böyle bi kanıya varabilir miyiz? ne kadar süredir yalnız yaşıyorsa evet bencildir/bencilleşmiştir diyebiliriz? ya da tam tersi eliaçıktırlar diyebilir miyiz? nasıl anlarız?




 

Cok cok asiri bir genelleme olmus.

Traveller

paylaşmaktan uzak kalan, kendi işini kendi görmek zorunda kalan insanların bu durumdan muzdarip olduğunda tepkisel olarak kendi odaklı olması, olaylara "ben her şeyi kendim yapıyorum onlar da kendi yapsın" penceresinden bakması muhtemeldir.

lakin ki her zaman öyle değildir. yalnız yaşamanın bencilleşmeye sebep olabilecek şartları sağladığını düşünüyorum ancak süper eli açık bir insanın sonradan yalnız yaşadı diye bencilleşmesi için daha derin şeyler yaşaması gerek diye de düşünüyorum.

Bruce

Bununla ilgili bir araştırma vardı aslında, kaynağını hatırlamıyorum. Aşağı yukarı şöyle bir şeydi: sağlıklı (duygusal ve bireysel olarak) yalnız başınıza yaşadığınızda birçok şeyi kendi başınıza halledebildiğiniz için (tercihen veya mecburiyetten) ve birçok insan için yalnızlık bir süre sonra zevk veren ve kendi kuralları çerçevesinde yaşadıklarından bireyselliği vurgulayan bir şey olduğundan, dışarıda kurdukları ilişkiler daha anlamlı, daha sevgi dolu oluyor. Yani, benim evde oturup kahvemi kitabımı alarak, istediğim müziği dinleyip istediğim zaman çalışarak geçireceğim vakitten vazgeçmeme değiyorsunuz ki sizinle görüşüyorum gibi...

Ayrıca, yine yalnız yaşayan (ve bekar olan) aile üyelerinin, kardeşlerin, çalışanların sırf bu sebeplerden daha çok sorumluluk almak zorunda kaldıklarını da gösteriyor bu araştırma. Örneğin, Christmas’ta birinin çalışması gerekirken “ya seni evde bekleyen mi var, ama George’un iki çocuğu babasız mı Christmas yapsın?” deniyor, “ya kocam işten yorgun gelecek zaten onunla ilgilenmem gerek, anneme bugün de sen bak” deniyor vs. Yani aslında bencillik gibi bir şansları pek kalmıyor.

Tabii, Türkiye’ye pek uymaz herhalde bu söylediklerim.

sopiro

Bir süre sonra öyle olması muhtemeldir. Tamamen bencilleşmiştir diyemeyiz

MaNOfTheYear

Söylediklerinize dikkat edin düşüncelere dönüşür…
Düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür…
Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür…
Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür…
Alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür…
Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür…
Karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür…

demiş gandi amcam...

Yani adam tek başına yaşıyor, herşeyini kendi hallediyorsa, kimseye muhtaç değilse :"karnımı o mu doyuruyor da bilmem ne" diye diğer insanları saymıyorsa olabilir. bu biraz sosyalleşme ile ilgili.

mesela evin tek çocuğu olayı.

ama genelleme yapmak doğru değil. 1 elin 5 parmağı da aynı değil.
adam tek yaşıyordur vurdum duymazdır. önünden ekmeğini al bişey demez. adam tek yaşıyordur herşeyi kafaya takmıştır çöpünü alırsın ciyaklar.

qobel

7 sene yalnız yaşamış, son 3 senedir evini başkalarıyla paylaşan biri olarak diyebilirim ki, manevi olarak kesinlikle bencil değilim ama evet maddi olarak bencilim. ama yalnız yaşadığım için mi oldu, yoksa benim huyum hep mi böyleydi bilmiyorum. galiba içimde vardı hep böyle bir maddiyatçılık.

@acemi'nin dediği gibi, eşyalarım çok kıymetli. biri halıya, koltuğa bişey dökse, ya da tabak-bardak kırsa çok sinir oluyorum. karşımdakine de ayıp olmasın diye yansıtmamaya çalışıyorum ama pek beceremiyorum, kesin anlıyor. ya da ev arkadaşımın ya da onun başka arkadaşının bazen salondaki koltukta uyumasından hiç hoşlanmıyorum çünkü ben o koltuğu oturulsun diye aldım. yatınca, inanmayacaksınız ama eskiyor, yatan kişinin derileri saçları kılları koltuğa dökülüyor, pis midir nedir belli değil. evet bunlara takılıyorum. ayrıca benim koltuğum değil mi, bence istediğim kişiyi kaldırma hakkım olmalı. ama kimseye "sen o elindeki sigarayla o koltuğa oturma" diyemiyorsun çünkü görmemişin koltuğu olmuş oluyor. o yüzden bir şey demiyorum ama koltuğa oturmuş kafası güzel geniş geniş sigara içen birini falan görünce ya da halıya kırıntıları döke saça pizza yiyen biri olunca içim içimi yiyor. valla benim işim zor bence. oh ya şunu şuraya yazdım da rahatladım. KOLTUĞUMDA UYUMAYIN, HALIMI KİRLETMEYİN :D

bunun yanında bir güzel huyum var, kendi eşyalarımı asla kaybetmem. her şeyin yerini hatırlarım. yıllardır iğne bile kaybetmedim. ki habire kampa gidiyoruz, festivale gidiyoruz, birkaç tane yurtdışı tatili yaptık, 30 gün interrail yaptım vs oralarda bile hiçbir şeyimi kaybetmedim. o derece değerli eşyalarım.

ama dediğim gibi ben yalnız yaşamadan önce de böyleydim. yalnız yaşadığım için "benim aldığım" ve "bana ait" eşyalarım çoğaldı, böylece bir eşyamın başına biri tarafından bir şey gelme ihtimali çok arttı :)

istanbul kanatlarimin altinda

4 senedir yalnız yasıyorum daha da cömertleşiyorum imanım arttıkça

masumiyetkarinesi

bu kısıtlı bir bakış açısı.

insanlara sadece yemek yapılması, evin temizlenmesi, vs. için muhtaç değiliz. sosyalleşme de bir ihtiyaç. her işini kendisi yapan bir insan da sosyalleşmeye ihtiyaç duyar.

nickini degistiren yazar
1

mobil görünümden çık