hangi kursa gidilir bilmiyorum ama kursa git. hatta özel ders al. rusça cins bir dil. horoşo yazıp haraşo okunan, sonra "ama biz de yazdığımız gibi okuyoruz canım" denilen garip ve cins bir dil bu. kurala uyan 1 kelimeye karşı kurala uymayan 10 kelime var. ondan git, kursa git.
şu kesinlikle olmaz, bu kesinlikle olmaz diye ahkam kesmek istemiyorum ama lisede yabancı dil okumuş; üniversitede ispanyol ve italyan edebiyatı bölümlerinde ders almış, rusça kursuna gitmiş, şimdi de rus dili ve edebiyatı bölümü öğrencisi olarak benim şahsi fikrim: rusça çelik gibi sinirler, inanılmaz bir disiplin ve üstün zeka yoksa kurssuz, hocasız öğrenilemez. ben bu aq diliyle 1 yılı aşkın süredir uğraşıyorum ve daha temelimin bile oturmadığını hissediyorum. bunu 5-6 sene kendi kendine rusça çalışmış, rusçaya çok büyük ilgi duyan, çocukluğundan beri rus hastası olan birisi olarak söylüyorum.
hepsinden önce rusçada ÇOK fazla istisna var. bir kelime 50 farklı şekilde çoğul olabiliyor. diyelim ki sen ağaç görüyorsun ve bunu söylemek istedin. "ağaç" kelimesini 1 ağaç görüyorsan farklı, 3 ağaç görüyorsan farklı, 9 ağaç görüyorsan farklı çekmek durumundasın. türkçede "ismin halleri" olarak bildiğimiz padejlerden rusçada 6 tane var. dolayısıyla genç adam, genç adamı, genç adamdan, genç adamla vs. gibi ifadeler hep farklı eklerle yapılıyor. bu konuda da istisnalar var: örneğin "amca/dayı" anlamına gelen dyadya kelimesi ve dede anlamına gelen "deduşka" kelimesi dişilmiş gibi çekilmesine rağmen önüne gelen ekler erilmiş gibi çekilir. "eril-dişil ne la" dersen rusçada cins ayrımı var: her kelime ya eril, ya dişil ya da nötrdür; çekimleri de buna göre değişir.
bu sadece temel düzeyde bilmen gerekenler. padejleri öğrendin diyelim. "size başarılar diliyorum" diyeceksin. türkçede "başarılar" kısmı -i halinde bulunur di mi? size ne(yi) diliyorum? başarıyı. rusçada, ingilizcede "genitive" olarak bilinen, türkçeye genelde "-in hali" olarak çevrilen formda kullanılır dilemek fiili: yani "size başarının diliyorum" demen gerekir. benzer şekilde, sormak fiili de -e haliyle (kime sormak?) değil -i haliyle (kimi sormak) kullanılır. "anton'a soru sordum" demek için "ya sprosil antona" dersin ama -a eki -i halinindir eril için, yani türkçe düşünecek olursan "anton'u sordum" gibi olur, halbuki bu cümleden çıkan anlam soruyu anton'a yönelttiğindir. "türkçe düşünmeyeceksiniz" diyorlar da o kolay değil işte, böyle yüzlerce-binlerce fiil var. paylaşmak fiili de "ile" haliyle kullanılır örneğin. facebook'ta bir şarkı paylaştıysan bunu gramer olarak "şarkıyı paylaştım" değil de "şarkıyla paylaştım" şeklinde kurman gerekir. vesaire.
böyle yazdım diye gözün korkmasın. iyi bir hoca bunların mantığını açıklar, kafana girmesine yardımcı olur. çok fazla istisnası olmasına karşın rusça aynı zamanda kurallı ve tahmin edilebilir bir dildir. sadece iki harfinden bir kelimenin anlamını çıkarman, çekimini hiç bilmediğin bir fiili önceki tecrübelerinden hareketle doğru çekebilmen mümkündür. basit bir örnek,
znat = bilmek (fiil)
znanie = bilgi-biliş (isim)
znakomıy = tanıdık (erkek) (duruma göre isim de olabilir sıfat da ama çekimi sıfatmış gibi yapılır hep)
znakomaya = tanıdık (kadın)
derjat = tutmak
pod = altında/alt/altı
podderjat = desteklemek (fiil)
podderjka = destek (isim)
vs.
