Sorum şu, bunların yanına telaffuzlarını da yazmalı mıyım? Yani Pharmacy (Färmisi) = Eczane şeklinde? Öğrenmede kafa karışıklığına vb sebep olur mu yoksa doğru yöntem mi?
bence yazmakla uğraşma. aklında tutmaya çalış. telaffuzu aklında tutmak kolay zaten. baktın emin olamadın döner bakarsın translate'ten falan.
telaffuz yazarak ogrenmeye calismak zaman kaybi. onun yerine dizi, film, youtube videosu falan izle. pharmacy'nin okunusu bir kagida Färmisi yazarak aklinda kalmaz. duyarak ve soyleyerek kulaginda kalmali.
oxford advanced learners diye bir sözlük var (google it). her bir kelimenin telaffuzu var, tıklıyorsun okuyor.
kelime ezberlemek içinse minik kağıtlara yazmanı öneririm (hani şu şirketlerin özellikle eczacıların bol keseden dağıttığı not tutulan kağıtlar). yanında da taşırsın hem.
ya da bazı yayınevleri zaten bu hizmeti sağlıyor, bkz: irem yayınları.
Telaffuz ve çeviri için Sesli sözlük'ü kullanıyorum, o da sağlam mıdır?
bence telaffuzlarını yazma. ayrıca 6 yaşından beri dil okuyan/öğrenen birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki kelimeleri yazarak çalışmak oldukça lüzumsuz ve faydasız bir yöntem. ha kimisi için iyidir, herkes adına ve kesin olarak konuşamam ama hem benim için hem de mantıksal olarak baktığında pek faydalı bir şey değil. kelimeler tek başına anlamsız. bir yerde kullandığında, aklına bir fotoğraf olarak yerleştirdiğinde orada kalıyorlar. "pharmacy = eczane" yazmak yerine, içinde hastalık, hastane, ilaç vb. anahtar kelimelerin yer aldığı (tabii pharmacy'nin de!) 8-10 tane cümle yaz bakalım... bunu yaptığında çok daha rahat öğrenirsin.
yazdığın zaman çok havada kalacak çünkü. pharmacy = eczane... ee? yani bunu akıl etmek o kadar zor bir şey değil ki. ama aklında yer etmesi zor. kafan bunu angarya olarak görecek. zihnine bunu kaydetmesi için hiçbir destek sağlamıyorsun, malzeme vermiyorsun çünkü. bir taraftan girip diğerinden çıkacak.
bir de şu var: kelimelerin kökenlerine dikkat ederek hem hiç yoktan kelime bilgini geliştirebilir hem de kelimeleri akılda tutabilirsin. rusça bu açıdan muazzam bir dil. ondan birkaç örnek vereyim anlattığım şeye ilişkin,
znat = bilmek (fiil)
znanie = bilgi, biliş (isim)
nazvanie = isim (bi' yerin ismi için mesela)
zvat = isimlendirmek, ismi x olmak (fiil - canlılar için)
znakomıy = tanıdık, bilindik
***
benzer şekilde...
yazık = dil
ved = bilmek
yazıkoved = dilbilimci
sam = kendi, kendi kendine
varit = kaynatmak
letit = uçmak
samovar = semaver (kendi kendine kaynayan, kaynatan)
samolet = uçak (kendi kendine uçan gibi)
***
uçastvovat = katılmak
prinimat uçastie = katılım göstermek (ingilizcedeki "to take part/attend" gibi)
uçastie = katılım
uçastnik = katılımcı
***
pod = altında, altından
derjivat = tutmak
podderjka = destek (isim)
podderjivat = desteklemek (fiil)
***
şutit = şaka yapmak
şutka = şaka
şutnik = şaka yapan kişi
gibi... uzar gider böyle. dikkat ettiysen fiiller hep it, at, et gibi eklerle biterken isimler -ie ile bitti. kişiler ise -ik eki aldı. ingilizcede de benzer yollar vardır. bunları ve en önemlisi kelimelerin kendisini cümle içinde kullanarak, bir şeyle özdeşleştirerek öğrenmek lazım. ingilizceye dönecek olursam, "revenue" kelimesini çocukken televizyonda gördüğüm bir programda öğrenmiştim ben ve aklıma kazanmıştı. adam, sokakta arabasıyla revani satan bir amcadan bahsediyordu. bu amca, revani satarak para kazanıyordu. yani "revenue"sunu revani sayesinde sağlıyordu. kulağa çok saçma gelebilir ama çocuk yaşta duyduğum bu örneği asla unutmadım ve hiç karıştırmam mesela.
BENCE çok kelime bilmenin üç yolu var,
1) müthiş bir hafıza ki bu çoğu insanda yok. olsa bile yetişkiniz artık, 13 yaşındaki çocuğun zihni bizde yok.
2) dille çok fazla içli dışlı olmak. sürekli konuşmak, yazmak, okumak. böylelikle "bu kelime neydi?" diye düşünmeyecek kadar çok kelimeyi zaman içerisinde öğrenmek, özümsemek.
3) bu tarz sapık bağlantılar oluşturarak (kah kişisel örneklerle, kah dilin yapısından hareketle) akla kazımak.
***
yine rusça bir örnek vererek bitiriyorum, kurstaki hocam söylemişti bunu. başta çok gülmüştüm ama sonra zekasına hayran kaldım diyebilirim. abi şimdi rusçada bitmiş ve bitmemiş olmak üzere iki fiil türü var. karar vermek/çözmek anlamına gelen fiil de reşat ve reşit. yani "şu an soruyu çözmekle uğraşıyorum" ya da "her gün soru çözerim" diyorsan, süregelen veya devamlılığı olan bir eylem olduğu için "reşat" fiilini kullanman gerek. yok eğer "soruyu çözdüm" diyorsan, yani bitirdiğini vurguluyorsan, "reşi" kullanacaksın.
biz sürekli karıştırıyoruz bunu, la hangisi bitmişti diye... hoca dedi ki... "reşit ne demek? erişkinliğe ulaşmış, 18 yaşını doldurmuş. artık olmuş yani, bitmiş"
aha da o günden beri en iyi bildiğim fiil çiftidir bu, aşırı dozda öroyin yükleseler bile unutmam. sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışlar çözülmüyor reşit.
böyle yani. kusura bakma fazla daldan dala zıpladım ama rusçadaki örnekler daha çok hoşuma gittiği için oradan yürümek istedim. uzun lafın kısası, bağlantı abi. kafanda yer etmesi lazım kelimenin. başka bi' şey olsa yazarak çalış diyeceğim de "pharmacy = eczane" yazarak 10 kelime koysan 3'ünü aklında tutarsın.
Duolingo çok iyidir kelime öğrenmede. Başka bir olayı yok zaten. Tavsiye ederim, ben İsveççe kelime çalışmasını duolingo ile yapıyorum. İngilizce'yi diziler filmlerle geliştirdim.
hayir. sesli sozluk telaffuzuyla olmaz, kelimeleri cumle icinde, bir kontekst dahilinde isitmen lazim. tek tek kelime ezberlemek daha once de yazildigi gibi sana dil ogretmez.