Yasadigim ulkede hayvancilik cok gelismis, hem et fiyati ucuz hem de kaliteli. Hayvanlar ithal degil, dogma-buyume buralilar ve kesim de bu ulkede tabi. Sagdan soldan gelmiyor. Cogu icin boyle tabi. Almanyadan gelen etler filan oluyor, onlarin da ustunde/etiketinde mensei yaziyor. "Almanyada yetistirilmis ve kesilmistir" "x te yetismis ama y'de kesilmistir" seklinde.
Ben benim ulkede dogan-yetisen-kesilenleri tercih ediyorum.
Neyse. Soru1: turkiye'de boyle bir sey var mi? Biliyorsunuz surekli sagdan soldan abuk subuk yerlerden et ve canli hayvan geliyor. Ben istiyorum ki bileyim hangisi nereden geliyor. Pahali da olsa turk besisi almak istiyorum trdeyken.
Soru2: disarida yerken de etin nereden geldigini onemsemeye basladim. Sizce restoranlara sorduugumuzda ne kadari dogru bilgi verir bu konuda? Bunu takip edebilecegim bir mekanima var mi?
Ekleme: vegan ya da vejetaryen olmaya hazir degilim ama sanirim biraz o yone dogru ilerliyorum. Bu duyuru altinda vegan/vejetaryen guzellemesi yapmadan, sorulara cevap verirseniz sadece sevinirim.
Tesekkurler.
önemli değil. kesilen hayvanın sağlıklı olmuş olması ve mutfağa girene kadar hijyenik bir süreçten geçmiş olması önemli. gerisi hacı hocaya sermaye...
Hem veganım hem de geçmişte gıda kimyası üzerine çalışmışlığım var. Zaten biraz da bu yüzden veganım.
Et konusunda hile yapmak çok kolay. Sorarsın, söylerler ama inanmaktan başka çare yok söylenilene.
Iskarta et, köpek maması vs ile sucuk, salam, sosis yapanlar var sektörde, yakalamak mümkün değil. Çalışanların anlattıkları genellikle. Biraz kan unu dökersin protein miktarı tavan yapar, ruhun duymaz.
İsveç'te helal kesim yok mesela, yasak diye biliyorum hayvan hakları ihlali olduğu için. Türkiye'den, Lübnan'dan falan helal damgalı sosis falan bulursun ancak oriental store da.
Bir de Avrupa Birliği organik kriterleri var. Bunlarda da hile yapmak son derece kolay hayvancılık için. Mesela diyor ki yılın bilmem kaç gününde hayvan dışarıda otlatılmalı. Dışarıda ama nerde söylenmiyor. Ahırın kapısını açıyor adam beslemeye devam ediyor, sonra normalin %30-40 pahalısına organik et oluyor. Bu bir çok Ab ülkesinde böyle, mesela Polonya, Bulgaristan vs.
Bazı gelişmiş olan Ab ülkelerinde çiftlikler ziyarete açıktır. Gidip bakabilirsin, yine de kesimhaneyi göstermezler. Ama ineklerle, koyunlarla çayır çimende takılabilirsin. Genelde kesim işlemi de kafaya tek perçin ile yapılıyor veya elektroşok sonrası.
Balık endüstrisi benim asıl çalıştığım alandı bırakmadan önce. O tamamen ayrı bir konudur uzun uzun anlatılır. Velhasıl ne midem, ne vicdanım daha fazla kaldırmadı.
Etin nereden geldigi etin kalitesiyle direkt ilgiliymis. Cunku stres faktoru etin kalitesini dusuren bir etkenmis ve de uzun yolculuklar hayvanlara ekstradan fiziksel stres yarattigindan(susuzluk, daha da kuculen yasama alani vs. vs.) aslinda transfer edilen hayvan kaliteli et saglayabilse de, kesimin uzun yolculuk sonrasi yapilmasi olumsuz goruluyor.
Ikincisi, etin komik derece ucuz oldugu ulkeler, mesela ABD, Almanya´da, etin kaliteli oldugunu soylemek zor: Cunku sorun, ucuz etin neredeyse imkansiz olmasindan. Hem cok uretim(?) yapacaksin, hem bu cok ucuz olacak esittir, hayvanlar cok buyuk ve kosullari cok kotu alanlarda yasatilacak, bir kisminin bu sirada olmesi hic sorun olmayacak; cunku zaten ilaclarla ve degistirilmis genetik yapilari sebebiyle, cok cabuk ama hasta buyuyecekler. E hani nerede kaliteli et? O kadar cok etken var(-mis) ki. Hayvanlarin gercekten acik alana cikabilmeleri, surekli ilaclarla canli tutulmamaya calismalari, bakimlari ve hatta kesimleri, etin kalitesini etkiliyormus. Kisacasi kaliteli et dediginiz sey neredeyse mit.
Ulkede dogan-yetisen ve kesilen, ekolojiye daha az zararlidir, ürettigi karbon izi daha azdir. Ekolojik acidan en mantiklisi, kucuk capli ciftlikler ve bu ciftliklerin direkt kendi kesimhanelerinin kendi bunyelerinde olmasi imis. Ama bu sekilde asla "ucuz" et üretilemiyor.
Hayvan yemiyorum ama hayvanlarin transfer edilmemeleri benim icin de onemli. Kesimhaneye giden buyukbas kategorisindeki hayvanlarin onemli bir kismi, sanirim 30%u sakatlaniyormus. Yani, ekstradan bir iskence daha hayvanlar icin.
Oneri de bulunabilirim bu tur sorular icin: Johann Safran´in Eating Animals kitabinda ayrintili cevaplar bulabilirsiniz.