en yakınlarımdan ilk kaybettiğim babaannemdi. Kronik hastalıkları vardı ama böyle bir hastane/hastalık süreci olmamıştı.
Babaanneyle ilişkisine de bağlı olarak insan üzülüyor tabii ki. Çocukluğunu da kaybetmiş gibi hissediyor bir yandan. Üzerinden biraz zaman geçince, artık eski hatıraları anlatmaya başladığını fark ediyorsun. Anılarınla yaşıyormuş gibi. Gülerek anlatıyorsun.
Ama senin durumunda farklı bir şeyler var. 2 ay, yokluğa alışmak, ölümü kabullenmek için makul bir süre. Seninki yakınını kaybetmekten farklı bir hal almış.
Bir gün öleceğinin idrakinde olduğundan emin misin? Ölüm deprem, sel, yangın gibi gelip dağıtıp giden, piyango kime çıktıysa onun canını yakan bir şey değil. Hepimiz için kaçınılmaz son.
Kanser veya bir başka hastalık ise çok farklı. Bak sen de diyorsun, babaannen sağlıklı beslendiği halde yakalanmış hastalığa. Günde iki paket sigara içip de hala hiçbir derdi olmayan ihtiyarlar da var. "Sal gitsin keyfine bak ya" demiyorum tabii de her gün her dakika, her lokmanda kanseri düşünmek sağlıklı bir durum değil. Yaşadığımız hayatlar zaten genel olarak sağlıklı hayatlar değil. Soluduğumuz havadan, yediğimiz yemeğe kadar zehir her yerde. Telefon ve bilgisayarlar için bile hiç iyi şeyler söylemiyorlar ama tuvalete telefonla birlikte giriyoruz. Yanisi tehlike de gerçek ama değiştiremeyeceğimiz şeyler için üzülmek, hayıflanmak anlamsız. Tamam sen yine de dikkat et, sağlıklı beslen, sigara içme, spor yap vb. Öte taraftan, sırf böyle düşüne düşüne bile kanser olabileceğini düşünüyorum. Kötüyü fazla düşünmemek, gönlünü ferah tutmak lazım.
Ölüm kesin. Hatta hayatta kesin olan tek şey. Ama kanser bir ihtimalden ibaret sadece.
Ölüm üzerine düşünmekte de yanlış bir şey yok ama nasıl düşündüğün çok önemli. "Kesin ölcem ben. Acılar içinde ölcem. Ağrılar sızılar içinde mi ölcem acaba?" falan diye karamsar şeyler düşünmekten uzak olmak lazım.
Biraz geri sarıyorum, sen ölüm acısının hafiflemesi için makul bir süre geçirmişsin zaten ama bu endişeler yakınını kaybetmekten farklı bir noktaya gelmiş. Aklından çıkarmaya çalış bunları. Çıkaramaz, düşünmeye devam edersen destek almanı tavsiye ederim. Öyle her dakika "kanser olcam, kanser olcam" diye diye korkuyla yaşamanın anlamı yok. Kendi ömrünü, hatta sağlıklı günlerini ziyan etmiş olursun sadece.
dedelerimin ikisi de küçükken öldüğü için bir şey hissetmemiştim pek. benim de babaannem yüksek tansiyondan felç oldu. 2 ay sonra kaybettik. kapı komşumuzdu. defnedilirken hüngür hüngür ağlamıştım. tabi 20 yaşındaydım o zaman. 4.5 yıl oldu öleli, arada aklıma gelir hüzünlenirim. hep maşallah derdik annemle, hiç ölmeyecek gibi gelirdi. şimdi sadece anneannem kaldı. alışıyorsun, hayatta olanların değerini bil.
@iddaacı aslında olumlu olmayı başaramam çoğu zaman. Kendimi en kötüsüne alıştırmaya kodlanmışım. Hayal kırıklıklarını kaldıramayacak kadar güçsüzüm çünkü:( o yüzden olumlu olmak çok zor.
@purple rain kardeşim napalım üzülüyoruz elde değil. Anı yaşamak daha öenmli ama çok haklısın.
@lazor “çocukluğunu da kaybetmiş gibi hissediyor insan” aynı cümleyi kurmuştum o ölmeden 1 gece önce. Çocukken annem çalıştığı için onun yanında büyüdüm, çocukluğumu hatırlayınca annemden çok babanemle olan anılarım geliyor gözümün önüne. Aslında kabullenebildim mi bilmiyorum, kabullendim gibi geliyor ama onun çaresizliğini o kadar yakından gördüm ki gerçekler yüzüme çarptı çok yakından. Eli kolu bağlanıyormuş insanın. Bunu aşamıyorum kafamda. Kafama takılan şey ölüm değil, elbette bir gün ölecekti, ama kanser olması ve doktorların bizi “yapacak bir şey kalmadı, eve götürün” diye eve yollamış olmalarını kabullenemiyorum. Çaresiz oluşumuzu kabullenemiyorum.
@nothing in my way hayatta olanların değerini bilmek gerek haklısın..
Cevaplarınız için teşekkürler.
Ölüm şüphesiz herkese uğrayacak bir olgu,ben de 10 yaşında bağırsak kanserinden babamı kaybettim ve en ufak mide şikayetimde sanki öyle oldum gibi hissetme durumlarım vardı(hatta bazen ara sıra yine vurmuyor değil) ama iki örnek vereyim madde madde
Babam
-Düzensiz yaşam tarzı
-6 yaşından beri sigara
-Çalıştığı işten ötürü maruz kaldığı kimyasal maddeler (Dericiydi)
-Hareketsizlik
-ve en önemlisi psikolojik olarak sıkıntılar vardı ki en büyük sebebinin bu olduğunu düşünüyorum SONUÇ:KANSER
Teyzem
-55 yaşlarında ve sigarayı ağzına dahi sürmemiş birisi
-Genelde maddi durumu kötü olmadığından dolayı bakımlı ve yediğini içtiğini bilen birisi
-Cilt bakımından sofradaki yumurtasına salatasına kadar bahçeden beslenen birisi kısacası aşırı şekilde doğal sağlıklı ve kaliteli besleniyor
-Psikolojik sıkıntıları yok yani en azından 2-3 kere evlenmesinden dolayı ben öyle düşünüyorum
fakat o da bağırsak kanseri oldu ve babamdan şanslı olarak kanseri atlattı.Bu hastalığın nasıl ne zaman ve hangi şartlarda çıkacağı belli olmuyor gerçekten biraz piyango yani,yaşadığım bölgede babamdan kat be kat kötü hayatı olan çok daha bakımsız adamlar turp gibi yaşıyorlar,sana burada düşen bundan sonraki hayatını dolu dolu akışına bırakarak geçirmen,yani babannen kanser oldu diye sen de olacaksın diye bir şart yok ölümün birçok şekli herkesi heryerde yakalayabilir,bunu takıntı haline getirerek yaşamak gerçekten senin için çekilmez olur,elinden geldiği kadar hayatın güzel yanlarını görmeye çalışmak ve yaşam yolculuğunu en güzel şekilde tamamlamak olsun amacın.Doktor doktor gezmeni de önermiyorum hastalık hastası olup işleri iyicene daha da boka sarabilirsin bu süreci çok kötü şekilde yaşadım çünkü,gerekmedikçe anormal bir durum olmadıkça ilaç kullanma,ama sana en büyük önerim varil varip içki de içsen paket paket sigara da içsen SPOR hayatının içinde biryerlerde olsun gerçekten spor herşeye iyi geliyor.Kendine iyi bak.