türkiye'de rus dili ve edebiyatı bölümü mezunlarının dahi büyük bölümü rusçaya hakim değildir. olanları bir yere gelir, %70-80'i alâkasız işlere girer, kullanmadıkları için rusçaları da körelir. rusça bu konuda da çok nankör: devamlı ama devamlı pratik ister, çünkü çok fazla detay var ve bunları içselleştirmek yeterli değil, sürekli beslemek lazım.
yine basit bir örnek olsun, "andrey'i garda karşıladım" demek için bilmen gerekenler,
* eril ismin -i hali çekimi (andrey'i)
* gar kelimesiyle hangi edatın kullanıldığı (garDA demek için... V mi gelecek NA mı? ingilizcede at/in benzeri)
* gar kelimesinin -de hali eki. burada ayrı bir parantez açayım,
gar = vokzal
garda = na vokzale
AMA
meydan = ploşad
meydanda = na ploşadi
şehir = gorod
şehirde = v gorode
köprü = most
köprüde = na mostu
* karşılamak fiilinin birinci tekil şahıs geçmiş çekimi.
fiil demişken, rusçada fiiller çift olarak bulunur %90 oranda. türkçede genelde tamamlanmış/tamamlanmamış olarak geçer. sözgelimi birisi "ya çital gazetu" demişse, geçmişte herhangi bir zaman diliminde bir süre gazete okumuş olduğunu anlarsın. "ya proçital gazetu" dediğinde ise gazeteyi sonuna kadar okuyup bitirdiğini. bu çok temel ve basit bir örnek. ilerleyen zamanlarda ağlatıyor bu ayrım. her fiilden iki tane var, kullanılacakları yerler farklı ve çekimleri de farklı.
örneğin satın almak fiilini ele alalım. tamamlanmamış hali pokupat, tamamlanmış hali kupit.
"ben bu mağazadan sık sık alışveriş yaparım" diyeceksen, eylem süreklilik arz ettiği için pokupat fiilini kullanıp "ya çasto pokupayu v etom magazine" demen gerekir. (v etom magazine tam olarak "bu mağazada" demek; bizim -den/-dan kullandığımız yerde ruslar -de/-da kullanır)
pokupat fiilinin çekimi şöyledir,
ya pokupayu (ben alırım)
tı pokupaeş (sen alırsın)
on(a) pokupaet (o alır [on erkek, ona kadın için; ingilizcedeki he/she]
mı pokupaem (biz alırız)
vı pokupaete (siz alırsınız)
oni pokupayut (onlar alır)
bu "birinci çekim" olarak bilinen standart çekimdir. gelelim tamamlanmış hali olan "kupit" fiiline... tamamlanmış fiiller eylemin sonuna işaret ettiği için yalnızca geçmiş ve gelecek zamanda kullanılır, şimdiki zaman formu olmaz. "dün ekmek aldım" derken pokupat değil kupit kullanırsın; çünkü kısa süreli ve sonuçlanmış bir eylem. benzer şekilde, "dışarı çıkıp sigara alacağım" derken de "kupit" dersin. şimdiki zaman versiyonu olmadığı için kupit'i gelecek zamanda çekelim,
ya kuplyu (ben alacağım - aradan fırlayan l'ye dikkat)
tı kupiş (sen alacaksın - l kayboldu)
on/ona kupit (fiilin mastar halinde sonunda "yumuşatma işareti" olarak bilinen, tek başıana ses vermeyen bir zımbırtı olur. çekimli halinde o düşer. yani kupit-kupit olarak yazdığım iki şey aslında farklı)
mı kupim (biz alacağız)
vı kupite (siz alacaksınız)
oni kupyat (onlar alacaklar)
(ders) çalışmak, ezberlemek gibi anlamları olan "uçit" fiiline bakalım. kupit, uçit. benziyorlar di mi? nah. kupit'in "onlar" çekimi "kupyat" iken uçit'in "onlar" çekimi "uçyat" değil "uçat" oluyor.
