tutunamayanlar'ın bir adı da ''okunamayanlar''dır. övenler sadece ismini biliyor.
bunlar hep popi
Kitapta bir isyan bölümü var. O kısmı bayağı sevmiştim. Türkçede o kadar uzun ve anlamlı cümleler kurabilen bir insanın yaşadığını bilmek beni mutlu etmişti. İşte benim dilim bu demiştim. Bence oradan kurtarıyor en başında.
Okudum gayet güzeldi, bilinç akışı aqar. Ama kimse hiçbir kitabı beğenmek zorunda değil, bu ne dandik kitap lan demediğin sürece okumamanda ve beğenmemende bir sakınca yok.
Ben kitabi iki kere okudum. İlkinde 19 yaşındaydım, ikincisinde 27 falan. İlkinde hiç sevmemiştim, ikinci okuyuşumda hayran kaldım.
Kişisel zevkler bir yana sevmek ya da sevmemek kitabı tam anlamak ya da anlayamamakla alakalı sanırım. Bunun da yaş ve yaşanmışlıkla alakası olabilir benim durumumdaki gibi.
Siz erken bırakmış değil erken okumuş olabilirsiniz. Birkaç sene sonra tekrar deneyin.
İlk önce postmodernizmi özümseyin.
tutunamayanları anlamak için ciddi bir okuyucu olmak gerekiyor. kitabı sadece okumamak, etkilendiği yazın ve anlatım biçimlerini irdelemek falan gerekiyor.
tutunamayanları anlamak için tutunamayanları inceleyen makale ve kitapları okuyun. eski türk edebiyatının hicivlerinden, warren&wellek'in anlattığı anlatım biçimlerinden, oyun kavramından nasıl yararlandığını o zaman görebilirsiniz.
Hani son bir-iki yılda "Söyle ona Sebastian, ben vazgeçtim mi tam vazgeçerim, ekmekten sudan vazgeçer gibi!" kıroluklar türemişti ya sosyal medyada, işte Facebook'ta da
-Biz nerede hata yaptık Olric?
+Herkesi kendiniz gibi sandığınız için efendimiz.
-Apple mı, Samsung mu Olric?
+Apple daha stabil efendimiz.
gibi kitapta geçen ya da geçmeyen Turgut-Olric diyalog furyası almış başını gitmişti. Millet de ekmeğini yiyeceği bir şey olarak atlıyordu tabii. Yediden yetmişe herkesin "Başucu kitabım" demesine de inanmıyorum.
Bilmiyorum ki okumadim. Ama "bu ne dandik kitap lan" demekte de sakinca yok bence. Neden sakinca olsun ki?