"rusça öğrenebilir miyim?" soruna saçma bir rusça dersiyle cevap vermiş oldum ama ne kadar arıza bir dil olduğunu anlaman açısından fikir vermiştir diye umuyorum.
bunlar bir çırpıda aklıma gelen, hızlıca yazdığım şeyler. daha neler var. dom ev demek mesela. pered "ön/önü/önünde" demek. "evin önünde" demek istersen "pered domom" demen lazım; çünkü pered'den sonra gelen isim -ile halinde çekilir. benzer şekilde, yanında/yakınlarında anlamına gelen "okolo" kelimesini de -in hali takip etmelidir; bu yüzden "evin yakınında" diyeceksen, ev "dom" demek olduğu halde "okolo doma" demen gerekir. şeker sahar demek, -siz (ingilizcedeki without) ise bez demek. bez'i -in hali takip eder. bu yüzden "şekersiz" demek istiyorsan hop, bez sahara demen gerekir, bez sahar olmaz. "tı" sen demektir ama "sensiz" diyeceksen "bez tebya" olması gerekir.
şimdi işin komik tarafı geliyor... bunları ve daha fazlasını evde internetten çalışarak öğrenebileceğini düşünüyorsan; şu saydıklarım seni en fazla A1 seviyesinin sonuna getirecek.
uzun lafın kısası rusça sıkı bir disiplin, ciddi bir öğrenme isteği olmadan "iyi derecede" öğrenilmez bence. ben kursa tek kuruş para vermedim, rusça konuşulan ülkede bulunmadım, tamamen kitaplardan ve internetteki kaynaklardan faydalanarak B2-C1 seviyesine geldim, akıcı olmasa bile rahat iletişim kurabiliyor ve okuduğumun/duyduğumun %80-90'ını anlıyorum diyen varsa gelsin anlatsın sırrını, biz de nasiplenelim. ben öyle birini ne gördüm, ne de duydum.
***
son olarak şunu da eklemek isterim ki bu yazdıklarım moralini bozmasın. rusça öğrenilmeyecek bir dil değil. öyle olsa bizim hocalarımız konuşamazdı, bilmezdi. sadece şu var: gerçekten zor bir dil ve öyle heves olsun, hobi olsun diye yapılacak bir iş değil. ben cidden öğrenmek istiyorum, bu dile de kültüre de hastayım, kolumu kesseler kanım kırmızı-mavi-beyaz akar, sovyet marşı dinlemeden güne başlayamam diyorsan git bir kursa ve yardır. ama karı kıza şekil olsun diye yapıyorsan hiç mi hiç bulaşma; italyanca ve ispanyolca gramer olarak çok daha kolay, hızlı aşama kaydedebileceğin diller. bu konuda mütevazı olmayacağım açıkçası, bana hep söylenir dil öğrenme konusunda çok yetenekli olduğum. 1 sene geçti ve iki kelimeyi bir araya getirirken hala elim ayağıma dolaşıyor. rusça böyle bir dil. bunu bilerek başlarsan motivasyonun da kırılmaz, devam edersin. 6 ay sonra çatır çatır konuşacak hale gelmeyi planlıyorsan, bu iş için haftada en azından 8-10 saat ayıramayacaksan ve uzun vadede rusçayı aktif olarak kullanmayacaksan vakit kaybı. unutursun. ben bir haftalık okul tatilinden bile aptal gibi dönmüştüm. çok çabuk gidiyor.
Ingilizce bile bana çok zor bir dil olarak geliyor. Sizce İngilizce mi daha zor Rusça mı hiçbir dil bilmeyen bir Türk için?
@siyah giyen adam, tabii ki tartışmasız rusça. ingilizce biliyorum, benim için de rusça ingilizceden çok daha zor. gelgelelim ingilizce bilmenin rusçada büyük avantajları olabiliyor. "relative clause" dediğimiz konuyu iyi bilen birisi, rusçada kompleks cümleleri rahatlıkla kurabilir mesela. sözlükteki bir entry'mden örnek vereyim,
i know where you live = ya znayu gde tı jivyoş
kelime dizilimine kadar tamamen aynı. rusçada işin içine çekim de giriyor ama bu seviyeye gelene kadar onları zaten öğrenmiş oluyorsun. benzer kelimeler de çok. televizyon rusçada televizor mesela. deney, eksperiment. sinir (vücuttaki) ingilizcede nerve, rusçada nerv. uzay "kosmos". eşsiz anlamına gelen sıfat "unikalniy" (unique). böyle uzar gider liste, çok fazla şey var. yine aynı şekilde almancadan kelimeler var. sandalye stul demek. almancada stuhl. almancada amaç/hedef anlamlarına gelen "ziel" kelimesi rusçada aynı anlamla "tsel" şeklinde mevcut, okunuşları oldukça benzer. semaver, divan, çay, bilet gibi türkçeyle ortak kelimeler de var. patlıcana baklajan derler mesela. ben o tarafları bilmiyorum ama erzurum'da bardak için "stakan", patates için "karto" ile başlayan bi' kelime kullanıldığını söylemişlerdi bana. rusçada stakan bardak demek. patates de kartofel, kartoşka.
velhasıl ingilizce veya almanca altyapısı rusça öğrenirken işi kolaylaştırır ama hangisi daha zor dersen tartışmasız rusça. almancadan da, ingilizceden de zor. ben almanca öğrenmeye rusçadan sonra başladım mesela çünkü almancada milletin anasını ağlatan dativ-akkusativ-genitiv-nominativ dörtlüsü çok daha ağır bir biçimde, iki ekle birlikte (bulunma hali ve "ile" hali) rusçada mevcut. rusçadaki çekimleri gördükten sonra "der mann"ın "den mann"a dönüşmesi pek kafa karıştırıcı gelmiyor açıkçası :)
Doktora danışmanım kendi kendine öğrenmiş. Matematik kitaplarını rahat okuyorum konuşmalarında belli bir kısmını anlayabiliyorum demişti. yani yapılabilecek birşey. tabi bu senin dil öğrenmeye yatkınlığına bağlı. ben şahsen kendi kendime öğrenemezdim.
Bir ara merak salmıştım Rusçaya. Sonradan sıkıcı gelmeye başladı. O yüzden devam etmedim. Kendi kendine öğrenebilir misin bilmiyorum ama ders alarak başlamak daha sağlıklı. İstanbul'daysan İSMEK kursları var. Orayı bir dene. Belki sonraki aşamalarda kendin kitap okuyarak geliştirirsin.
der meister pırıl pırıl açıklamış, üstüne fazla söze gerek yok ama bi başla gör bakalım. yalnızca akıcı kiril okuyup el yazısıyla yazabilmek için bile biraz çaba harcanabileceğini düşünüyorum. dünyanın coğrafi anlamda üçte birinde konuşulan bir dil, bu kadarı hatır için yapılabilir. bir hayli algı ve bakış açısı sağlıyor. ben çok disiplinli azeri bir hocanın kursuna katılarak (ve hiç ekstra çaba sarf etmeyerek) iki ayda öğrenebildim bu kadarını. üstüne bir üç ay da gramer ve kontekstin günümüzde köpek maması üretim sanayii mi puşkin'in aşk mektupları mı olduğunu ayırt edebilmek sürdü. hoca sağolsun çok iyiydi ama benim motivasyon böyle bir dil için yetersizdi gerçekten.